(ANKARA) - CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM Genel Kurulu`nda; İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyesi`nin bütçeleriyle ilgili konuşan AKP Ankara Milletvekili Osman Gökçek`e "Arsız kazığa takılmış, ‘Bu tıkırtı nereden geliyor?` demiş. Tam da bu beyefendiye uyuyor. Şimdi, bakın, diyor ki; `İstanbul ve Ankara`da belediyenin bütçeleri 12 kat arttı.` Artar çünkü baban gibi bir belediye başkanı yok. Bütçeyi artıran, halka veren belediye başkanları var. O bütçe 12 kat artar. Niye artar? Dinozor parkı yapıp milyarlarca lirayı o parka gömüp bir de televizyon kanallarında pişmiş kelle gibi sırıtarak iftira atan baban gibi bir belediye başkanı yok" dedi.
AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız`ın “Yirmi yılı aşkın süredir Türkiye`nin meselelerinin hâkimiyiz. Aksi hâlde, Türk milleti AK Parti iktidarına teveccüh etmezdi” sözleri üzerine CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “Bu ülkede seçim kazanmak işçiye, emekliye, çiftçiye zulüm mü yapmak demek” diye sordu. Bunun üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, ekonomiyle, kira artışlarıyla, maaşlarla ilgili olarak halkın yanında ve sokaklarda olduklarını söyledi. Bu sözlere de CHP`li Başarır “Yanınızdaki iki milletvekilinden ne kadar sokakta olduğunuz belli; birisi ıstakozu Monaco`da paylaşan milletvekili, birisi onunla büyüyen Osman” diye karşılık verdi.
"Sen kirlisin, sen haramla büyümüşsün"
Başarır, şöyle konuştu:
“Arsız kazığa takılmış, ‘Bu tıkırtı nereden geliyor?` demiş. Tam da bu beyefendiye uyuyor. Şimdi, bakın, diyor ki; `İstanbul ve Ankara`da belediyenin bütçeleri 12 kat arttı.` Artar çünkü baban gibi bir belediye başkanı yok. Bütçeyi artıran, halka veren belediye başkanları var. O bütçe 12 kat artar. Niye artar? Dinozor parkı yapıp milyarlarca lirayı o parka gömüp bir de televizyon kanallarında pişmiş kelle gibi sırıtarak iftira atan baban gibi bir belediye başkanı yok. Senin kıymetli baban, 80`li yıllarda Çocuk Esirgeme Kurumu`nda müdürdür. Senin babanın aldığı maaş o yıllarda 50 bin lira, gel yedi sülalemizin mal varlığını araştıralım. Eğer bu gruptan hesabını veremeyen biri çıkarsa ben milletvekilliğinden istifa ederim; hepsinin şerefine, namusuna, onuruna kefilim. Sen verebilir misin? Bir kez daha söylüyorum; o giydiğin ceketin, kravatın, elindeki telefonun, her gün iftira attığın o kanalda o televizyonun hesabını veremezsin, veremezsin. Sen kirlisin, sen haramla büyümüşsün.”