Haber: ESRA ALUS - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Muayenehanesi olan hekimlerin serbest çalışmasını engelleyen yönetmelik değişikliğine tepkiler sürüyor. Yönetmeliğin geri çekilmesini isteyen İstanbul Tabip Odası, “Bu yönetmelik değişikliğinin hiçbir bilimsel ve akılcı gerekçe yoktur. Herhangi bir kamu yararı da içermemektedir. Hekimlerin serbest çalışma hakkı ve mesleki bağımsızlığı ellerinden alınamaz. Hekim emeği, özel sağlık sermayesine peşkeş çekilemez. Muayenehanelere darbe indiren yönetmelik geri alınıncaya kadar demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz" açıklamasını yaptı.
Sağlık Bakanlığı`nın ‘Özel Hastaneler Yönetmeliği ile Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelik`te yapılan değişikliklere tepkiler devam ediyor. Değişikliklere göre, 4 bini İstanbul`da olmak üzere yaklaşık 7 bin muayenehane hekiminden ancak 500`ü hastanelerle sözleşme yapabilecek.
Hekimlerin serbest çalışma özgürlüklerini engelleyen yönetmeliğe karşı bir araya gelen hekimler, İstanbul Tabip Odası`nda basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nergis Erdoğan, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Tamer Yazar, Dr. Cegerğun Polat, İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu üyeleri Dr. Hasan Ogan, Dr. Bilge Ceydilek katıldı.
Resmi Gazete`de ekim ayında yayınlanan yönetmeliğin hekimlerin çalışmalarını imkansız hale getirdiği belirtilen basın açıklamasında hekimler görüşlerini aktardı. İlk olarak sözü Dr. Hasan Ogan aldı. Hekimlik mesleğinin en temel ilkelerinden birinin hekimliğin herhangi bir aracı olmaksızın yapılabilmesi olduğunu belirten Dr. Ogan, şunları söyledi:
“HİÇBİR KUVVET HEKİMLERİN SERBEST ÇALIŞMA HAKKINI ORTADAN KALDIRAMAYA TEVESSÜL ETMEMELİ: Hekimlerin serbest çalışma hakkı, hekimlik mesleği ile var olan bir haktır. Yani hiçbir kuvvet ya da hiçbir anlayış bunu ortadan kaldırmaya tevessül etmemelidir. Bu hakkı ortadan kaldırıldığında doğrudan hekimlik mesleğini engellenmiş olur.
SON YÖNETMELİK 2010`DAN SONRA TEKRAR HEKİMLERİN MESLEKLERİNE SON VERMEYİ GÜNDEME GETİRDİ: Bu hakkın ortadan kaldırılmasına yönelik yönetmelikle muayenehane hekimleri arkadaşlarımız iki tane saldırıyla karşı karşıya kaldı. Birincisi; 2010 yılında muayenehanelerin fiziksel koşullarını değiştirerekten neredeyse tümüyle kapatmaya sevk edilen bir yönetmelikti. Yapılan mücadeleyle o yönetmeliğin iptali söz konusu oldu ve bir şekilde hekimlerimiz, serbest meslek hakkını devam ettirdiler. Ancak 6 Ekim 2022 yılında da karşımıza çıkan bu yönetmelik değişikliği, tekrar böyle bir kapatmayı ya da hekimlerin mesleklerine son vermeyi gündeme getirdi.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI`NDA MUAYENEHANELERİN YERİ YOK: Bu değişikliğin nereden kaynaklandığını anlamak için 2002 yılından beri özel sağlık sermayesine ve siyasi iktidarın bugüne kadar yürüttüğü Sağlıkta Dönüşüm Programı`na bakmamız gerekiyor. Çünkü Sağlıkta Dönüşüm Programı`nda muayenehanelerin, muayenehane hekiminin yeri yok. Çünkü gerek sağlık sermayesi gerekse de devletin eliyle işlettiği bugünkü şehir hastaneleri, hekimleri kendilerine rakip görmek istemiyor. Böyle bir gerçeklik var.
`HEKİMLER BİZİM DENETİMİMİZ ALTINDA KÖLE OLARAKTAN ÇALIŞSINLAR` DİYE BİR YAKLAŞIM VAR: Bakan`ın açıklamasına göre, Türkiye`de yaklaşık 7 bin, Türk Tabipleri Birliği`nin derlemesine göre 9 bin civarında hekim var. Sağlık sermayesi açısından nitelikli hekim gücüne sürekli ihtiyaçları var. Yani ‘Bu hekimler bizim denetimimiz altında köle olaraktan çalışsınlar` diye bir yaklaşım var.
