CHP Gaziantep milletvekili Hasan Öztürkmen, Milli Eğitim Bakanlığı önünde mülakat mağduru öğretmenlerin eylem yaptığı saatlerde TBMM`de eğitimde yaşanan sorunlara ilişkin basın toplantısı yaptı. Mağdur öğretmenlerin de katıldığı toplantıda konuşan Öztürkmen, şunları söyledi:
"Milli eğitim sistemini altüst etme konusunda inat eden Bakan Yusuf Tekin, 611 öğretmenimizi hayatından bezdirdi. Mülakat adı altında yapılan zulüm uygulaması adaletsizliğin, liyakatsizliğin, torpilin en acı örneklerinden birisidir. Sınavı kazanan ancak mülakatlardaki sıkıntılar nedeniyle öğretmenlerimiz aylardır mağdur. Mülakat mağduru öğretmenlerimiz 4 Kasım 2024 tarihinden beri adalet mücadelesi veriyor. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim öncesinde kamuda işe alımlarla ilgili mülakatların kaldırılacağını açıklamıştı yine halkımızı kandırdı. Seçim geçti, sözler unutuldu. Yusuf Tekin mülakat sürecine dair `Cumhuriyet tarihinde görülmemiş şekilde adil bir mülakat gerçekleştirdik` sözleriyle adeta vatandaşla dalga geçiyor. Mülakatın olduğu yerde adalet olmaz.
Aylardır Bakanlığın önünde eylem yapan mülakat mağdurlarını görmezden gelen, randevu taleplerini reddeden Yusuf Tekin şimdi öğretmenlerimizi hedef gösteriyor. `Mağdur olduğunu iddia eden arkadaşlarımız biz mülakata karşıyız o yüzden mağduruz diyorlar, bu bir mağduriyet değil` diyor Bakan Tekin. Bakanlıktaki odasından inip kapısının önünde eylem yapan öğretmenleri bile dinlemeye gerek görmüyor. Şu anda bu açıklamayla aynı anda Milli Eğitim Bakanlığı önünde mülakat mağduru öğretmenlerimiz yine eylemdeler."
"Yüz yüze görüşerek mağduriyetimizi dile getirmek istiyoruz"
Mülakat mağduru öğretmen ise şöyle konuştu:
"25 Mart`ta Sayın Yusuf Tekin`in Bursa`da yaptığı açıklamalarda `mülakatlarda haksızlığa uğradığını düşünen arkadaşlarımız gelsinler ben gereğini yapacağım` çağrısına kulak veren, haklılığını belgelerle ortaya koyan 150`ye yakın mülakat mağduru öğretmen arkadaşımız Milli Eğitim Bakanlığı önündeler. Şimdi Sayın Bakanı samimiyete davet ediyoruz. Mülakatlar mülakat gibi yapılmadı. Eğer mülakat gibi yapılsaydı yüzlerce nitelikli öğretmenimiz şu anda hak arayışında olmazdı. Kendisinden öğretmen arkadaşlarımızı makamına davet edip, mahkemelere de sunulan orantısız ve bilimsel olarak adaletsizliği gözler önüne seren puanları sunmak, yüz yüze görüşerek mağduriyetimizi dile getirmek istiyoruz."
"Milli Eğitim Bakanı kendisini tüm okulların sahibi olarak görüyor"
Proje okullarda öğretmenlerin kadro dışı bırakılmasına ilişkin ise Öztürkmen şunları söyledi:
"Yaklaşık 40 bin civarında öğretmenimizi mağdur etmiş durumda. MEB tarafından proje okul olarak adlandırılan birçok köklü okulda atama sonuçları açıklandı ve binlerce nitelikli öğretmen kadro dışı kaldı. Proje okulların siyasetin keyfi şekilde makam, koltuk dağıtmak için kullanıldığına dair çok güçlü deliller var. İktidar yandaşı sendikaya üye olanların tercih edildiği bir sır değil. Proje okullardaki öğretmenlerin görev süresinin neden uzatılmadığına, uzatmaların hangi ölçütlere göre yapıldığına dair hiçbir veri yok. Görünen o ki okullarımızı projelerle cemaatlere, tarikatlara teslim eden Milli Eğitim Bakanı kendisini tüm okulların sahibi olarak görüyor. "
Proje okullarındaki mağduriyeti aktaran bir öğretmen ise "Mamak Çağrıbey Lisesi`nde 62 personelden 39`u geçen hafta görevlerine devam etmeyeceklerini öğrendiler. Öğrenciler, öğretmenler, veliler herkes isyan ediyor. Öğretmenlerimizin öğrenmek istedikleri tek şey şu; hangi gerekçe ile gidiyorum başkaları hangi gerekçe ile kalıyor? Ortada herhangi bir sınav, mülakat, bilimsel çalışma olmadan tamamen keyfi bir uygulama söz konusu. Bu bir öğretmen kıyımıdır. Öğrencilerimiz pek çok okulda öğretmenlerine sahip çıktılar. Bizlerin tek isteği işimizi hakkıyla yerine getirmek. Dolayısıyla Bakanlığın bu atamaları iptal ederek objektif kriterlere dayalı bir atama gerçekleştirmesini bekliyoruz" dedi.