Haber: Gülar SUBAŞI - Kamera: Uğur DEMİRCİ
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, CHP`li kadın büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanlarıyla belediye meclis üyelerine yönelik saldırılara ilişkin ANKA Haber Ajansı`na değerlendirmede bulundu. Kaya, şunları söyledi:
``En başına gitmek lazım, 31 Mart yerel seçimlerine gitmek lazım. Hatta 2019`a kadar gitmek lazım. 2019`da CHP yerel yönetimlerde büyük bir başarıyla büyükşehir belediyelerini yönetmeye başladılar. Bu beş yıllık süreç içerisinde halkın, milletin üstün yararını, menfaatini gözeten çalışmalar yürüttüler ve biz 31 Mart yerel seçimlerinde belediye sayılarımızı arttırarak -toplam şu anda 414 belediyemiz var ve bunun da 37 kadın belediye başkanı- tüm CHP`li belediyeler yine aynı şekilde sosyal belediyeciliği, halkın, milletin üstün yararını, menfaatini gözeterek çalışmalarını yürütmekte. Ve tabii bunun neticesinde iktidar partisi, iktidarının ellerinin arasından kaydığını görmekte. Tüm bu saptamaları yaptıktan sonra, başta cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu`nun Silivri`de tutsak edilmesi ve diğer CHP`li belediye başkanlarının, bürokratlarının Silivri`de tutsak edilmesini bundan ayrı olarak düşünmemiz mümkün değil. Bunların hepsi bir siyasi karar. Bunların hepsi bir politik süreç. Biz biliyoruz ki ellerinden kaymakta olan iktidarlarını tutmak için tüm bu hukuksuz tutuklamaları, siyasi kararları alıyorlar.
``Kadın belediye başkanlarımız, kentlerinde kadını önceleyen çalışmalar yapıyorlar``
Bugün kadın belediye başkanlarımıza yapılan da aslında bunların devamı niteliğinde. Kadın belediye başkanlarımız, kentlerinde kadını önceleyen kadına dokunan, çocukları önceleyen, dezavantajlı grupları önceleyen çalışmalar yapıyorlar. ‘Önce kadın, önce çocuk, önce yoksul, önce aç bırakılmış millet` diyorlar. İşte geçtiğimiz hafta, önce İzmit Belediye Başkanımız Fatma Hürriyet Kaplan`a hakaret edildi. Ardından Üsküdar gibi bir ilçeyi, AKP iktidarının elinden alan Sinem Dedetaş Başkanımız ki ilçesini liyakatla, bilimle yöneten bir başkanımız. Yine bir yandaş diliyle ağır hakaretlere maruz kaldı. Ağır, aşağılayıcı hakaretlere maruz kaldı. Ardından yine İstanbul`da Bahçelievler Belediye Meclis Üyemiz Bahar Başkanımız, Bahçelievler Belediye Başkanı tarafından hakarete maruz kaldı. Ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Sözcümüz Yağmur Başkanımız, imasında dahi bulunamayacağımız bizim ağır küfre maruz kaldı. Hatta tutmasalar neredeyse orada artık fiili bir saldırıya, şiddete maruz kalacaktı.
``Bu saldırıları, iktidar partisi namzeti olan CHP`ye yönelik olarak görüyoruz``
Tüm bunları biz siyasetten arı olarak düşünmüyoruz. AKP iktidarının bilinçli bir siyasi tavrı bu. Ellerinden giden, kayan bir iktidar var. Seçimlerinden bu yana hala birinciliğini koruyan, yaklaşan en erken genel seçimlerde iktidar partisi namzeti olan CHP`ye yönelik olarak bu saldırıları görüyoruz biz. Bu dil aslında kaybettiği kadınları görmezden gelen bir akıl tutulması. Çünkü 31 Mart seçimlerinde en çok kadınlar vazgeçti AKP`den. Kadınlar iktidar yaptı AKP`yi. Ama 31 Mart`ta da en çok kadınlar vazgeçti. Kadınlar artık şehirlerini yöneten kadın belediye başkanlarına bakıyorlar. En çok kadını önceleyen CHP`ye bakıyorlar. Çünkü Fatma Hürriyet Kaplan daha dün et market açtı. Çünkü kadınlar evlerine et alamıyorlar. Ayda bir et giren evler var Türkiye`de artık. Çocuklarına et alamıyor anneler. Yine dün Fatma Hürriyet Kaplan Başkanımız bir kreş hizmete soktu. Kadın belediye başkanlarımız çalıştıkça ve bunlar halk tarafından görüldükçe ki seçildiklerinden bu yana yapılan anketlerde gitgide artan bir halk onayları var bu kadın belediye başkanlarımızın. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel bundan aylar evvel CHP`li belediyelerin açtığı kreşler vardı ve bunların üzerinden kapatma yönünde bir hamlesi olmuştu iktidarın. Ve demişti ki Sayın Genel Başkanımız, ‘2025`in sonuna kadar açacağımız kreşler bini bulacak.` Dün de Fatma Hürriyet Kaplan Başkanımız İzmit`te 698`inci kreşini açtı. Onların hazmedemedikleri, onların görmeye tahammül edemedikleri işte bunlar. Bu çalışkan kadınlar kentlerinde kadınlara hizmet ediyorlar. Ve işte o kadınlar, o iktidarı ellerinden alacaklar.