BÜYÜK SAĞLIK SERMAYESİ VE ŞEHİR HASTANELERİ, MUAYENE HEKİMLERİYLE REKABET ETMEK İSTEMİYOR: Hekim arkadaşlarımız, özel sağlık sektörünün çalışma koşulları iyi olmadığı için oralarda çalışmayı çok tasvip etmiyor. Yurt dışına göçler var. Bu da özel sağlık sektörünün sürekli hekim ihtiyacını gündeme getiriyor. Son yıllarda biliyorsunuz sağlık turizmi ortaya çıktı. Burada da özellikle büyük sağlık sermayesi hastaneleri, zincir hastaneleri, bunun altını çizmek gerekiyor, burada da muayenehane hekimleriyle bir rekabet yapmak istemiyorlar. Onları kendi denetimleri altında neredeyse köleler şeklinde çalıştırmaya çalışacaklar. Yani bu iki yönetmelik değişikliğinin sağlanmasının temelinde yatan, esas olarak da öz olarak da bunlardır.
SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ: Bu düzenlemeye hasta hakları çerçevesinden baktığımız zaman da hekim seçme özgürlüğüne bir şekilde darbe vuracak. Biz, İstanbul Tabip Odası ve İstanbul Tabip Odası Özel Eğitim Komisyonu olarak, bu yasanın geri çekilmesini istiyoruz. Bu nedenle de herhangi bir hekimin muayenehanesini kapatmasına rıza göstermeyeceğiz. Bir mücadeleyle ilgili bir sürecimiz var. Onu sonuna kadar da sürdüreceğiz."
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Nergis Erdoğan da hekimlerin ortak basın açıklamasını okudu. Açıklama şöyle:
“HEKİM EMEĞİ, ÖZEL SAĞLIK SERMAYESİNE PEŞKEŞ ÇEKİLEMEZ: Hekimlerin serbest çalışma hakkı ve mesleki bağımsızlığı ellerinden alınamaz. Hekim emeği, özel sağlık sermayesine peşkeş çekilemez. Muayenehanelere darbe indiren yönetmelik geri alınıncaya kadar demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz. 6 Ekim 2022 tarihinde Resmi Gazete`de yayınlanan bu yönetmelik, muayenehane hekimlerinin özel hastanelerde ameliyat ve girişimsel işlemler yapmalarını da birtakım koşullara bağlamakta.
BU YÖNETMELİK MUAYEHNEHANELERİN KAPANMASINA YOL AÇACAK: Muayenehanelerin kapanmalarına yol açacak olan yönetmelik, 3 aylık sürenin sonu olan 7 Ocak 2023`te uygulanmaya başlanacaktır. İstanbul Tabip Odası olarak, yayınlandığı tarihten kısa bir süre sonra, 11 Ekim 2022 tarihinde meslektaşlarımızı yönetmeliğin ortaya çıkardığı sonuçlardan haberdar kılmak ve hukuki mücadele için her türlü desteği vereceğimizi bildirmek amacı ile uzmanlık dernekleriyle birlikte geniş katılımlı bir toplantı düzenledik.
206 MUAYENEHANE HEKİMİ ADINA DANIŞTAY`A AÇILAN BİREYSEL DAVALARI ÜSTLENDİK: 18 Ekim`de, bu düzenlemeleri kabul etmediğimizi bildirmek ve Sağlık Bakanlığı`nı uyarmak amacıyla İstanbul Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptık. 206 muayenehane hekimi adına yönetmeliğin iptali için Danıştay`a açılan bireysel davaları üstlendik. Mağduriyetler ortaya çıkmadan yürütmenin iptal edilmesini talep ettik. Mevcut iktidar, 2002 yılında başlattığı Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlıkta özelleştirmenin önünü açmış, yaptığı düzenlemelerle hekimlerin özel sağlık sektöründe iş güvencesinden yoksun, ucuz emek gücü olarak çalışmasını hedeflemiştir.
HASTALARIN BİLGİLERİ, BAKANLIĞIN İDDİA ETTİĞİNİN AKSİNE SAĞLIK MÜDÜRLÜKLERİNE BİLDİRİLMEKTEDİR: 3 Ağustos ve 25 Eylül 2010 yönetmelikleriyle fiziki koşullar öne sürülerek muayenehaneler kapatılmak istenmiştir. 6 Ekim 2022 tarihli yönetmelikte ise muayenehane hekimlerinin hastalarının tanı ve tedavilerini yapmak üzere özel sağlık kuruluşlarından yararlanmaları, boş kadro ve sözleşme koşuluna bağlı kısıtlamalar ile engellenmektedir. Bugüne dek muayene hekimleri ‘Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi` ve ‘Hasta Hakları Yönetmeliği`ne uygun olarak hastaların tanı ve tedavilerinin özel sağlık kuruluşlarında yapmakta ve hastaların bilgileri, Sağlık Bakanlığı`nın iddia ettiğinin aksine kayıt altına alınıp sağlık müdürlüklerine bildirilmektedir.
