Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP`nin Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler ile birlikte İBB Miras tarafından kültür ve yaşam alanına dönüştürülen ve 10 Mart`ta açılması planlanan Beykoz Çubuklu silolarındaki çalışmaları inceledi. Soruları cevaplayan İmamoğlu: Tabi şunu söyleyeyim yani daha dün Kanal İstanbul meselesinde ya-pa-ca-ğız diye heceleyen bir anlayış şimdi vatandaşın gündeminde olmayan bizim de gündemimizde yoktur diyebiliyor. Ama bu “U” dönüşlerinin uzağında bir yapı değil o yapı. Bu “U” dönüşünün en somut örneğini dün Sevgililer Günü`nde yaşadık. Yani Sisi`mi Binali`mi diyen Sayın Cumhurbaşkanı dün Mısır`da sevgili kardeşim diyerek 14 Şubat Sevgililer Gününde Mısır`ı ziyaret etmiştir. Bu U dönüşüne alışkınız. Ama biz memleketimizin aleyhine yapılması muhtemel bu tür tavır ve davranışları sergileyecek insanlara “U” dönüşü şansını bile vermeyeceğiz. “U” dönüşü şansını bile vermeyeceğiz. Onları geri vitesiyle inşallah ait oldukları yere göndereceğiz. Evet Sisi`mi Binali mi kendisi Sisi`den yana tercihte bulundu onu görüyoruz. Ne olacak şimdi?" diye sordu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP`nin Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler ile birlikte İBB Miras tarafından kültür ve yaşam alanına dönüştürülen ve 10 Mart`ta açılması planlanan Beykoz Çubuklu silolarındaki çalışmaları inceledi. İmamoğlu, inceleme gezisinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu şunları söyledi:
“İSTANBUL`UN HEMEN SAHİLLERİNE BAKIN, KOCA KOCA YAPILARI, BİNALARI KAMU ARAZİLERİNE NASIL DİZİLDİĞINİ GÖRÜRSÜNÜZ”
-Burası daha önceki yıllardır atıl durumda olan silolar bu zamana kadar tasarruf neydi, ne oldu? Böyle bir kültürel ihtiyaç varsa bu zamana kadar neden değerlendirilmedi.
“İstanbul`un ciddi bir talihsizliği bu tür noktalarla ilgili alınan tavır. Yani örnek, acaba Atatürk Fidanlığı, Büyükdere`de 250 bin metre boğazın kıyısı niye çürümeye terk edildi 13 yıl, 14 yıl, 15 yıl. Büyükşehir belediyesi dönemi, bizden önceki iktidar dönemi, merkezi irade, yerel irade Sayın Cumhurbaşkanı da diyor ya aynı kulvarda. Ya da Atatürk Kent Ormanı niye öylesine kaderine terk edildi? İçine bir tek insanın bile girmediği, yürüyüş yapmadığı bir saha noktasında değerlendirildi değerlendirilmedi ya da öyle diyelim. Ya da burası. Yani bu tabi hem sorulması hem sorgulanması bir başka tarafı da var. Bence irdelenmesi gerekir.
İSTANBUL`UN HEMEN SAHİLLERİNE BAKIN, KOCA KOCA YAPILARI, BİNALARI KAMU ARAZİLERİNE NASIL DİZİLDİĞİNİ GÖRÜRSÜNÜZ: Başka bir B planı mı? C planı planı mı var akıllarda geçen yada gezen ki bu sahalar çok kıymetli yerler. Boğaza bakan işte hem Beykoz`daki bu yer hem az önce bahsettiğim Büyükdere Fidanlığı açıkçası İstanbul`da bunun örnekleri ya olur mu canım demeye hiç gerek yok, oluyor. Yani İstanbul`un hemen sahillerine bakın, koca koca yapıları, binaları kamu arazilerine nasıl dizildiğini görürsünüz. O bakımdan biz buraları vatandaş lehine, halk lehine dönüştürme gayretinin işte bu tarz bir sonuca evrildiğinde artık yüzyıllar boyu vatandaşa ait yerler pozisyonuna dönüyor. Biz sadece iyileştirmiyoruz, ihya etmiyoruz kullanım fonksiyonunu vatandaş lehine tasarlıyoruz. Birkaç insanın mutlu olacağı bir sahada bu tarz yerler olabilir. Boğaza açık bir yer imara çıkarmak kolay falan zor. Yapılır mı yapılmaz mı? Vallahi yapıldı. Yani bu ülkede birçok şey yapıldı. Bu bakımdan biz