(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Detaylı değerlendirmelerle yapılacak hibe ve transferleri desteklemekle beraber, son dönemde basında yer alan Türk Deniz Kuvvetleri için yeni inşa edilmiş/edilmeye devam edilen gemilerimizden bazılarının döviz elde etmek maksadıyla üçüncü devletlere hazır olarak satılacağı yönündeki haberler son derece rahatsız edicidir” dedi.
CHP Milli Savunma Bakanlığı`ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, TCG Volkan hücumbotunun Maldivler`e hibe edilmesi ve Türk Deniz Kuvvetleri için inşa edilen bazı gemilerin üçüncü ülkelere satılacağı yönündeki iddialarla ilgili yazılı açıklama yaptı. Bağcıoğlu, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz yıllarda `test ve eğitim gemisi` statüsüne ayrılan TCG Volkan hücumbotumuzun Maldivler`e hibe edildiğine dair haberler basında yer almaktadır. Gerektiğinde faal olarak kullanılan muharip gemilerin bu tip ikincil statülere ayrılmasının personel moral ve motivasyonu başta olmak üzere oluşturabileceği sıkıntıları daha önce ayrıca ve defalarca vurgulamıştık. Dost ve müttefik ülkelere harp silah araçları ve özellikle harp gemileri hibe ve transferi, milli politikayı desteklemek ve hak ve menfaatlerimizi korumak için prensip olarak en etkili yöntemlerden biridir. Zaten geçmişte de Türkiye tarafından bu tip hibe ve transferler değişik devletlere yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmesi önemlidir. Ancak burada dikkate alınması gereken önemli hususlar mevcuttur.
“Geminin faal tutulabilmesi için gerekli transfer, transferi yapan devlet için prestij kaybına neden olmaktadır”
Hibe veya transfer edilen geminin müteakip dönemdeki özellikle teknik ihtiyaçları, çoğu zaman bir problem sahası olarak ortaya çıkmaktadır. Transfer edilen geminin faal olarak tutulabilmesi için önümüzdeki süreçte gerekli desteğin sağlanmaması durumunda yapılan hibe veya transfer, transferi yapan devlet için prestij kaybına neden olmaktadır. Bunun örneği geçmiş yıllarda yaşanmıştır. Karadeniz sahildarı bir devlete hibe edilen bir geminin idamesi, teknik açıdan uzun yıllar boyunca sorunlu olmuş ve bu devlet gemiyi teslim aldığına neredeyse pişman hale gelmiştir. Bu durum, iki devlet arasındaki ilişkileri de olumsuz etkilemiştir.
“Gemilerimizden bazılarının üçüncü devletlere hazır olarak satılacağı yönündeki haberler rahatsız edicidir”
Maldivler gibi okyanusun ortasında yer alan bir ada devletinin hem deniz koşulları hem teknik yeterlilik açısından böyle bir gemiyi ne kadar süreyle idame ettirebileceği ciddi soru işaretidir. Önümüzdeki dönemde yaşanabilecek teknik sıkıntılar ve ilave masraflara ilişkin muhtemel sorunlar çözülemediği takdirde devletimiz adına prestij kaybına yol açabilecektir. Detaylı değerlendirmelerle yapılacak hibe ve transferleri desteklemekle beraber, son dönemde basında yer alan Türk Deniz Kuvvetleri için yeni inşa edilmiş/edilmeye devam edilen gemilerimizden bazılarının (I sınıfı fırkateyn, Reis sınıfı denizaltı) döviz elde etmek maksadıyla üçüncü devletlere hazır olarak satılacağı yönündeki haberler son derece rahatsız edicidir.
“Donanma için inşa edilen gemi daha hizmete girmeden satılabiliyorsa ihtiyaç mı yok”
Aynı şekilde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için inşa edilmekte olan Hisar sınıfı Açık Deniz Karakol Gemisi`nin, Romanya`ya satışının gündemde olduğunu duyuyoruz. Donanma için inşa edilen gemi daha hizmete girmeden satılabiliyorsa ihtiyaç mı yok, ihtiyaç mı acil değil, yoksa başka sorun mu var? Çevre denizlerimizde her gün milli güvenliğimiz açısından yeni bir sınamaya tabi tutulan Türk Deniz Kuvvetleri`nin platform sayısı açısından kuvvet hedefleri sağlanmadan, kullanım ömrü sonuna gelmiş gemiler değiştirilmeden böyle bir hal tarzına girilmesi milli güvenliğimiz açısından uygun değildir.
“Savunma sanayi her fırsatın sadece maddi kazanç elde etmek için kullanılacağı bir sektör değildir”
Diğer sektörlerin aksine, savunma sanayi her fırsatın sadece maddi kazanç elde etmek için kullanılacağı bir sektör değildir. Önce planlı inşa faaliyetleri tamamlanarak kuvvet hedeflerine ulaşılır, daha sonra elbette milli gururumuz olan milli gemilerimizin Türk tersanelerinde inşa edilerek üçüncü devletlere satılması sağlanabilir. TCG Volkan hücumbotunun kullanım ömrünün sonuna geldiği değerlendirilerek hibe edilmesi, envanterdeki aynı sınıf gemiler de dikkate alındığında, harekât zafiyeti oluşmadan Türk Tipi Hücumbot Projesi`nin bir an önce realize edilmesi gerekliliğini de ortaya koymuştur.
“TCG Volkan`ın KKTC`ye transferi önemli bir mesaj olabilirdi”
Ayrıca günümüz şartlarında dünya güvenlik ortamıyla devletlerarası ikili ilişkilerin son derece kırılgan ve değişken olduğu değerlendirildiğinde, sıradan ve rutin bir silah veya araç transferi olarak kabul edilemeyecek harp gemisi transferlerinin müteakip dönemde çok boyutlu olarak ve Türkiye`ye olası etkileriyle TBMM tarafından değerlendirilmesi uygun olabilir. Son ama önemli bir husus olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`nin süratle silahlandığı ve ikili askeri ittifaklar oluşturduğu günümüz güvenlik ortamında, TCG Volkan`ın KKTC`ye hibe/transferi teknik açıdan idame sıkıntılarını önlerken KKTC`nin bekası ve Türkiye`nin desteği açısından önemli bir mesaj olabilirdi.”