CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli`nin, terör örgütü PKK`nın lideri Abdullah Öcalan ile ilgili çağrılarına ve yaptığı açıklamalara değindi, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmede bulundu.
Özel, şunları kaydetti:
"Sayın Bahçeli geçen ay bir açıklama yaptı. O açıklamasının arkasında durduğunu defalarca söyledi, bugün de söyledi. O konuda da bizimle ilgili söyledikleri konusunda bir şeyler söyleceğim. Bahçeli`nin söyledikleri var, bizim de bir hakkımız var. Biz ne diyoruz, `Şehit gelmeyecekse, annelerin gözyaşı dinecekse, Meclis odaklı samimi, şeffaf ve toplumsal mutabakata dayalı bir iş olacak, bütün partiler içinde olacak, biz de oluruz` diyoruz. `Ama toplumsal mutabakatta bir kırmızı çizgimiz var` diyoruz. Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakarız onlar ‘olur` diyorsa `olur` deriz, böyle yapıyorlarsa `olmaz` deriz. `Onların rızası olmayan hiçbir iş yapmayız` diyoruz.
Geçen hafta daha önce Sayın Genel Başkan Yardımcım Yankı Bağcıoğlu, 34 şehit ailesi ve gazi derneğine gitti. Ankara`daki 2`si dernek 1`i vakıf, polislerin, terörle mücadelenin ve muharip gazilerin derneklerine ve vakıflarına gittik. Üçünün özelliği, kamu yararına çalıştığı için devlet tarafından belge verilen ve devlet tarafından Milli Savunma Bakanlığının verdiği binada oturan, devletten yaptıkları hizmetler için katkı alan üç derneği ziyaret ettim, canlı yayında basın toplantısı yaptım. Başkanları yanımdaydı, gazetecilerin önünde de başkanlar konuştu.
Dedikleri şu ‘Meclis`te şeffaf, hesap verebilir, toplumsal mutabakata dayalı deyip şehit aileleri de bu sürecin içinde diyorsunuz, biz Cumhuriyet Halk Partisi`ne teşekkür ediyoruz. Bu süreçte tek güvencemiz sizsiniz.` Dernekler orada, başkanlar orada... Ve dedi ki Başkan, `Biz huzur gelsin isteriz ama süreç siyasi bekaya malzeme edilirse haklarımızı da helal etmeyiz.` Ben de kendilerine söyledim, buradan bir kez daha söylüyorum. Biz şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız, onların ‘evet` demediği hiçbir şeye `evet` demeyeceğiz. Onlarla birlikte bu meselenin Türkiye`nin gündeminden çıkması için, annelerin ağlamaması için, herkesin yüzünün gülmesi için üzerimize düşen ne varsa onu yapmaya hazırız. Bizim çizgimiz budur. Bunun dışında hiçbir yerde yokuz."
"Milletin gözünden ve gönlünden düşen iktidar kendine yeni bir yol açmak çok iyi bildiği bir şeye yeniden başladı"
Kayyum atamalarına değinen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buradan 22 yıl sonra ilk kez seçim kaybeden, milletin gözünden ve gönlünden düşen iktidar kendine yeni bir yol açmak çok iyi bildiği bir şeye yeniden başladı. Tamamen hiç terk etmemişti ama seçimde sandıklardaki seçmenin net mesajından sonra bir duralamıştı, yeniden kutuplaşma, yeniden şeytanlaştırma ve yeniden hukuk ve Anayasa`yı ayaklar altına alma noktasında kayyum siyasetine geri döndüler. Önce Hakkari`de bir adım attılar, toplumun tepkisini görünce durdular sonra CHP`nin Esenyurt Belediyesine Sayın Ahmet Özer`e son derece provokatif, sabah evin kapısını kırarken hanımefendi açıyor, onu iterek yatağından eşinin uyandırmasına izin vermeden kendileri yatak odasına dalarak, Belediyenin kapısını kırarak... Aramada FETÖ bile yapmıyordu ilk başlar hariç, avukat bile bulundurmayarak. Avukat gözetimsiz aramalar yaparak Ahmet Özer`e suç icat etmeye ve tutuklamaya kalktılar. Ardından Mardin, Batman, Halfeti ve bu hafta sonu cuma akşamı Tunceli ve Ovacık.
