CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM`de partisin grup toplantısında konuştu. CHP`nin grup toplantısına 81 İl Başkanı ve Kadın Kolları Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ile KFC ve PizzaHut çalışanları da katıldı. Özel, şunları kaydetti:
"Unutturulmaması, gündemin bizi meşgul eden yanlarına kapılıp da asla seslendirmeden bırakılmaması gereken hususlar var. Boynumuza borç olan, namusumuza emanet olan işler var. Onlara değindikten sonra bugünün ruhunu ve nerede olduğumuzu, nasıl duracağımızı, nereye yürüyeceğimizi tüm kamuoyuyla birlikte paylaşacağım.
"Kültür Turizm Bakanı`nı atayan meselenin tek sorumlusudur, o da Recep Tayyip Erdoğan`dır"
Bolu Kartalkaya, 36`sı çocuk 78 vatandaşımızın hayatını kaybettiğinden beri geçen hafta 3 demiştik, 4 hafta oldu. Tam 28 gün oldu. 28 gündür vicdanlar yanıyor, o kor hiç sönmüyor. ‘Biz bu işi 10 günde bitiririz` diye söz veren İçişleri Bakanı`nın ağzını bıçak açmıyor. Görevlendirilen ilk bilirkişi heyeti, sorumluları Bolu`daki İl Özel İdaresi ve Turizm Bakanlığı diye söyledi diye raporu alınmayan, ‘Buradan Bakanı sil, Bolu Belediye Başkanı`nı yaz` dendi diye mesleki namuslarına dokundurtmayan ve raporlarının arkasında duran, o raporları teslim alınmayan bilirkişi görevleriyle duruyorlar. ‘Heyeti genişletiyoruz` diye sulandırmaya çalışan, sonra direnci görünce ‘Yeni heyet görevlendirdik` diyen bilirkişinin ise raporu hala ortada yok. Gözaltı süreleri uzatıldı, ardından tutuklamalar, serbest bırakmalar yapıldı ama bir bilirkişi raporuna göre değil, Ankara`dan giden baskıya ve oradaki talimatlandırmaya göre yapıldı. Tuirizm Bakanlığı`ndan kimseye dokunmadılar ve AK Parti`ye yük olmayacak bir sistematiğe dönüştürdüler. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Sinan Ateş davasında nasıl katleden ve katledilenin kimliği yargıyı tarihin en büyük adaletsizlik sürecine sürüklediyse burada da sorumlu tutulanın aidiyeti, partisi ve aslında sorumluluğu olmayanlara yüklenmeye çalışılan yük bizi bu noktaya getirdi.
Dikkatle takip ediyoruz. Şunu biliyoruz: Pazar bekleniyor. Nasıl o gün 6 saat boyunca o an için 66 rakamı sabah 09.00`da belliyken ‘10 kayıp var` deyip 6 saat Erdoğan`ın Ankara`daki kongresi beklendiyse, rozet takılıp, katılım töreni bitip, alkışlar sustuktan sonra hepimizin bildiği gerçek rakam ilan edildiyse şimdi de Turizm Bakanı`nı görevden almak yerine kongre sonrası geniş bir kabine değişikliğinin içinde bu işi eritip AK Parti`nin sorumluluğunu örtme çabaları açıkça görülüyor. Hukuken sorumluluklar var, siyasi sorumlu var ama bir tane vicdani sorumlu varsa böylesi bir dönemde ‘Bir tek kişiyi seçeceksiniz, gerisini o seçecek. Meclis olarak karışmayacaksınız, gensoru veremeyeceksiniz, hesap soramayacaksınız, hesabı bir kişi verecek` denilen yerde yenidoğan çetesini bu hale getiren, o bebelerin hayatına sebep olan Bakanı atayan da bu Kültür Turizm Bakanı`nı atayan da meselenin tek sorumlusudur. O sorumlunun bir adı vardır, o da Recep Tayyip Erdoğan`dır.
"Kişisel gaftan çok sistemin sağlık emekçilerinin emeğini ve bedenini de değersiz gördüğünün açık bir kanıtı"
Kültür Bakanı, ‘İstifa edecek misin` diyen arkadaşlarına ‘Neden edeyim, Sağlık Bakanı etti mi` demişti. ‘Seni görevden alır mı, nasıl alacak`, ‘Yenidoğan çetesini Sağlık Bakanı`nı aldı mı, beni alacak` demişti. İşte o sağlık sistemi bir yandan AK Partili milletvekillerinin ağızlarından dökülen sözlerle nerelere geldiğini hekime karşı şiddetin, sağlık emekçisinin emeğinin nasıl değersizleştirilip nasıl onlara şiddetin yönlendirildiğinin itirafı geldi. Milletvekilinin ardından yaptığı özrü önemsiyorum. Hiç değilse kırdıklarından özür diledi ama bir gerçek var. ‘Memnuniyetsizlik varsa ben şunu yaparım, sağlık personelinin gırtlağına yapışın. Ben devlet olarak üzerime düşeni yaptım, hizmeti vermeyen onlardır.` Yıllar önceydi, AK Parti`nin anketlerde en güçlü olduğu yer, sağlık görünürdü. Yüzde 70`in üzerinde memnuniyetler görünürdü. O zamanki sağlığa karşı şiddet araştırmalarında somut tespit vardı. Bunların iktidar tarafından kendi lehlerine yoğun iletişimi, sağlık alanında ortaya çıkabilecek herhangi bir olumsuzlukta ‘Her şey bu kadar iyiyken niye benim, yakınım başına bu geldi diye doğrudan sağlık emekçisini hedef gösteriyor` derlerdi. Şimdi o memnuniyetler yüzde 78`lerden yüzde 40`ın altlarına gerilemişken o gün bile ‘Memnuniyetin iletişimi hedef gösteriyor` derken bilim insanları, bugün bu kadar memnuniyetsizlikle ‘Biz her şeyi iyi yapıyoruz, gidin gırtlağını sıkın` meselesi bir milletvekilinin kişisel gafından, hatasından çok sistemin kendisini nereye dayandırdığı, nasıl suçu başkalarına attığı ve sağlık emekçilerinin emeğini değersiz ve aslında bedenini de değersiz gördüğünün açık bir kanıtı olması açından son derece önemli.
"Malatya`da rezerv alan kriziyle karşı karşıyayız"
Hatay`ın rezerv alan sorunu bütün farklı illerde de yaşanmaya başladı, yaşanıyor. Bu sefer de Malatya Yeşilyurt ilçesinde bir rezerv alan kriziyle karşı karşıyayız. Bilimsel olarak değerlendirmelerin subjektif kriterlerle, hele hele değerli yerleri ‘Bu garibanların burada işi ne, onları alalım, şuralara taşıyalım, buraları farklı değerlendirelim` yaklaşımının Hatay`da aldığı itiraz, çeşitli şehirlerden yükseliyor. Bu konudaki takibimizi ve dikkatimizi sürdürdüğümüzü ifade etmek isterim."
(SÜRECEK)