MUAYENEHANE HEKİMLERİNE ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARINDA KISITLAYICI KURALLAR GETİRİLDİ: 6 Ekim 2022 tarihli yönetmelik değişikliği ile muayenehane hekimlerinin özel sağlık kuruluşlarında hastalarının tanı ve tedavilerini yapabilmelerine şu kısıtlayıcı kurallar getirilmiştir:
Bir hekim, boş uzman kadrosu bulunması koşuluyla yalnızca bir sağlık kuruluşu ile ve bir yıllık sözleşme imzalayabilecektir.
Boş uzman hekim kadrosu olmaması durumunda özel sağlık kurumları, ruhsatında veya faaliyet izin belgesinde kayıtlı uzman hekim branşlarındaki toplam kadro sayısının yüzde 15`ine kadar uzman hekimle sözleşme imzalayabilecektir.
Aynı branşta birden fazla hekimle sözleşme imzalanmak istenmesi durumunda ise ilgili branşın toplam kadro sayısının üçte birinden fazla uzman hekim ile sözleşme imzalanamayacaktır.
KISITLAYICI DÜZENLEMELERİN ORTAK AMACI, ÖZEL SAĞLIK SERMAYESİ VE ŞİRKET HASTANELERİNE UCUZ HEKİM, EMEK GÜCÜ YARATMAKTIR: Muayenehanelere yönelik geçmişte ve bu dönem getirilen kısıtlayıcı düzenlemelerin ortak amacı, özel sağlık sermayesi ve kamu-özel ortaklığıyla yapılan şehir, şirket hastanelerine ucuz hekim, emek gücü yaratmaktır. Ayrıca sağlık turizmi de dahil olmak üzere hasta potansiyeli açısından rekabet ettiklerini varsaydıkları muayenehane hekimliği ile ilgili alanda bir tür temizlik yapmaktır. Yönetmelik değişikliğiyle muayenehaneler kapatılmak zorunda kalınırsa sadece mevcut muayenehane sahipleri değil tüm hekimler, bir daha kazanmamak üzere serbest çalışma hakkını yitirmiş olacak, muayenehane açma düşüncesini unutmak zorunda kalacaklardır. Hekimler, şehir hastanelerinde, şirket ve özel hastanelerde, özel sağlık sermayesinin birlikte belirleyecekleri çalışma ve ücretlendirme koşulları dışında çalışamayacaklardır.
HEKİMLER ARASI REKABET VE HEKİM EMEĞİNİN UCUZLAMASI SÖZ KONUSU OLACAKTIR: Bu yönetmelik değişikliğinin hiçbir bilimsel ve akılcı gerekçesi yoktur. Herhangi bir kamu yararı da içermemektedir. Hekimler arası rekabet ve hekim emeğinin ucuzlaması söz konusu olacaktır. Sadece hekimler değil, hastalar da hekim seçme özgürlüklerini yitirecek, zarar göreceklerdir. Bu düzenlemeler, Sağlık Bakanı`nın ifade ettiği gibi özel sağlık kuruluşlarına değil, doğrudan hekimlerin serbest meslek hakkına yöneliktir. Ve sonuçta muayenehanelerin kapatılmasına yol açacaktır. Sorun, sadece bugün muayenehane hekimliği yaparak mesleklerini sürdüren hekimlerin değil, gelecekte serbest meslek hakkını kullanmak isteyebilecek tüm hekimlerin ortak sorunudur.
TEK BİR HEKİMİN DAHİ MUAYENEHANESİNİN KAPANMASINA İZİN VERMEYECEĞİMİZİ BİLDİRİYORUZ: İstanbul Tabip Odası olarak, tüm hekimlerin mesleki bağımsızlıklarını ve serbest meslek haklarını savunmak üzere muayenehanelere darbe indiren bu düzenlemeler geri çekilinceye kadar meslek örgütlerini demokratik mücadelede yer almaya çağırıyoruz. Tek bir hekimin dahi muayenehanesinin kapanmasına izin vermeyeceğimizi bildiriyoruz.”
Açıklamanın arıdan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeleri gazetecilerin sorularını cevapladı. Soru üzerine Oğan, yönetmeliğin hekim göçünü artıracağını belirtti. Son olarak, Tekirdağ`daki ‘sahte doktor` olayı hatırlatılarak bunun nasıl fark edilmediği soruldu. Buna da Erdoğan, “Hakikaten insanların sağlığı sahte hekime teslim edilebiliyorsa bu, olsa olsa denetimdeki açığı gösterir diye düşünüyorum” yanıtını verdi.