(TBMM) - TBMM Genel Kurulu`nda, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemelere Dair Kanun Teklifi`nin görüşmeleri devam ediyor. CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, "Bütçe meselesi çok önemli. TÜBİTAK`ın bütçesinin 2025 yılı bütçesinin yüz binde üçü olduğunu biliyor musunuz? Bu bütçeyle yararlı bir bilgi beklemek olası değildir" dedi. CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu ise, "Biz esasına bakılırsa erken sanayisizleşmekteyiz yani henüz gelişmiş bir ekonomi olmadığımız hâlde sanayisizleşmeye başladık. Bizim yüksek teknoloji üretimimiz, bu ürünlerin ihracat içindeki payı yerinde sayıyor, hatta geriliyor" diye konuştu.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi`nin birinci bölümü üzerine görüşmeler devam ediyor. CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin şunları söyledi:
"Bilimsel verilerle yapılan çalışmalar kabul görmezken maalesef bu hurafeler desteklenmiştir"
"Torba kanun uygulamaları tekliflerin Meclis dışında hazırlanması ve Meclis`in müzakereci organ olarak çalışmaması, anayasaya uygunluk denetiminin etkili biçimde yapılamaması en başta anayasaya aykırıdır. Kanun teklifi AYM`nin iptal ettiği hükümlerin şimdi yasa yoluyla düzenlenmesini içermektedir. Meclis ve komisyonlar bir üretim alanı olmaktan çıkmış tam anlamıyla bir tadilat alanına dönüştürülmüştür. Sanayi komisyonumuz birikmiş sorunlara çözüm arayabilecekken tek adam rejiminin altı yıllık hukuksuz inşasının örneği olan teşkilat düzenlemeleri AYM`nin iptal kararları sonrasında tek tek Meclis`e gönderilmektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur.
Tüm kurumlarda olduğu gibi TÜBİTAK ve KOSGEB`in de içi boşaltılmıştır. Dünya ölçeğinde tek bir teknoloji projemiz yokken olanlar da kabul görmemişken en önemli kurumlarımızdan biri olan TÜBİTAK bünyesinde okunmuş fasulyeye, papaz eriğinin adının değiştirilmesine, tüm Dünyada Darwin yılı kutlanırken TÜBİTAK`ın dergisinde Darwin`in çıkartılması gibi absürt uygulamalar oluşmuştur. Bilimsel verilerle yapılan çalışmalar kabul görmezken maalesef bu hurafeler desteklenmiştir. Liyakatin olmadığı bir kuruma dönüştürülmüştür."
"Biz esasına bakılırsa erken sanayisizleşmekteyiz"
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu ise şunları söyledi:
"Büyük resme baktığımızda başka bir hakikatle karşı karşıya kalıyoruz. TÜİK 2021 yılı yüz bazlı sanayi üretim serisini 2005 yılına kadar geriye götürerek açıklıyor. 2005`i başlangıç alırsak on dokuz yıllık bir dönemden bahsetmekteyiz ve bu on dokuz yıllık süreç içerisinde sanayi üretim endeksi yüzde 148 artmış. İlk bakışta yüksek bir oran gibi görünmekte ancak yıllık bazda değerlendirdiğimizde yıllık ortalama büyüme sadece 1,86. Esasında baktığımız zaman ciddi bir patinajdan söz etmekteyiz çünkü yüzde 1,86`lık büyüme esasında bakılırsa büyüme bile değil. İmalat sanayimizin gayrisafi yurtiçi hasıladan aldığı pay her geçen gün azalmakta. Verileri alt alta koyduğumuzda sorunun sanayisizleştirme olduğunu ve bu eğilimin uzun zamandan beri sürdüğünü görmekteyiz. Sanayisizleşme Dünyada genellikle gelişmiş ekonomilerde karşımıza çıkmakta. Orta yüksek, yüksek teknolojik üretimin artması, emek yoğun imalat sektörlerinin bizim gibi gelişmekte olan ülkelere kaydırılması, imalat sanayisinin de istihdam içerisindeki payının azalmasına neden olmakta. Bizdeki süreç farklı işliyor. Biz esasına bakılırsa erken sanayisizleşmekteyiz yani henüz gelişmiş bir ekonomi olmadığımız hâlde sanayisizleşmeye başladık. Bizim yüksek teknoloji üretimimiz, bu ürünlerin ihracat içindeki payı yerinde sayıyor, hatta geriliyor. Yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payı 2002`de 6,2`ymiş; bugün 2024 Ocak-Aralık rakamlarına baktığımız zaman bu oran yüzde 3,6. 2053 hedeflerimiz neydi peki? Yüzde 17. Biz daha yüzde 4`lük bir barajı geçemedik, sanki üzerimizde bir cam tavan var ve biz ne yazık ki bu cam tavanı kıramıyoruz."
"Bu bütçeyle yararlı bir bilgi beklemek olası değildir"
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, "TÜBİTAK ve KOSGEB gibi kuruluşlar çok önemli ama özellikle TÜBİTAK`a ayrılan bütçeye baktığımızda on binde 4 civarında kalıyor. Bu bütçeyle TÜBİTAK`tan herhangi bir AR-GE çalışmasını beklemek haksızlık. Örneğin yaşanan depremlerle ilgili sismik dalgalarla projeler üretilerek can ve mal kaybının önüne geçilmesi mümkünken buna ilişkin bütçenin yeterli olmaması nedeniyle bu konularda çalışma yapılamadığını biliyoruz. Bütçe meselesi çok önemli. TÜBİTAK`ın bütçesinin 2025 yılı bütçesinin yüz binde üçü olduğunu biliyor musunuz? Bu bütçeyle yararlı bir bilgi beklemek olası değildir" dedi.