CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM`de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli`nin bugünkü grup toplantısındaki CHP`ye yönelik sözlerine yanıt verdi. Özel, şöyle konuştu:
“Sayın Devlet Bahçeli, bugün bir grup konuşması yaptı. Bizim pozisyonumuz belli. Devlet Bey, her hafta pozisyonunu teyit, söylenemini tekrar, ittifak ortağının yükünü hafifletmek, ona gelecek tepkileri üzerine çekme derken bu hafta da iyi bir şey söyledi. Takip ediyoruz, takip edeceğiz. Biz pozisyonumuzu anlattık. Biraz önce söylediğim beş hususta, CHP samimi olarak durduğu yerde durmaktadır. Sayın Bahçeli dünya kadar söz söyledi ama şu kısmı önemli: ‘Bilhassa Halk TV başta olmak üzere MHP`ye saldırı ortamı açan, taltif ve teşvik eden medya organlarını ve medya patronlarını tek tek not aldığımızı; yeri, zamanı gelince burunlarından fitil fitil getireceğimizi, kalabalıkta yapılan itibar suikastının tenhada özrünün kabul edilmeyeceğini duyurmak istiyorum.` Sayın Bahçeli bunu yapma. Bir; açıkta yapılan kusurun tenhada özrü diye bir şey varsa bunun patenti şahsına aittir. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama ama şu kadarını söyleyeyim: Bir televizyon kanalı başta, tüm medya organlarını gazetecileri, patronları teker teker not edecekmiş, burnundan fitil fitil getirecekmiş. Bir ülkede eğer o ülkedeki rejimin adı demokrasiyse, yönetim şekli Cumhuriyetse, o oturduğumuz koltuklara bizi millet oturtuyorsa sen yasama kadar önemli olan ve şu anda vatandaşın hakkını, hukukunu savunmakla mükellef olan basını, gazeteyi, medyayı tehdit edemezsin, önlerinde biz varız, arkalarında biz varız.
``Gazetecilerin saçlarının kılına zarar gelirse sorumlusu Devlet Bahçeli`dir``
Asla ve asla bugünden itibaren başta Halk TV, herhangi bir televizyonun, gazetenin, gazetecinin, saçının kılına zarar gelirse milletimiz bilsin ki Devlet Bey`in talimatıyla MHP yapmıştır, nokta. Nedir bu? Kabadayı mısınız siz? Kabadayılığın bu millete ne faydası var? Gazeteci, zaten küçücük maaşlarla çocuk büyütüyorlar. O Halk TV`nin Meclis`teki muhabiri, bebeğini, anne kuzusunu evde bırakıyor, koşuyor burada ekmeğinin peşinde. Sen kimi, nasıl, niye tehdit ediyorsun? Buradan bir kez daha söylüyorum MHP seçmenine, Cumhur İttifakı seçmenine: Küçücük çocukları olan, her birisi baba olan, anne olan, eş olan, evlat olan ekmeğinin peşindeki gazetecileri tehdit ediyorlar. Saçlarının kılına zarar gelirse sorumlusu Devlet Bahçeli`dir.
Özel`den Bahçeli`ye ``hangi rejim`` yanıtı...
Bir de bize söylediği bir laf var. Hiçbirine cevap vermem de şuna iki satır söylemek lazım. Pazar günü gitmişim, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı`nda konuşma yapmışım. Dostluktan, kardeşlikten, eşitlikten bahsetmişim. Bütün muhalefetin bir arada durmasını ve bu rejimi önünde sonunda değiştireceğimizi söylemiştim. Diyor ki bana, ‘Hangi rejimi değiştiriyorsun? Cumhuriyet rejimini mi? Cumhuriyet`in kurucu partisi, Cumhuriyet rejimini hedef aldı.` Sayın Bahçeli, Cumhuriyet`in kurucu partisi Cumhuriyet`i hedef alanlara karşı tam düşeceklerken koluna giren sana rağmen, tökezlediklerinde ayağa kaldıran sana rağmen, lastik patlayınca yedek lastik takan sana rağmen bu rejimi korumaya devam ediyor. Bizim ortadan kaldıracağımız rejim, saray rejimidir.
``Narin`in katilini milletvekilinin bilip, savcının bilmediği rejim var ya o rejim, yıkılsın bu rejim``
Saray rejimi, o rejimdir ki Başkent`in ortasında bir siyasi partinin gençlik kolları başkanlığını, Ülkü Ocakları Başkanlığını yapmış, iki kız çocuk babasının çekip vururlar. Siyaset arkadaşları onun kanını yerde bırakır. İttifak ortakları, azmettiricileri bile bile konunun üstüne dokunmaz, `ittifak zarar görmesin` yıkılsın böyle rejim.
Yıllarca dirsek çürütmüş, eli nasır tutmuş, gözünün nuru akmış emekliye 12 bin lira verir. Pazar dağılınca yüzünü göstermeden girer, ezik, çürük domatesleri toplar emekliler ve giderler kırık yumurta alırlar, bayat ekmek satın alırlar. Kırık yumurta, çürük domatesle yaptığı menemene bayat ekmek banarlar, yıkılsın böyle rejim. O rejim ki altı yaşında Narin, Kur`an kursundan çıkar, bir daha eve varmaz. Aranır, günler sonra çuvalda bulunur. O Narin`in başına ne geldiğini savcılar bilemez ama ittifak ortağının milletvekili bilir. ‘Ama söyleyemem. O köydekilerin hepsi dostumuzdur` der. Ve Narin`in katilini milletvekilinin bilip savcının bilmediği rejim var ya o rejim, yıkılsın bu rejim.
``Devlet Bahçeli kurdu o saray rejimini. Yere batsın rejiminiz``
Verginin yüzde 68`ini patronla işçiden aynı alırsınız. Yüzde 20 çalışanlardan toplarsınız. Patronlardan yüzde 10 vergi alırsınız. ‘Vergide adalet` diyene, hak arayana ‘terörist` damgası vurursunuz. Alın teri sömürülürken sarayda ittifak ortaklarınızla keyif çatarsınız ve sonra da o rejimin gardiyanlığına soyunursunuz. O rejimi kim kurdu biliyor musunuz Sayın Bahçeli? Tekeden süt çıkaran, suda ateş yakan, balda tuzu bulan, ‘Herkesten cumhurbaşkanı olur, senden cumhurbaşkanı olmaz Recep Tayyip Erdoğan` diyen Devlet Bahçeli kurdu, o saray rejimini. Yere batsın rejiminiz. O rejim yıkılacak, bunların hepsinin hesabı teker teker sorulacak.``
(SON)