(SİVAS) - Sivas`ın Kangal ilçesine bağlı Kangal Tekkesi köyünde yapılması planlanan mermer ocağına verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararının iptali istemiyle açılan davanın duruşması, Sivas İdare Mahkemesi`nde yapıldı. Avukat Berat Aslı Han, "En kısa zamanda bu ÇED olumlu kararının iptal kararını bekliyoruz" dedi.
Sivas`ın Kangal ilçesi Kangal Tekkesi köyünde mermer ocağına verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istemiyle açılan davanın duruşması, Sivas İdari Mahkemesi`nde görüldü. Duruşmanın ardından dava açan köylüler ve Kangaltekkesi Köyü Muhtarlığı adına avukat Berat Aslı Han açıklama yaptı.
Han, şunları söyledi:
"Sivas ili Kangal ilçesi Kangal Tekkesli köyü mevkisinde yapılması planlanan mermer ocağına verilen ÇED olumlu kararının iptali için açtığımız davanın duruşmasındayız. Az önce duruşmaya katıldık. Bu adalet herkese lazım olacak. Önce bunları söyleyerek başlamak istiyorum. Biz davamızda bölgenin durumu özetledik. Dedik ki `Siz bu alanda mermer ocağı açmak istiyorsunuz ama bunun bir kilometre ötesinde iki kilometre ötesinde her yerinde mermer ocakları açılmış ve yeterli verim alınmadığı için bu ocaklar kapatılmış. ‘Siz burayı da delik deşik etmeyin` diyerek ve bu alanın bu Kangal Tekkesi köyünün Sivas ili için bir vaha alan olduğu, bozkırın ortasındaki yeşillikli, sulak alanlı bir vaha olduğunu, dedik ki burada yapılacak projenin bölgede yer alan Davulbaz Göleti`ndeki, bölgenin içme ve tarım sularına ilişkin bir kurutmaya neden olacağı, hayvancılığı ve tarıma etkileyeceğini belirttik. Yürütmeyi durdurma istedik. Bu tarihte gelmedi. 7 Haziran 2024 tarihinde keşfimiz gerçekleşti. Bilirkişilerle birlikte maden ocağından köye kadar yürüdük. Bütün gözeleri, bütün yeşillikleri gösterdik. Bilirkişiler raporu tam 5 ay 15 günde hazırladı. Üzerine burada bizim lehimizde bir rapor geldi. Ancak karşı tarafından itirazı doğrultusunda dosya ek rapora gitti. Ek rapor sonrası şubat ayının sonunda 2025 yılında yürütmeyi durdurma kararı alabildik. 14 ay sonra gelen yürütmeyi durdurma kararı sayesinde maden şirketi 4,5 ay boyunca köyde maden ocağını işletti ve çevreye zaten vereceği zararı verdi. Biz bunun rehabilitesi için, ıslahı için de gerekli hukuki yollara başvuracağız. Ama şu aşamada bilirkişi raporunda da güzelce belirtildi.
Gerek jeoloji mühendisi, gerek hidrojeoloji, gerek ziraat mühendisi yapılacak projenin çevreye telafisi imkansız zararlar vereceğini açıkladı. Biz de bunları duruşmada güzel bir şekilde dile getirdik. Bölgede yer alan ve bütün 3-4 köyün içme ve tarım suyunu sağlayan Davulbaz Göleti`nin ÇED raporunda adının bile geçmediğini, bölgede bulunan anıt ağacının 600-700 yıllık tescilli anıt ağacının ÇED raporunda lafının bile geçmediğini, Alevi inanç merkezi olan Samut Baba tekkesine bu maden ocağının yapılması halinde bu tekkeye verilecek zararın ÇED raporunda veya bilirkişi raporunda gerekli şekilde ifade edilmediğinin hepsini belirttik. Yürütmeyi durdurma kararı geldi. En kısa zamanda bu ÇED olumlu kararının iptal kararını bekliyoruz. Davamızın kabulünü talep ettik, bu şekilde sonlandı."
"İnsanların bütün yaşam alanları tarumar edilmektedir"
Sivas Çevre Platformu`ndan Adnan Yılmaz da şu görüşlere yer verdi:
"Ne yazık ki Sivas`ın bütün doğası, Sivas`ın İğde ilçesiyle bütün yaşam alanları, vahşi madencilik demiş olduğumuz bu yöntemle insanların yaşam alanları birer birer tarumar edilmektedir. Böylesi bir noktada Tekke köyü de bunun somut örneklerinden birisidir. Sadece Tekke köyü de bundan 15 gün önce biliyorsunuz yine Bakırtepe`de aynı şekilde bir dava için buradaydık. Bakırtepe`deki insanlar çevre köylerindeki insanların bütün yaşam alanları aynı şekilde tarumar edilmiş. Su kaynakları kurutuldu. Bakırtepe`ye hemen en fazla 1 kilometre yakınında Alacağan köyünde yine Erdemir madencilik tarafından yine orada aynı şekilde altın madeni çıkarmaya çalışırken insanların bütün yaşam alanları tarumar edilmektedir. Biz yaşam savunucuları olarak hayatın her alanında, hayata ait her şeyi savunmaya devam edeceğiz."
"Eğer bu maden hayata geçerse bu insanlar da gelemeyecek"
Tekke köyünden Süleyman Ülger, şunları söyledi:
"Bizim köyümüzde büyük şehirlerde özellikle İstanbul, Ankara, İzmir vesaire 500 tane emekli insan var. Bugünkü şartlarda ortalama emekli maaşı 15 bin lira bilemediniz 20 bin. Şimdi bu 500 emekli insanın ortalama 250 bizim köyümüze gelir, yazın. Aynı köyün insanı. Niye gelirler? Sırf oralarda gezmek, zaman geçirmek için değil. Bugün domatesin kilosunun 100 lira, salatalığın kilosunun 100 ve çeşitli sebzelerin bu kadar yükseldiği bir ortamda bu insanlar geliyor köyünde, bahçesinde, evinin etrafında tarım yapıyor. Eğer bu maden hayata geçerse bu insanlar da gelemeyecek. Çünkü gelmesini gerektirecek bir şey yok. Bir başka bir olay, bu sulamadan madenini taşıyacak kamyonların sulamasından bahsediyor. İçeride gözden kaçırılan iki tane köy daha var. Davulbaz Göleti`nin dışında Çaltepe köyü ve Karanlık köyün o tepeden baktığınız zaman bir keşif esnasında da ben oradaydım. İki tane binek araç gidiyordu o güzergaha doğru ve toz duman kalkmıştı. Küçük şu taksilerden bahsediyorum. Bir de düşünün ki kamyonların oradan gittiğini varsayın. Bunlar o çevrede bizim köyde özellikle ben kendi aklımıza bizim köyün emekliler adına konuşuyorum. Oraya gelmeleri orada yaşamaları lazım."