7 Temmuz 2024 Pazar


20:49   AVAM KAMARASı`NA SEÇILEN ILK TÜRK: NESIL ÇALıŞKAN...   20:41   MOTOKURYE SAMET ÖZGÜL CINAYETI DAVASıNDA GEREKÇELI KARAR AÇıKLANDı   18:43   KAMUDA TASARRUF TEDBIRLERIYLE ILGILI KANUN TEKLIFI TBMM`YE SUNULDU: "BELEDIYELERIN VERGI PAYıNDA YAPıLAN KESINTI ORANLARı ARTTıRıLıYOR"   15:58   AYŞE ATEŞ: "BU OLAYı ‘FETÖ YAPTı’ DIYEREK KAPATMAK ISTIYORLAR"   15:32   KEMAL KıLıÇDAROĞLU, ANKARA`DA ŞAŞMAZ ESNAFıNı ZIYARET ETTI   15:23   TOROSLAR BELEDIYESI SOSYAL TESISLERINI YENILIYOR   15:11   CHP`LI BAKıRLıOĞLU: "MEMURA VERILEN BU ZAM ADETA BU INSANLARLA ALAY ETMEKTIR"   15:03   ÖZGÜR ÖZEL, ERZINCAN BAŞBAĞLAR`DA...   14:55   SINAN ATEŞ CINAYETI DAVASıNDA ARA KARAR AÇıKLANDı   14:08   GÜLCAN KıŞ: “1 MILYON ÖĞRETMENIN SESINI DUYUN”   14:03   UEFA DISIPLIN KURULU, MERIH DEMIRAL`ı 2 KARŞıLAŞMADAN MEN ETTI   13:55   “TARSUS’TA GÜÇ KADıNDA” ÇALıŞTAYı GERÇEKLEŞTIRILDI   13:47   CHP`LI VEKILLER, BOĞAZIÇI ÜNIVERSITESI`NE SOKULMAK İSTENMEDI...   13:16   MERVE KıR, CHP KADıN KOLLARı GENEL BAŞKANLıĞı İÇIN ADAY OLDUĞUNU AÇıKLADı   13:11   ALI MAHIR BAŞARıR`DAN OSMAN GÖKÇEK`E: "SEN KIRLISIN, SEN HARAMLA BÜYÜMÜŞSÜN"   13:09   ALI KOÇ ``ŞÜPHELI`` SıFATıYLA İFADE VERDI   12:53   CHP GENEL BAŞKANı ÖZEL`DEN ŞEHIT ACAR`ıN AILESINE TAZIYE TELEFONU   12:10   PAHALıLıKTAN YAKıNAN PAZARCı ESNAFı, CHP`LI BÜLBÜL`E DERT YANDı   11:30   MURAT EMIR: "ÇOCUKLARıN ÖNÜNÜ KESIYORSUNUZ"   10:54   SINAN ATEŞ CINAYETI DAVASı... DAVANıN 5`INCI GÜN DURUŞMASıNDA TANıKLARıN DINLENMESI TAMAMLANDı  
 
     
   

ERİNÇ SAĞKAN`DAN ÇAĞLAYAN`DA ADLİYE ÖNÜNDE `CAN ATALAY` AÇIKLAMASI: “SİYASİ HESAPLARLA ALINAN KARARLARIN YARGI SİSTEMİMİZİ VE ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ ESİR ALMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”


Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Anayasa Mahkemesi`nin (AYM) hakkında ikinci kez ‘hak ihlali` kararı verdiği cezaevindeki Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay`ın tahliye edilmemesine karşı avukatlarla birlikte Çağlayan`daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Sağkan, “Bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi`nin yeni kararlarıyla perçinlenen ve anayasal düzene meydan okuyan bu başkaldırıya geçit vermeyeceğiz. Siyasi hesaplarla alınan kararların yargı sistemimizi ve ülkemizin geleceğini esir almasına asla ama asla izin vermeyeceğiz” dedi.

