CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, hafta sonu oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçı öncesinde seremoniye "Doğal olan normal doğum” pankartıyla çıkılmasına tepki gösterdi.
Konu hakkında Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu tarafından cevaplanması istemiyle konuyu Meclis gündemine taşıyan Dinçer, "Kadının nasıl doğum yapacağına, yalnızca hekim değerlendirmesi ve bireysel tercihler doğrultusunda karar verilir. Sezaryen doğum, kimi zaman annenin ya da bebeğin hayatını kurtaran hayati bir müdahaledir. `Doğal` ya da `doğal olmayan` gibi ayrımlar, sadece kadınları yargılamak ve baskılamak için kullanılmaktadır. Topluma mal olmuş kurumların görevi, kadınların en mahrem tercihlerine müdahale etmek değil, eşitlikçi, bilimsel ve duyarlı bir dil kullanmaktır" ifadelerini kullandı.
"Kadının nasıl doğuracağına karar verecek tek merci vardır: Hekim ve kadının kendisi"
Bir muhabirin Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu`na konuyu sorması ardından, Memişoğlu`nun, "Futbol maçlarına sadece erkekler mi geliyor?" sözlerini de eleştiren Dinçer, şunları söyledi:
"Bakanın açıklaması meselenin ciddiyetini hafife alan ve kamuoyunun hassasiyetini yok sayan bir yaklaşımdır. Konu, maçlarda kimin tribünde olduğundan çok daha büyüktür. Kadının doğumu da bedeni de kimsenin slogan malzemesi değildir. Bir futbol kulübünün araçsallaştırılarak kadınlara `sezaryen olma` diye pankart açılması sadece cehalet değil, aynı zamanda tehlikelidir. Sezaryen bir tercihtir. Bazen bir zorunluluktur. Ve en önemlisi, bir annenin kararıdır. Kadının nasıl doğuracağına karar verecek tek merci vardır, hekim ve kadının kendisi. Ne spor kulüpleri ne siyasiler ne de ideolojik yargılar.`
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın, 2025 yılını Aile Yılı olarak açıklamasının ardından, tüm Bakanların Erdoğan`a yaranmak için sıraya girdiğini söyleyen Dinçer, şöyle devam etti:
"Toplumun en temel yapı taşı olan aileyi korumak gerekçe gösterilse de alt metninde kadınların kamusal hayattan daha da dışlanmasına zemin hazırlanmaktadır. Bakanların birbiriyle yarışır şekilde bu karara dair hamleler yapması meseleyi daha da politikleştirmekte, kadınları sadece ‘eş` ve ‘anne` rolüne indirgerken, birey olarak haklarını görmezden gelmektedir."