bu tür yerleri yıllarca böyle mektup duran, geçmişte sadece petrol tankerleri yakıt tankerleri olarak Petrol Ofisi`nin kullanımı tahsis edilmiş bu alanlar şimdi kültür, sanat, çocuk, yaşam, kadın, genç ve işte az önce söylediği gibi arkadaşımın hem Anadolu Hisarı hem burası Beykoz halkı için bir kültür sanat bölgesi bir yanıyla da Beykoz tabii aynı zamanda bir öğrenci kampüsüne de döndü çünkü çok yakın bölgede Marmara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Beykoz Üniversitesi, Alman Üniversitesi, Türk Alman Üniversitesi gibi üniversiteler var. Bütün bunlar aslında yoğun da bir üniversite göçünü buraya taşıyor. Dolayısıyla buralar Beykoz halkıyla birlikte Beykoz`u kullanan çok kıymetli öğrencilerimiz için de değerli fonksiyonlara dönüştürüldü. Beykoz`da inşallah hem biz, hem inşallah belediye başkanı adayımız Sayın Alaaddin Köseler önümüzdeki dönemde iş birliği içerisinde güçlü dönüşümleri, kabiliyetli Beykoz projelerini yapmaya devam edeceğiz”
“UYDURMA KAFETARYAYA BİR GECEDE İMAR ÇIKARDILAR”
“Boğazda imar çıkarmak kolay mı” sorusuna ise İmamoğlu şunları söyledi:
“Yasaya bakarsanız çok zor. Ama işte İstanbul Boğazı`nın tam böyle dibinde Üsküdar Camii`nin önünde bir gecede yıkıma gittiğimiz bir kafeteryanın uydurma yapısının olduğu yere Şehircilik Bakanlığı imar çıkardı bir gecede. Yani bunu da hangi yetkiye dayanarak çıkardı sayın bakan o dönemde. Müsilaj döneminde Marmara kıyılarının imar yetkisini ve adaların imar yetkisinin bir kararnameyle İstanbul`un elinden alarak bakanlığa geçirmişlerdi. Yani müsilajla imar yetkisinin ne alakası var diyeceksiniz evet biz de sorduk kendisine. Ne alakası var? Hatta emin olamadı yok olmaz öyle şey diye bana cevap vermişti. Sonra dönüp ya öyle oldu ama sorun yok dayanışma içinde oluruz demişti. Bizimle dayanışma değil de tabiri caizse İstanbul`a dayatmayla Kuşkonmaz Caminin hemen yanındaki bir kafeteryaya, büfeye imar çıkardılar. Yani bu yani daha ne diyebilirim yani Türkiye tarihinde olmamış bir şey. O bakımdan kafeterya imar çıkaran bu koca siloları Allah bilir ne çıkarırdı? Onu bilmiyoruz"
“ÇEVRE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI GÖREVİNİ BİRÇOK KONUDA EKSİK YAPMIŞTIR”
-Dün Murat Kurum`un bu Erzincan`daki maden kazasıyla ilgili açıklamaları vardı. Muhalefeti malzeme yapmakla suçladı. Siz ne söylemek istersiniz bununla ilgili?
“Çevre meselesi tabii siyasi bir meseledir. Siyasete bakış, hayata bakışla ilgili meseledir. Ama tabi mesele ağır. Bir ÇED raporu meselesi var ve ÇED raporu konusunda işte 21 tane kamu kurum görüşü gerekir. Bu bakanlığa ait değildir bu bakanlığa ait değildir vesaire gibi. Ne yazık ki bilgisizce bir yorum yapılmış çünkü rapor ya da kurum görüşleri toplanır ama ÇED raporunun Şehircilik Bakanlığı verir. Yani burada bile insanları yanıltan bir açıklama söz konusu. ÇED raporunun altına Şehircilik Bakanlığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imza koyar. O bakımdan evet kurum görüşlerini toplarsınız ama ondan sonra siz karar verirsiniz. Burada bile hani bu karar bize ait değildir yorumunu duydum çok yanlış. Çevre Şehircilik Bakanlığı görevini birçok konuda eksik yapmıştır. Son dönemde çevre adına da iyi bir sınav verilmemiştir. Bu ne yazık ki gözlemleniyor. Bunun birkaç böyle örneğini de verdim ama ben vermeyeyim. İnanın ki vatandaşlar beş yıla, altı yıla, yedi yıla baktığında onlarcasını Türkiye`nin her yerinden örnekleyebilirler.
