Silivri Cezaevi`nde Gezi tutuklularını ziyaret eden Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Gezi`de savunulan tüm hakları barolar olarak, Türkiye Barolar Birliği olarak sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Gezi`de vardık, bugün de varız, yarın da var olacağız” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, beraberinde İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyeleri Ercan Demir ve Erhan Toprak`la birlikte Silivri Cezaevi`nde Gezi davası tutuklularını ziyaret etti. Ziyaret sonrasında basın açıklaması yapan Sağkan, şunları söyledi:
“Tam 9 yıldır Gezi direnişine katılanlar bu ülkede bedel ödüyorlar. En ağır bedeli de Gezi direnişinde yaşamlarını kaybeden Ali İsmail Korkmazlar, Berkin Elvanlar ödediler. Şimdi de yıllardır tutuklu olan bu davadan tutuklu olan Osman Kavala, devamında geçtiğimiz haftalarda tutuklanan meslektaşımız Can Atalay, Tayfun, Hakan ve Osman Kavala ödüyorlar. Çok net olarak ifade edeyim, Gezi yargılaması, bu ülkenin Dreyfus davasıdır. Gezi yargılaması, bu ülkede yargının siyasete alet edilmesinden de öte yargının tamamen hak ve özgürlükleri katletmek için kullanılmasının bir örneğidir. Biz bugün İstanbul Barosu Başkanımız sayın Mehmet Durakoğlu, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyelerimiz sayın Ercan Demir ve sayın Erhan Toprak ile birlikte burada Gezi davası tutuklularını ve yine bir başka adil yargılanma hakkının tamamen ihlal edildiği davanın tutuklusu meslektaşımız avukat Selçuk Kozağaçlı`yı ziyaret ettik. Gezi`nin dokuzuncu yıl dönümünde buradan şunu ifade etmek isteriz: Gezi`de savunulan tüm hakları barolar olarak, Türkiye Barolar Birliği olarak sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Gezi`de vardık, bugün de varız, yarın da var olacağız.
“ŞUNU İFADE ETTİLER BİZE: BEDELİ BİZLERİN ÖDEMESİ GEREKİYORSA, BUNU ÖDEMEYE HAZIRIZ”
Gezi tutukluları, bu davanın siyasetin alet edildiği bir yargılama olduğunun son derece farkında olarak bir bedel ödediklerini biliyorlar. Şunu ifade ettiler bize: Gezi`nin felsefesi olan eşitlik için, özgürlük için bir bedel ödenmesi gerekiyordu ve bu bedeli bizlerin ödemesi gerekiyorsa, bunu ödemeye hazırız. Burada olup olmamamızın hiçbir önemi yok. Yeter ki o felsefe bu ülkenin topraklarında hayata geçsin. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti, eşit, özgür, demokrasinin içselleştirildiği, insan haklarının korunduğu bir ülke haline gelsin. Biz bu bedeli ödemeye hazırız.”