Yine bir örnek daha vermek isterim. Aydın`ın bir ‘Topuklu Efe`si var biliyorsunuz, Özlem Çerçioğlu Başkanımız. Özlem Çerçioğlu Başkanımız altı kreş açtı ve diğer kreşler de yolda geliyor. Özlem Başkanımız sosyal projeleriyle, otizm merkeziyle, disleksi merkeziyle, evde bakım merkezleriyle, 27 kültür merkezini ders çalışan gençlerle dolduran 27 kültür merkeziyle, aş evleriyle ve kadın kooperatifleri vesilesiyle üreten kadınlardan aldıkları ürünleri doğrudan aracısız pazarlayarak onlara doğrudan gelir oluşturarak onların sosyal, ekonomik hayata kazanımını sağlıyorlar. Ve o kadınlar çocuklarını, kız çocuklarını okutuyorlar. İşte aslında tahammül edemedikleri o. Bu nefret dilinin sebebi de o aslında. Özlem Başkanımız kentinde yüzde 50`nin üzerinde bir oy almışken, yani her iki kişiden birinin oyunu almışken bugünkü yapılan beğeni anketlerinde yüzde 60`ın üzerinde çıkıyor. İşte hazmedemedikleri bu aslında. Kadınların şehirlerine hizmet etmesi, kadın danışma merkezlerini açmaları, mor haritaları, tüm belediye kentlerini daha yaşanılır hale getirmelerinden aslında rahatsızlar. Tüm bunları biz böyle yorumluyoruz.
``İktidardan bu saldırılara karşı en ufak bir cümle işitmedik``
Siyasetteki olmaması gereken bu nefret dilini, bu şiddet dilini tüm erkekleri erkeklere atfetmek istemiyorum bunu. Çünkü biz eşitlikçi erkek yol arkadaşlarımızla yürüyoruz başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere. Birtakım vahşi erkekler, işte bu şiddet dilini yönelten, bunların bu vahşi erkeklere maalesef iktidar cenahından, onların politika kurumlarından hiçbir cevap verilmemesi, hiçbir yaptırım uygulanmaması bizim dikkatimizden kaçmıyor. Çünkü bundan haftalar önce hatırlarsanız Cumhurbaşkanı`nın merhum annesine yakışıksız sözlerle saldırıldı. Yine cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu`nun kıymetlisi, eşine yine son derece hadsiz, yakışıksızca hakaretler edildi. O dönem Sayın Genel Başkanımız dedi ki ‘Cumhurbaşkanı`nın annesine sarf edilmiş o hakaretleri, sözleri kendi anneme sarf edilmiş olarak kabul ederim.` Yine ben Osmaniye Milletvekili ve CHP Kadın Kolları Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı`nın annesine yapılan bu hakaretleri ve cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu`nun eşine sarf edilmiş bu hakaretlere dair hala açıklamam bulunmakta. Ama biz maalesef iktidardan en ufak bu konuyla ilgili, kadın siyasetçilere dair, yerelde hizmet üreten başarılı bu siyaset kadınlarına dair en ufak bir cümle dahi kurulduğunu işitmedik.
``Bu şiddet dili, cinayetlere evriliyor``
Yani bu siyaset üstü olarak tanımlanmalı ve bu şiddet diliyle bizim hep birlikte bu Meclis çatısı altında gerek gerekse tüm siyasi partiler olarak birlikte mücadele etmemiz lazım. Çünkü siyasetteki, Meclis`teki veya periferideki, Anadolu`daki, Trakya`daki bu şiddet dili Anadolu`ya, Trakya`ya bir şiddet sarmalı olarak dönüyor. Bunu gören, işiten insanlar bunu kanıksıyor, bunu normalleştiriyor. Ve bu kadına şiddet sarmalı olarak dönüyor. Ve nihayetinde de bu cinayetlere evriliyor işte. O nedenledir ki yıl başından bu yana şüpheli ölümleri de hesaba kattığınızda -ki hesaplardan, sayılardan çok ötedir, her biri bir insan hayatıdır- 150 kadın hayatını kaybetti.. Neden oturup da buna kafa yormuyorlar acaba? `Neden bizim ağzımızdan düşen kelimeler, bu eylemlerimiz yarın bir gün Anadolu`da da evdeki kadına, kapısının dışına çıkamayan kadına şiddet dili olarak dönüyor` diye buna en azından kafa yorsalar. Maalesef şimdiye kadar bu mümkün olmadı. İktidardan, iktidarın kadın milletvekillerinden, kadın grup başkan vekillerinden, kadın kollarından en ufak bir cümle dahi işitmiş değiliz.
``Meclis`te grubu bulunan tüm siyasi partilerden randevu talep ettik``
Fakat biz CHP Kadın Kolları olarak yine de Meclis`te grubu olan tüm siyasi partilerin kadın kollarıyla iletişime geçiyoruz. Bugün itibarıyla iletişime geçmeye başladık. Bu konunun siyaset üstü olduğu, sizden-bizden olarak ayrımının yapılmaması gerektiğini ve hep birlikte bununla mücadele etmemiz gerektiğini, bugün bize yönelen bu nefret söyleminin, bu şiddet söyleminin yarın kendilerine de yöneleceğini ve bununla hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini, aksi takdirde kadınların siyasette çok fazla ilerleme kaydedemeyeceğini konuşmak üzere randevu talebinde bulunduk. Tüm siyasi partilerle bu konuda görüşme sağlayacağız. Yarın ilk olarak DEM heyetiyle görüşme gerçekleştireceğiz. Ardından da diğer siyasi partilerle temaslarımız devam edecek.``