CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Denizli Kadın Buluşması`nda, “Sizin yaşadığınız zorlukları da çözüm önerilerimizi de çok net bir şekilde biliyoruz. Sarayda oturanlar, halkın elini tutamaz, sizin ne hissettiğinizi hissedemez, sizin sorunlarınızı duyamaz” dedi. Besicilik ve çiftçilik yapan Nurhayat Karaşahin de “Hayvanlarım var. Süt satıyorum kilosu 10 liradan, yem yediyorum çuvalı 400 lira. Eğer benim sattığım aldığımı karşılamıyorsa bu kadar hayvan nasıl bakılır? Çiftçilik yapıyorsun gübre pahalı, hayvancılık yapıyorsun yem pahalı. Artık ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız” derken ataması yapılmayan öğretmen adayı Merve Evlense ise “Cumhuriyet`imizin 100`üncü yılında 100 bin atama istiyoruz. Benim yerim bu kürsü değil, öğrencilerimin yanı. Ben, sınıfta olmak istiyorum” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Denizli`de partisinin Denizli Kadın Buluşması programına katıldı.
Toplantıya; CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve CHP`li ilçe belediye başkanları da katıldı.
Programda konuşan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, şunları söyledi:
“SARAYDA OTURANLAR, HALKIN ELİNİ TUTAMAZ, SİZİN NE HİSSETTİĞİNİZİ HİSSEDEMEZ, SİZİN SORUNLARINIZI DUYAMAZ”
“Gelmekte olanı getirmek için kararlı olan bir grup var. Bir bilim insanına sormuşlar; ‘Dünyanın merkezi neresidir?` ‘Ayağımı bastığım yer` demiş. Hepimiz için dünyanın merkezi kendi hayatımız, yaşadıklarımız. O hayatlar içerisinde birçok zorluklar yaşanıyor. Sizin yaşadığınız zorlukları da çözüm önerilerimizi de çok net bir şekilde biliyoruz. Sarayda oturanlar, halkın elini tutamaz, sizin ne hissettiğinizi hissedemez, sizin sorunlarınızı duyamaz. Halkın partisi olarak, çok şanslıyız, halkçı bir lidere sahibiz. Genel Başkan`ımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, sizlerin adalet çığlığını saraydakilere duyurmak için dünya tarihine geçecek bir Adalet Yürüyüşü yaptı. Eşitlik için kanun teklifinin ilk imzacısı ve mimarı oldu. Bizleri gerçekten güzel günler bekliyor. Artık az kaldı, biraz daha sabır. Halkçı bir lider olarak Genel Başkan`ımız diyor ki bu kürsüler milletin sesini duyurduğu kürsüler olmalı. Bu kürsülerden halkın sesi yükselmeli.”
Nazlıaka, konuşmasının ardından kürsüyü Denizlili kadınlara bıraktı. Neslihan Alacalıoğlu, şöyle konuştu:
“MOTORUM VAR AMA MAZOT KATAMIYORUM, ÇİFT SÜREMİYORUM, TÜTÜN DİKEMİYORUM. HER ŞEY ATEŞ PAHASI”
“Ben, önce AK Partiye oy vermiştim, AK Parti bizi bıraktı. Motorum var ama mazot katamıyorum, çift süremiyorum, tütün dikemiyorum. Her şey ateş pahası. Markete gidemiyorum. 50 senelik köyümüz var, bir düğün salonumuz yok. Torun okutuyorum, 40 günde 600 milyon (600 lirayı kastediyor) yemek parası veriyorum. Bununla nereye kadar gideceğiz, buna bir ‘dur` demek gerekiyor.”