"Gizli tanık bulmuş, oradan suç icat etmeye çalışıyor"
Mustafa Sarıgül, Ovacık Belediye Başkanımızı, 12 yıl önce bir cenazeye katıldığı için, aileye taziye verdiği için terör örgütü üyesi ilan ettiler. Bir kere taziye dediğin ölüye değil, diriye yapılır. Hiçbir anne evladının suçundan sorumlu tutulamaz. O anaya taziye verenler o suçtan sorumlu tutulamaz. Ve işin aslı o dönemin savcısı `Vali Bey`in de bilgisi var` diyerek Belediye Başkanımıza `Bu cenazeyi siz götürün. `Biz götürmeye kalkarsak yok yere, şehit veririz, yol hiç güvenli değil, orada tuzak olabilir, siz götürün` demiş. Belediye başkanı, `Vali Beyin haberi var mı` diye sormuş, onay almış. Almış cenazeyi, aileye sormuş. `Güvenliğinizi sağlarız, size bir şey olmaz` demiş. Cenazeyi götürmüşler. Bu vakadan terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. O günden sonra üç kere daha Belediye Başkanı seçilmiş.
Sırf Cumhuriyet Halk Partisi`ni bir terör örgütünden belediye başkanları varmış gibi göstermek için, attıkları yalana bahane bulmak için Ahmet Özer`i yapmadığı telefon görüşmesiyle, kızının evinin kirasını örgütten gelen para diye göstererek yalandan tutukladılar. Dört günde 200 kişiye iddianame yazan savcı, bu kadar zaman geçti, 28 gün oldu iddianameyi hazırlayamadı. Yalancı şahit bulmuş, gizli tanık bulmuş, oradan suç icat etmeye çalışıyor.
"FETÖ`yle mücadele edeceğiz diye icat çıkardılar ve bunun üzerinden şimdi CHP`ye, DEM`e yarın bir başkasına saldırıyorlar"
Bu süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihi bir iş yaptı. Grup başkanvekillerimizi tüm siyasi partilerin grup başkanlarını, muhalefetteki ve grup başkan vekillerini kutluyorum. Milletvekillerine teşekkür ediyorum. OHAL döneminden kalan bu kayyum atama işine Cumhuriyet Halk Partisi, DEM Parti, İYİ Parti, Saadet Partisi Gelecek, DEVA, Demokrat Parti, Yeniden Refah, Emek Partisi ve Türkiye İşçi Partisi 10 parti birden bir kanun teklifiyle bunun kaldırılmasını koydular. Bu şöyle önemlidir, kayyum ne DEM`in işidir ne CHP`nin. Bugün bize yarın bir başkasına. Bu mesele bir terör meselesi değil, bir demokrasi meselesidir. Eğer bir kişi terörle ilgiliyse mahkemeye gider, mahkeme kararını verir, karar kesinleşir, görevden alırsın. Yerine belediye meclis üyelerinden birisi kendi içinden seçilir. Darbeye kadar böyleydi bu. `FETÖ`yle mücadele edeceğiz` diye icat çıkardılar ve bunun üzerinden şimdi CHP`ye, DEM`e yarın bir başkasına saldırıyorlar. O yüzden burada on siyasi partinin ‘Ben onunla beraber olmam, ben bunun yanında durmam` demeden, doğrunun altına imza attılar. Bu, Türkiye için önemlidir. Türkiye`de muhalefetin bir arada durabildiğini göstermesi, doğruda birleşebilmesi, adalette, hukukta birleşebilmesi açısından önemlidir. Ben buna emek veren tüm arkadaşlarıma ve bu konuda irade gösteren siyasi partilerin tüm genel başkanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar."
(Sürecek)