CUMHURBAŞKANI SİSİ`DEN YANA TERCİHTE BULUNDU ONU GÖRÜYORUZ: Tabi şunu söyleyeyim yani daha dün Kanal İstanbul meselesinde ya-pa-ca-ğız diye heceleyen bir anlayış şimdi vatandaşın gündeminde olmayan bizim de gündemimizde yoktur diyebiliyor. Ama bu “U” dönüşlerinin uzağında bir yapı değil o yapı. Bu “U” dönüşünün en somut örneğini dün Sevgililer Günü`nde yaşadık. Yani Sisi`mi Binali`mi diyen Sayın Cumhurbaşkanı dün Mısır`da sevgili kardeşim diyerek 14 Şubat Sevgililer Gününde Mısır`ı ziyaret etmiştir. Bu U dönüşüne alışkınız. Ama biz memleketimizin aleyhine yapılması muhtemel bu tür tavır ve davranışları sergileyecek insanlara “U” dönüşü şansını bile vermeyeceğiz. “U” dönüşü şansını bile vermeyeceğiz. Onları geri vitesiyle inşallah ait oldukları yere göndereceğiz. Evet Sisi`mi Binali mi kendisi Sisi`den yana tercihte bulundu onu görüyoruz. Ne olacak şimdi?"
"ANKETLERDE BİZİ MEMNUN EDİCİ SONUÇLARI ALIYORUZ"
-Bir de artık hani artık geri sayım çok hızlı olmaya başladı. Yerel seçim de geliyor. Anketler çok konuşulur. Sizin yapmış olduğunuz bir anket var mı. Sonuç var mı?
"Yani anketlerde elbette bizi memnun edici sonuçları alıyoruz ama şu anda İstanbul`da adaylar daha yeni olgunlaştı, olgunlaşıyor. Hatta olgunlaşma ihtimali de olabilir. Başka adaylar da çıkabilir. Gerçek anketler muhtemeldir ki önümüzdeki haftadan sonra yani bir iki hafta sonra daha somut verilerle önümüze gelir. Belki o zaman konuşmak daha doğru olur biraz erken buluyorum şu an"
“GERÇEKTEN AKLI İSTANBUL`DA DEĞİL”
-Peki Atatürk Havalimanı millet bahçesi ihalesi İBB`nin açıl dava sonucunda iptal edildi. Bu konu rakibiniz Murat Kurum`a sorulduğu zaman onu İBB`ye soru neden böyle bir dava açmıştı? İstanbul`da yeşil alan kazandıracaktık. Bu zorlarına mı gitti gibi bir açıklaması oldu. Siz neden böyle bir dava açtınız?
“İstanbul`a yeşil alan kazandıracağız dedikleri akla bakar mısınız yani? Havalimanına bir gecede eskavatörler, kamyonlar bir gecede hiç kimsenin haberi yok. Ve ihalesiz yani bu saldırı ne için? Yani kim için o havalimanını bir an önce kapatalım? Yani bir an önce böyle bir telaşla ya bu cevabı bile çok hazin bu cevabı bile üzüntü verici. Gerçekten aklı İstanbul`da değil yani. Ve başka bir akılla konuştuğunu düşünüyorum. Muhtemelen kendi iradesi zihninde bu cümleleri kurmuyordur ama dile başka cümleler dökülüyor. Bu mevcuttaki yapının, o bir avuç insanın genelde de tarzı bu. Ne söyleniyorsa, ne anlatılıyorsa, ne dikte ediliyorsa onu telaffuz ediyorlar.
O ZAMAN YARIN DESİN Kİ KANAL İSTANBUL YAPILACAK: Az önce dediğim gibi Kanal İstanbul`a ya-pı-la-cak. O zaman yarın desin ki yapılacak mesela. Demiyor diyemez. Şu anda başka bir şey dikte ettiriliyor. Mesele burada, sorun burada. Ve onlar adına üzülüyorum. Yani bu ülkenin yetişmiş insanları her birisi. Onlar adına üzülüyorum yani. O bakımdan mesele Atatürk Havalimanı, eğer yeşil alan. 135 milyon metrekarelik havzayı yok ediyorsunuz. Sazlıdere Barajı`nı yok ediyorsunuz yeşil alan kazandırıyormuş. Bak sen ya. Yani biz İstanbul`un göbeğinde 10 milyon metrekarenin üzerinde yeşil alanları sadece dört buçuk yılda zaten kazandırdık. Orası zaten bir havalimanı, boş bir alan. Konuşalım, konuşturalım vatandaşlarla tartışalım, tartıştıralım. En faydalısı ne? En doğrusu ne? Bir sürü konu var. Yani, böyle bir konular varken, bu süreçlere hiç girmeden paldır küldür. Yani insan utanır. Böyle bir örneği vermez üzüntü duyuyorum. Hayırlısı bakalım göreceğiz daha neler dökülecek dillerinden”