 

Tarih : 9 Ocak 2024 Salı 14:04   Okunma : 390

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Anayasa Mahkemesi`nin (AYM) hakkında ikinci kez ‘hak ihlali` kararı verdiği cezaevindeki Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay`ın tahliye edilmemesine karşı avukatlarla birlikte Çağlayan`daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Sağkan, “Bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi`nin yeni kararlarıyla perçinlenen ve anayasal düzene meydan okuyan bu başkaldırıya geçit vermeyeceğiz. Siyasi hesaplarla alınan kararların yargı sistemimizi ve ülkemizin geleceğini esir almasına asla ama asla izin vermeyeceğiz” dedi.

AYM`nin hakkında ikinci kez ‘hak ihlali` kararı verdiği Gezi Parkı davası tutuklusu avukat, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay`ın, yerel mahkeme ile Yargıtay kararlarıyla tahliye edilmemesine karşı hukukçuların tepkisi sürüyor. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve avukatlar Çağlayan`daki İstanbul Adliyesi önünde bugün bir araya geldi. Avukatlar adliye önünde, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi`nin, Anayasa Mahkemesi tarafından avukat Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararını yok sayarak Anayasa`yı da hiçe sayan ve tüm yurttaşlarımızı hukuki güvenceden mahrum bırakacak tutumu karşısında hukuk devletine sahip çıkıyoruz” yazılı pankart açtı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan yaptığı açıklamada, 2 ay önce Türkiye Barolar Birliği`nin, Türkiye`nin dört bir yanından gelen meslektaşlarıyla Ankara`da, Yargıtay binası önünde olduklarını hatırlatarak şunları söyledi:

“YARGI BAĞIMSIZLIĞININ ÖNEMİNİ SAVUNDUK: Adil yargılanma hakkının teminatı olan bağımsız ve tarafsız yargının içinde bulunduğu durumdan rahatsızlığımızı, yargının bağımsızlığını, yurttaşlarımızın adil yargılanma hakkını, kuvvetler ayrılığını ve hukukun üstünlüğünü savunmak üzere toplandığımızı ancak Anayasa`nın temel kavramlarını savunmak üzere bir yüksek yargı makamı önünde bir araya gelmek zorunda kalmanın üzüntüsünü ve kaygısını içimizde en derin şekilde hissettiğimizi ifade etmiştik. Adalet, çözemeyeceği düğümü atmamalı demiştik. ‘Adalet mülkün temelidir` sözü, yalnızca mahkeme salonunun dekorunun bir parçası olamaz demiştik. Bu süreçte yargının kurucu unsurlarından savunmayı temsil eden Türkiye Barolar Birliği ve barolar olarak hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığının önemini savunduk. Bizler yalnızca Yargıtay önünde Anayasa`dan kaynaklanan demokratik haklarımızı kullanarak değil, aynı zamanda hukuka uygun, rasyonel çözüm önerilerimizle yargının bu süreçten çıkarak itibarını nasıl koruyabileceğini de ortaya koyduk.

YARGITAY, AÇIK HÜKME RAĞMEN ANAYASA`YI YOK SAYIYOR: Konunun bütün muhataplarıyla ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdik. Hem Hakimler ve Savcılar Kurulu hem de Yargıtay nezdinde disiplin süreçlerinin işletilmesi için resmi başvurular yaptık. Sürecin ‘hukuki yorum farklılığı` gibi değerlendirmelerle basite indirgenecek bir durum olmadığını, Anayasa`nın yok sayılmasının, bu topraklarda yaşayan istisnasız tüm yurttaşlarımızın hukuki güvenliğinin kalmadığı anlamını taşıdığını açıklamalarla kamuoyuyla paylaştık. Maalesef kaygılardaki haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Hukukun üstünlüğünü hayata geçirmeyi değil, anayasal düzene meydan okumayı marifet sayan bir yaklaşımla karşı karşıya olduğumuz bugün bir kez daha görülmektedir. Jüristokrasi, demokratik meşruiyet taşımayan, yargıçların siyasal kararlar verdiği ve hakimiyeti ellerinde tuttukları, yargı kararlarına dayanan antidemokratik bir rejimi ifade eder. Yargıtay ilgili ceza dairesi, Anayasa`nın açık hükmüne rağmen Anayasa`yı yok sayıyor.