Besicilik ve çiftçilik yapan Nurhayat Karaşahin ise şunları söyledi:
“ÇİFTÇİLİK YAPIYORSUN GÜBRE PAHALI, HAYVANCILIK YAPIYORSUN YEM PAHALI. NE YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK”
“13 yaşımdan beri çalışıyorum; 8 değil, 18 saat. Hayvanlarım var. Süt satıyorum kilosu 10 liradan, yem yediyorum çuvalı 400 lira. Eğer benim sattığım aldığımı karşılamıyorsa bu kadar hayvan nasıl bakılır? Çiftçilik yapıyorsun gübre pahalı, hayvancılık yapıyorsun yem pahalı. Artık ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Şu an halimizden hiç memnun değiliz. Kazanç belli, gider ise haddinden belli. Günü nasıl geçiririz, onu düşünür olduk. Sizden, bütün ev hanımları adına emeklilik hakkı istiyoruz.”
Ağaçları kesilerek mağdur edilen Elif Menzek de şunları söyledi:
“BENİM 150 ADET AĞACIM VARDI, 6,5 AY BEKLEDİM, 2 GÜNDE KAZDILAR, YERLE YEKSAN ETTİLER”
“Benim 150 adet ağacım vardı, 6,5 ay bekledim, 2 günde kazdılar, yerle yeksan ettiler. Hak, adalet istiyorum. 6,5 ay, saat 11`e kadar bekledim. Ne için kazıldı? Böyle geçim olmaz, biz çiftçiyiz. Meyvesini yiyecektim. Ankara`ya da gittim. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu`ndan destek istiyorum. Olmaz böyle, hep tarlalarımız gitti. Bir kafa soğan dikecek yerimiz yok. Böyle hak, adalet olmaz.”
Merve Evlense de İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu olduğunu ve bu yıl KPSS`ye girdiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
“CUMHURİYET`İMİZİN 100`ÜNCÜ YILINDA 100 BİN ATAMA İSTİYORUZ”
“Cumhuriyet`imizin 100`üncü yılında 100 bin atama istiyoruz. Televizyonu açtığımda öğretmenlere değindiğinizi, öğretmen atamaları hakkında konuştuğunuzu duymak istiyorum. Bana bunun sözünü verebilir misiniz? Buradan çıktıktan sonra bütün öğretmenleri unutmayın. Benim yerim bu kürsü değil, öğrencilerimin yanı. Ben, sınıfta olmak istiyorum.”
Özel çocuk anneleri adına Yeter Çam da şunları dile getirdi:
“BİZ, BU DÜZENLERİN YIKILMASINI; BU ÇOCUKLARIN MAĞDUR DEĞİL GURURLU, MUTLU BİR ŞEKİLDE YAŞAMASINI İSTİYORUZ”
“24 yıldır Down sendromlu bir çocuk annesiyim. Onların hepsi bizim çocuklarımız. Onlar dünyaya sevgi, mutluluk ve bakılmak üzere gelmiş çocuklar. Biz onları ötelersek bu çocuklar toplumda kaybolur. Özel çocuk anneleri olarak çok isteklerimiz var. Bu kanunlar yapılırken masaların başında değil, biz annelerle okullarda görüşerek, gözlem yaparak neye ihtiyaç var neye ihtiyaç yok, bunların görüşülmesi lazım. Çok mağdur annelerimiz, babalarımız var. ‘Efendim bu eve gelir çok giriyor sen bu parayı alamazsın.` Ama durumu çok iyi, mallarını devretmiş biri engelli aylığı alıyor. Bu nasıl sistem, düzen? Biz, bu düzenlerin yıkılmasını; bu çocukların mağdur değil gururlu, mutlu bir şekilde yaşamasını istiyoruz.”
Esma Çınar isimli kadın da şöyle konuştu:
“YAŞAM HEPİMİZİN HAKKI, BU BİR LÜTUF DEĞİL. BİZ YAŞAMAK İSTİYORUZ”
“16 yaşındaki Tip-1 diyabetli çocuğumun hâlâ sensör kaygısı, yarın kaygısı yaşamasını istemiyorum, bir an evvel çözülmesini istiyorum. Tip-1 diyabet ve SMA hastaları konusunda dilenci gibi olmalarını istemiyorum. Yaşam hepimizin hakkı, bu bir lütuf değil. Biz, yaşamak istiyoruz.”