Olay Tarsus'ta meydana geldi. Olay ilk yaşandığında istismara uğrayan kız çocuğu henüz 9 yaşında olup, kendisine istismarda bulunan sınıf arkadaşının babası M.K. idi.
Söz konusu davada mağdurun avukatlığını yapan Mersin Barosuna kayıtlı Av. Fatma Yakaryılmaz olayı ve gelişmeleri şöyle anlattı; "Olaya Musalla (Yeşil) mahalle muhtarı Emrah Kara'nın tarafıma haber vermesiyle davaya müdahil oldum. Müvekkil mağdur, sanık M.K.'nın oğlu ile aynı okula ve aynı sınıfa gitmektedirler. Her ikisinin evleri de birbirine yakın olup, birbirine bitişik bahçelerdeki evlerde yaşamaktadırlar. Mağdur müvekkil ders çalışmak için sınıf arkadaşının evine gidip gelirken yaklaşık olarak bir yıl kadar önce 2016 yılının Kasım ayında arkadaşının babasının cinsel istismarına maruz kalır. Bu durumu öğretmenine anlatır. Öğretmeni bunun üzerine durumu okul müdürüne ve rehber öğretmene anlatır. Ayrıca mağdurun babasını da çağırarak, durumu babasına anlatır. Okul idaresince durum karakola bildirilir. Fakat karakol babanın şikayetçi olmadığı gerekçesiyle herhangi bir işlem yapmaz.
Mağdurenin babası kızını sanığın evine göndermeye devam eder. Bazen mağdureyle birlikte bazen mağdurenin babaannesi ile birlikte bu gidiş gelişler devam eder. Mağdure sanığın evine ders çalışmak için gidip gelmektedir. Mağdurenin babası mağdureye "sen git, ben seni takip edeceğim" diyerek, mağdureyi sanığın evine göndermektedir. Müvekkil bu arada 3. sınıf öğrencisi olmuştur.
Yine bir gün sanık M.K , mağdurenin ailesini yemeğe davet eder. Mağdure, babası ve mağdurenin babaannesi birlikte sanık M.K'nın evine giderler. Mağdurenin babası telefonuna bakmak için dışarı çıktığında, evin mutfağında sanığın eşinin yanında sanık M.K'nın mağdureye cinsel istismarda bulunduğunu görür.
Bu arada mağdurenin babası ile sanık M.K'nın eşi arasında bir gönül ilişkisi başlamıştır. Sanık S. K bu ilişkinin başlangıçta gönüllü başladığını ama bilahare kendisinin devam ettirmek istemediğini, mağdurenin babası tarafından kendisinin cinsel ilişkiye zorlandığını iddia eder. Kocasına mağdurenin babasının kendisini tehdit ederek, kendisiyle birlikte olmaya çalıştığını söyler. Savcılığa mağdurenin babasının kendilerine şantajda bulunduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunurlar. Savcılıkça bu konuda dava açılmaz. Takipsizlik kararı verilir.
Son yaşanan olaydan dolayı bilgi sahibi olan mağdurenin öğretmeni tekrar mağdurenin babasını çağırmış, şikayetçi olmasını aksi takdirde kendisinin şikayetçi olacağını söylemiştir. Bunun üzerine mağdurenin babası karakola gidip, şikayetçi olmuştur.
Fatma Yakaryılmaz sözlerine şöyle devam etti; "Yapılan şikayet neticesinde sanık M.K hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan , sanığın eşi S.K hakkında ise çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna yardım etmesinden dolayı dava açılmıştır. Sanık M.K hakkındaki dava tutuklu olarak devam etmiştir.
Sanık M.K'nın eylemleri başlangıçtan beri mağdureye cinsel organını tutturmak, mağdurenin özel bölgelerine eliyle dokunmak ve okşamak şeklinde olmuştur. Sanık M.K bu eylemleri gerçekleştirirken mağdureye, "babana söylersen, sigara içtiğini söylerim" şeklinde tehditlerde bulunmuştur.Mağdur beyanlarında diğer sanık S.K'nın , kendisini yatak odasına götürdüğünü, orada kendisini karyolaya yatırdığını bu şekilde sanık kocasının eylemini gerçekleştirdiğini söylemiştir.
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanık M.K hakkında yaşı küçük mağdureye cinsel istismar suçunda bulunmaktan 11 yıl hapis cezası , suçu 15 yaşından küçük mağdureye karşı cebir ve tehditle işlediğinden cezası yarı oranında arttırım yapılarak 16 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve söz konusu eylemi birden fazla kez gerçekleştirdiğinden cezası dörtte bir oranında arttırılarak 20 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildi. Sanık M.K halen Tarsus Cezaevinde tutukludur.
M.K'nın eşi diğer sanık S.K hakkında ise yeterli delil olmadığı gerekçesiyle mahkemece beraat kararı verildi.
Her ne kadar mahkemeden müvekkil mağdurenin söz konusu olaydan dolayı ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda mağdurenin bir süre müşahede altına alınarak, kendisinin raporunun alınması talebinde bulunmuş isek de mahkemece bu talebimiz reddedilerek, dosyadaki raporla yetinilmiştir.
Yine mahkemece yapılan tahkikata rağmen olayın meydana geldiği ilk tarihteki polis memurlarının kimler olduğu tespit edilemedi.
Av. Fatma Yakaryılmaz sanık M.K hakkında verilen cezayı az bulduklarını ve eşi diğer sanık hakkında verilen beraat kararını yerinde görmediklerinden mahkeme kararını temyiz edeceğini ifade etti.