(ANKARA) – Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Kemal Irmak, proje okulları uygulamasına tepki göstererek, "Bakan ve iktidar çözüm bulamadıkları noktada sürekli yalana, manipülasyona başvuruyorlar. Ortada çok açık haksızlıklar, hukuksuzluklar var. Artık hukuksuzluğu bir kural, bir kaide haline dönüştürmüş bir iktidar var" dedi.
Eğitim Sen, proje okul olarak da adlandırılan liselerde görevli öğretmenlere, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından atama ve tayin uygulanmasına karşı MEB önünde nöbet tuttu. Eğitim Sen 2 Nolu Genel Başkanı Tülay Yıldırım dün yaptığı açıklamada MEB tarafından atama ve tayin uygulanmasına ilişkin her gün sembolik olarak 17.00`de MEB önünde nöbet tutacaklarını açıklamıştı.
Nöbete gelen Eğitim Sen üyeleri “Laik bilimsel demokratik eğitim”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbiriz” ve “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak basın açıklamasında, MEB önünde oturma eylemi yapan mülakat mağduru öğretmenlere kolluk kuvvetlerince müdahale edilmesine tepki göstererek, şunları kaydetti:
"Türkiye`nin gündemi, eğitimin gündemi, eğitimcilerin gündemi, haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, kadrolaşma, adam kayırma. Biraz önce burada altı aydır seslerini duyurmaya çalışan mülakat mağduru öğretmenler, üstelik Bakan Tekin bu öğretmenlere ‘Sorunu problemli olanlar varsa gelsin, görüşelim, konuşalım` demişti. Bunun üzerine mülakat mağduru eğitimci arkadaşlarımız buraya geldiler ve biraz önce hepiniz tanık oldunuz, kendilerine müdahale edildi."
"Tek adamın imzasıyla proje okullarında durumu değiştiriyorlar"
Proje okullardaki atama ve tayin uygulamasına tepki gösteren Irmak, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin`e seslenerek şu ifadeleri kullandı:
Diğer taraftan proje okullarında hiçbir kıstas, hiçbir ölçü, hiçbir sınav olmadan proje okullarında çalışan kadroların yeri değiştiriliyor. Sayın Bakan kamuoyunu yanıltma çabasında diyor ki, ‘Sadece burada altı bin öğretmen mağdur oldu`. Sorun sayı değil altı da olabilir, on altı da olabilir, altı bin de olabilir. Seksen bin öğretmen çalışıyor proje okullarında. Ve temel problem şu. Bakan diyor ki, ‘Bu 80 bin öğretmenin süresi dolduğunda her öğretmeni, istediğim zaman, istediğim şekilde, istediğim yere kendim görevlendiririm` Ortada bir yönetmelik var mı? Var. Diyor ki, `ortada bir yönetmelik var ona dayanarak yapıyorum`. Peki kendilerinin çıkardığı bu yönetmelik ne diyor? Herhangi bir kriter yok o yönetmelikte. O yönetmelikte tek adama imza yetkisi veriyor. Nasıl ki geçtiğimiz haftalarda üniversite öğrencilerini ayağa kaldıran, akademideki baskı, akademideki bilim ve doğa yararına olmayan üniversite anlayışı tek adamın imzasıyla rektörler görevlendiriliyorsa, şimdi yeni uygulamayla kendilerine uygun çıkardıkları yönetmelikle tek adamın imzasıyla proje okullarında durumu değiştiriyorlar. Oranın sosyolojisini bozuyorlar.
"Artık hukuksuzluğu bir kural, bir kaide haline dönüştürmüş bir iktidar var"
Elbette ki sadece burada çalışanlar sonsuza kadar burada çalışmak zorunda değil. Böyle bir kural yok. Ama bunun bir liyakata dayanması, bir kurala, bir kaideye, bir kritere dayanması lazım. Herkesin itiraz ettiği mesele budur. O yüzden Eğitim-Sen olarak buna dikkat çekmek, bu haksızlığa, hukuksuzluğa dikkat çekmek için her gün burada yarım saat nöbet tutma eylemi gerçekleştiriyor şubelerimiz, şubeler platformumuzla birlikte. Ancak bugün Bakanlığın önüne gidemedik. Biraz önceki haksız, hukuksuz uygulama nedeniyle. Yarından itibaren orada olacağız.
“Sayın Bakan bunlara cevap ver ve manipüle etme toplumu”
Buradan bakana sorumuz şu, Sayın Bakan, bunlara cevap ver ve manipüle etme toplumu. Siz bu kadro dışı bıraktığınız öğretmenleri neye göre bıraktınız? Kadro olarak yerleştirdiğiniz öğretmenleri neye göre yerleştirdiniz? Herkesin itiraz ettiği ve cevabını aradığı soru budur. Bakanın da bir türlü cevabını vermediği, manipülasyona başvurduğu mesele de budur. 40 yıldır bu okullarda çalışanlar var. Başkalarının çalışma hakkı yok mu? Tabii ki var. Bir kere şu yalan, kırk yıldır bu okullarda çalışan yok. Çünkü proje okullarının ortaya çıkış tarihi 2016. Sekiz yıldır var. Bir okulda kırk yıl boyunca birinin çalışabilmesi için dört yıl öncesinde Milli Eğitim`de çalışması gerekiyor. Kırk dört yıldır aynı okulda çalışması gerekiyor ki bu olacak bir şey değil. Bakan ve iktidar çözüm bulamadıkları noktada sürekli yalana, manipülasyona başvuruyorlar. Ortada çok açık haksızlıklar, hukuksuzluklar var. Artık hukuksuzluğu bir kural, bir kaide haline dönüştürmüş bir iktidar var.
"Toplumu susturamayacaksınız"
Bundan vazgeçilmediği sürece ne öğretmenler susacak, ne liseli öğrenciler susacak, ne üniversitedeki öğrenciler susacak. Toplumu susturamayacaksınız. İstediğimiz şey herkesin hakkaniyetle, liyakatla, hukuka dayalı bir şekilde görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi ve bütün kamu idaresindeki çalışanların da bu liyakata dayalı bir şekilde görevlendirmelerin ve çalışmaların yapılması gerekiyor. Tüm itirazlar buradan kaynaklı."