DURUM, MAHKEMELER ARASINDAKİ HUKUKİ YORUM FARKLILIĞI DEĞİL: Daha açık söylemek gerekirse 5 kişilik bir ceza dairesi olarak anayasa yapıcıdan, Türkiye Büyük Millet Meclisi`nden, hükümetten ve Anayasa`nın bir toplum sözleşmesi olduğu göz önüne alındığında toplumun her bir ferdinden daha güçlü olduğunu söylüyor. Devam ediyor, yasama organına da hesap sorarcasına bir hüküm kuruyor. Yasama organının bir üyesini, milletin iradesini cezaevinde alıkoyuyor. Şimdi sormak gerekiyor. Hangi yüksek yargı organının kararı jüristokrasiyi andırmaktadır? Şunu artık net olarak ifade etmeliyiz. Mesele yalnızca Hatay milletvekili seçilen avukat Can Atalay`ın bireysel başvurusu olmaktan çıkmıştır. Karşı karşıya olduğumuz durum, şu veya bu mahkemeler arasındaki bir hukuki yorum farklılığı meselesi de değildir. Bugün söz konusu olan, Yargıtay 3. Ceza Dairesi`nin yetkisi olmadığı halde bir Anayasa Mahkemesi kararı için hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyeceği şeklinde gerekçe kurabilmesidir.

YEREL MAHKEME İLE YARGITAY`DAN TALEP EDİLEBİLECEK HUKUKİ MESELE KALMADI: Bugün söz konusu olan, Yargıtay 3. Ceza Dairesi`nin kararında, Anayasa Mahkemesi`ni terör örgütlerinin söylemleriyle uyum göstermekle itham etmesidir. Bugün söz konusu olan, Anayasa`nın ilga edilerek Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması şeklinde karar verilmesi suretiyle Atalay`ın kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının, seçilme hürriyetinin ve onu seçen halkın seçme hürriyetinin gasp edilmesidir. Bugün söz konusu olan, Yargıtay Ceza Dairesi`nin Anayasa`ya, hukuka aykırı bir karar vermesi değil; Anayasa`nın yok sayılabileceğini, Anayasa`nın istenildiğinde askıya alınabileceğini, bu güce sahip olunduğunun gösterilmesi suretiyle Anayasal düzene meydan okunmasıdır. Geldiğimiz aşama itibarıyla haklarında suç duyurusunda bulunduğumuz İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi`nden talep edilebilecek hukuki bir mesele kalmamıştır. Bugün buradan diğer anayasal organlara, kurumlara, kişilere ve Anayasal düzene karşı açıkça suç işleyen heyet üyeleri hakkında gereğinin yapılması görevlerini hatırlatmak istiyoruz.

BAŞKALDIRIYA GEÇİT VERMEYECEĞİZ: Anayasal düzeni tanımayan hakim ve savcılar için disiplin ve ceza soruşturmaları derhal yürütülmelidir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararının gereği yerine getirilmeli, Hatay milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay`ın tahliyesi ve milletvekilliği görevinin gereklerini yerine getirmesi sağlanmalıdır. Can Atalay`ın tutuklu geçirdiği her an hukuksuzluk daha da büyümektedir. Bilinmelidir ki savunma mesleğinin temsilcileri olarak bizler için bu mesele, tarafların kimler olduğuna bakılmaksızın hukukun üstünlüğünü, hukuk devletini ve anayasal düzeni müdafaa meselesidir. Bugün buradan bir kez daha ilan ediyoruz. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi`nin yeni kararlarıyla perçinlenen ve anayasal düzene meydan okuyan bu başkaldırıya geçit vermeyeceğiz. Siyasi hesaplarla alınan kararların yargı sistemimizi ve ülkemizin geleceğini esir almasına asla ama asla izin vermeyeceğiz.”

 






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!






 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA