29 Eylül 2024 Pazar


21:24   CHP GENEL BAŞKANı ÖZEL: "MEDAWAR ÖDÜLÜNE LAYıK GÖRÜLEN MEHMET HABERAL HOCAMıZı TEBRIK EDIYORUM"   18:36   KıLıÇDAROĞLU`NA ÇUBUK`TAKI LINÇ GIRIŞIMI: “YAKıN O EVI” DIYE BAĞıRAN SEVIM GÖLYERI`NE 5 YıL 10 AY HAPIS CEZASı   16:23   ÖZGÜR ÖZEL: “TÜRKEVI`NI TÜRGEV VE TÜGVA ILE ILIŞKILENDIRMEK BILGI EKSIKLIĞIDIR”   15:55   CHP GENEL BAŞKAN YARDıMCıLARı ZEYBEK VE KARABAT`TAN MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI`NE ZIYARET…   15:22   ASU KAYA`DAN SIYASI PARTILERIN KADıN KOLLARıNA ÇAĞRı   15:05   ÖZÇAĞDAŞ, BAKAN TEKIN`E SAYıŞTAY RAPORLARıNA YANSıYAN MESEM TESPITLERINI SORDU   14:59   BDDK`NıN KREDI KARTı KARARLARı YENI TARTıŞMALARA YOL AÇTı   14:43   DEPREMDE 96 KIŞININ ÖLDÜĞÜ ALPARGÜN APARTMANı DAVASıNDA KARAR ÇıKTı...   14:07   ALI MAHIR BAŞARıR: MEVZUATA UYAN ÖĞRETMENLERIMIZ DEĞIL, ONLARA CEZA KESENLER SORUŞTURULMALıDıR   13:52   CHP AKDENIZ İLÇE BAŞKANı SEMIH PALAMUT: "VAR GÜCÜMÜZLE ÇALıŞıYORUZ"   13:25   YENIŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı ÖZYIĞIT, CHP GENEL BAŞKAN YARDıMCıLARıNı AĞıRLADı   11:30   SERKAN SARı`DAN, BAKAN URALOĞLU`NA BALıKESIR HAVALIMANı TEPKISI   10:42   BAKANLıKTAN CHP`LI PAZAR BELEDIYESI`NE 1.3 MILYON CEZA...   10:16   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI`NIN TARıMSAL ÜRETIME DESTEĞI DEVAM EDIYOR   10:09   YANKı BAĞCıOĞLU: ``CUMHURBAŞKANı, GENÇ SUBAYLARıMıZı HEDEF GÖSTERMEK YERINE, ONLARı ÜLKEMIZIN GELECEĞI OLARAK GÖRÜP DESTEKLEMELI``   10:05   İTHAL ILAÇ PROBLEMI ARTıYOR, BEŞ ILAÇTAN BIRI BULUNAMıYOR... ANKARA ECZACı ODASı BAŞKANı ABBASOĞLU: HASTALAR ECZANE ECZANE GEZMEK DURUMUNDA KALıYOR   10:04   CHP LIDERI ÖZEL`DEN “TÜRKEVI” AÇıKLAMASı: “İKTIDARLAR GELIR GIDER, DEĞIŞIR AMA TÜRKIYE`NIN ORADAKI 50 YıLLıK EVI DEĞIŞMEZ”    09:34   ESENYURT KARDEŞ KÜLTÜRLER FESTIVALI`NIN TANıTıMı YAPıLDı… BAŞKAN ÖZER: “ŞIMDI KARDEŞLIK ZAMANı DIYEREK, BIRBIRIMIZI KUCAKLAYALıM”   22:44   DIL DEVRIMI`NIN 92`NCI YıLı KUTLANDı... ÇANKAYA BELEDIYE BAŞKANı GÜNER: "CHP`LI BELEDIYELER, DAHA DA GÜÇLÜ BIR ŞEKILDE DIL DEVRIMI`NE SAHIP ÇıKACAK"   22:03   FENERBAHÇE, UNION SAINT-GILLOISE`YI 2-1 MAĞLUP ETTI VE AVRUPA LIGI`NE GALIBIYETLE BAŞLADı  
 
     
   

THİV: “1 OCAK- 30 NİSAN ARASINDA 1.374 KİŞİ İNSAN HAKLARI ALANINDAKİ FAALİYETLERİ SEBEBİYLE YARGISAL TACİZE MARUZ KALDI”


Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), 1 Ocak- 30 Nisan 2022 tarihleri arasında insan hakları savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle 1.374 kişinin yargısal tacize maruz kaldığını bildirdi. Vakıf, “İnsan hakları değerlerini ve prensiplerini korumak için insan hakları savunucularına yönelik baskı ve engellemelere derhal son verilmelidir” açıklamasını yaptı.

 

Tarih : 6 Haziran 2022 Pazartesi 12:02   Okunma : 317

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), 1 Ocak- 30 Nisan 2022 tarihleri arasında insan hakları savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle 1.374 kişinin yargısal tacize maruz kaldığını bildirdi. Vakıf, “İnsan hakları değerlerini ve prensiplerini korumak için insan hakları savunucularına yönelik baskı ve engellemelere derhal son verilmelidir” açıklamasını yaptı.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), 1 Ocak- 30 Nisan 2022 tarihleri arasında insan hakları savunucularının karşılaştığı baskı, engel ve zorluklara ilişkin bir bilgi notu yayınladı.

Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Van ve çevre illerindeki insan hakları savunucularına yönelik baskı ve zorlukları tespit etmek ve savunucular ile dayanışmayı güçlendirmek amacıyla kurulan “Bölgesel Dayanışma ve İş Birliği Grupları" tarafından tespit edilen bilgilerin bilgi notunun temelini oluşturduğu belirtilerek, şöyle dendi:

“Toplama bakıldığında, 1 Ocak 2022 ila 30 Nisan 2022 tarihleri arasında, insan hakları alanında yürüttüğü ve/veya dahil olduğu çalışmalar nedeniyle 1.415 kişi yargısal taciz, idari taciz, tehdit ve misilleme müdahalelerinden en az biri veya birkaçına maruz bırakılmıştır.

“1.374 KİŞİ İNSAN HAKLARI ALANINDAKİ FAALİYETLERİ SEBEBİYLE YARGISAL TACİZE MARUZ KALMIŞTIR “

İnsan hakları savunucularının faaliyetleri yargı erkinin araçsallaştırılmasıyla engellenmektedir. Yargısal taciz, temelsiz ceza soruşturma ve kovuşturmalarının açılması, hukuka aykırı ve keyfi gözaltı ve tutukluluk işlemlerinin uygulanması ve sivil toplum kurumlarına yapılan baskın ve aramalarla kendini göstermektedir. İnsan hakları savunucularına yönelik uygulanan bu ceza hukuku tedbirlerinin caydırıcı etkisi, savunuculuk iklimini bütünüyle baskı altına almakta ve sivil alanı daraltmaktadır. Bu kapsamda, 1 Ocak 2022 ila 30 Nisan 2022 tarihleri arasında;1.374 kişi insan hakları alanındaki faaliyetleri sebebiyle yargısal tacize maruz kalmıştır.

“HAKLARINDA MAHKUMİYET HÜKMÜ VERİLEN İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARININ CEZALARININ TOPLAMI, 1 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI VE 211 YIL, 4 AY, 10 GÜNDÜR”

998 kişi insan hakları alanındaki faaliyetleri gerekçe gösterilerek ceza kovuşturmasına maruz kalmıştır. 218 kişiye karşı kovuşturma aşamasına 1 Ocak 2022 ila 30 Nisan 2022 tarihleri arasında geçilmiştir. 780 kişiye yönelik mevcut ceza kovuşturmaları bu dönemde de sürdürülerek yargısal taciz devam ettirilmiştir. 23 kişi değişen sürelerde hapis cezaları ile cezalandırılmış, 82 kişi hakkında ise beraat kararı verilmiştir. Haklarında mahkumiyet hükmü verilen insan hakları savunucularının cezalarının toplamı, 1 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 211 yıl, 4 ay, 10 gündür.

376 kişi insan hakları alanındaki faaliyetleri gerekçe gösterilerek ceza soruşturmasına maruz kalmıştır. 367 kişiye yönelik ceza soruşturması başlatılırken, 9 kişiye yönelik mevcut soruşturmalar bu dönemde de sürmektedir. 4 kişi hakkında ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.

321 kişinin insan hakları alanındaki faaliyetleri gerekçe gösterilerek kişi özgürlüğü ve güvenliği hakları ihlal edilmiştir. Bu bağlamda 305 kişi gözaltına alınmış, 16 kişi ise tutuklanmıştır.

İnsan hakları savunuculuğu faaliyetleri bağlamında yürütülen cezai süreçlerde genellikle 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu`na aykırı davranmak, görevi yaptırmamak için direnmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, suçu ve suçluyu övmek, suç işlemeye tahrik etmek, Cumhurbaşkanı`na hakaret suçlarının işlendiği iddia edilmektedir. Bunun yanı sıra, terörle mücadele mevzuatında düzenlenen çeşitli suçların işlendiğine dair iddialarında insan hakları savunucularına karşı yaygın ve geniş şekilde kullanıldığı gözlemlenmektedir. İnsan hakları savunuculuğu faaliyetlerinin terör tanımı içinde değerlendirilerek meşruiyetinin ortadan kaldırıldığı ve insan hakları savunuculuğunun en üst perdeden kriminalize edildiği bu örüntü, elde edilen verilerde bütünlüklü olarak görülmektedir.

Cumartesi Anneleri`nin keyfi şekilde yasaklanan 700. hafta buluşmasında ağır polis şiddetiyle gözaltına alınan ve aralarında kayıp yakınları, İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticileri ve üyelerinin de olduğu 46 kişi hakkında yürütülen ceza davası devam etti.

8 Mart kadın yürüyüşleri, İstanbul Sözleşmesi protestoları, kadınlara ve LGBTİ+`lara yönelik ayrımcılık ve şiddete karşı düzenlenen barışçıl toplantı ve gösteriler şiddetle bastırılmış; toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılık alanında hak savunuculuğu yapan kişiler gözaltı işlemleri, ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları ile karşı karşıya kalmıştır.

Bu bilgi notu döneminde, barınma hakkı, insan onuruna yaraşır asgari hayat seviyesi, eğitim hakkı ve akademik özerklik talepleriyle eylem yapan, başta öğrenciler olmak üzere insan hakları savunucularına yönelik uygulanan gözaltı ve tutukluluk işlemleri ile ceza soruşturması ve kovuşturmaları baskı ve susturma aracı haline gelmiştir. ‘Geçinemiyoruz`, ‘Barınamıyoruz` ve Boğaziçi Üniversitesi protestoları bu anlamda öne çıkan insan hakları savunuculuğu eylemleri arasındadır.

“TOPLAM 18 KİŞİYE KARŞI İNSAN HAKLARI ALANINDAKİ FAALİYETLERİ SEBEBİYLE İDARİ TACİZ UYGULANMIŞTIR”

İdari denetim, soruşturma ve yaptırımların insan hakları savunucuları üzerinde baskı ve susturma aracı olarak kullanılmasını ifade eden idari taciz, Türkiye`de insan hakları savunucusu kamu görevlilerine karşı, kamu hizmetlerinden yararlanan insan hakları savunucularına karşı ve insan hakları alanında faaliyet gösteren tüzel kişiliğe sahip kurumlar üzerinde yaygın şekilde kullanılmaktadır. İdari denetimin kendiliğinden bir cezalandırma aracı olarak kullanıldığı durumlarda, idari soruşturma ve yaptırımlar insan hakları savunuculuğu faaliyetlerini doğrudan engelleme amacı taşımaktadır.

Bu kapsamda, 1 Ocak 2022 ila 30 Nisan 2022 tarihleri arasında; toplam 18 kişiye karşı insan hakları alanındaki faaliyetleri sebebiyle idari taciz uygulanmıştır.

Tespit edilen 3 idari taciz olayı insan hakları faaliyetlerinden ötürü açılan dernek kapatma davaları hakkındadır. Yargılama sürecinin devamı ve derneklerin pratikte faaliyetlerine devam edememesi idari tacizin sürekliliğini sağlamaktadır.

On beş yıldır çocuk hakları alanında faaliyet gösteren Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği, medyadaki karalama kampanyaları, nefret söylemi ve hedef gösterme haberleriyle başlayan ve idari taciz ile devam eden bir süreç yaşıyor. Dernek, “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek temelinde derneğin feshi” ve “yokluğun tespiti” istemleriyle iki ayrı kapatma davasıyla karşı karşıya.

Kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği`ne karşı ‘kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek` iddiası ile ‘derneği feshi` talebiyle dava açıldı. Dernek, yaptığı açıklamada söz konusu suçlamaların derneğe yönelik “kadın haklarını savunmak kisvesi altında aile mevhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı” yönündeki iddialardan ve ‘somut hiçbir olguya dayanmayan` yazılı başvurulardan oluştuğunu ifade etti.

Tespit edilen 4 idari taciz olayı, mülteci statüsündeki insan hakları savunucuları hakkında, insan hakları faaliyetleri temelinde sınır dışı kararı verilmesine ilişkindir.

“İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI, FİZİKSEL ŞİDDET GÖRMEKTE, HEDEF GÖSTERİLMEKTE VE SAVUNUCULUKLARI SEBEBİYLE MİSİLLEMEYE MARUZ KALMAKTADIRLAR”

İnsan hakları savunucuları, savunuculuk faaliyetleri temelinde devamlı olarak kamu yetkililerinin tehdit ve hakaretleriyle karşılaşmakta, fiziksel şiddet görmekte, hedef gösterilmekte ve savunuculukları sebebiyle misillemeye maruz kalmaktadırlar. Bu eylemler, savunucuların fiziki takibe alınması, kolluk kuvvetlerinin fiziksel şiddetine maruz kalınması, devamlı kimlik kontrollerine ve Genel Bilgi Toplama (GBT) uygulamasına maruz bırakılmaları, zorla alıkonulma, ajanlık dayatmasında bulunulması veya kamu makamları tarafından hedef gösterilme şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Bu kapsamda, 1 Ocak 2022 ila 30 Nisan 2022 tarihleri arasında; 23 kişi insan hakları savunuculuğu faaliyetleri sebebiyle tehdit, fiziksel şiddet, hedef gösterme ve misillemeye maruz bırakılmıştır.

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, kurumsal sosyal medya hesabından açıklama yaparak Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu duyurdu. TTB`nin 14 – 15 Mart 2022 tarihlerinde gerçekleştirdiği, toplum tarafından büyük ilgi ve destek gören barışçıl eylem ve etkinliklerin hemen ardından kolluğun sosyal medya üzerinden terör suçları temelinde suç duyurusunda bulunduğunu açıklaması, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı`yı ve onun şahsında TTB`yi açıkça hedef gösterdi.

“YASAK KARARLARI YA DA KOLLUK KUVVETLERİNİN MÜDAHALE VE ENGELLEMELERİ SONUCU, 74 BARIŞÇIL TOPLANTI VE GÖSTERİ YAPILAMAMIŞTIR”

İnsan hakları savunucularının karşı karşıya kaldığı baskı, tehdit ve zorlamalar, büyük oranda toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında ya da bunlarla bağlantılı şekilde gerçekleşmektedir. Toplantı ve gösterilerin mülki idare amirleri (valiler ve kaymakamlar) tarafından yasaklaması ile kolluk kuvvetlerinin toplantı ve gösterilere müdahaleleri doğrudan insan hakları savunucularına yönelik bir engel olarak değerlendirilmelidir. Demokratik bir toplumun temelini oluşturan ifade ve örgütlenme özgürlükleriyle birlikte toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü insan haklarını savunmanın asli araç ve yöntemleridir. Yasaklar ve müdahaleler sonucu barışçıl toplantı ve gösterilerin yapılamaz hale gelmesi insan haklarının toplumsal talepler olarak ifade edilmesini de olanaksız kılmaktadır.

Bu kapsamda, 1 Ocak 2022 ila 30 Nisan 2022 tarihleri arasında; mülki idare amirlerinin yasak kararları ya da kolluk kuvvetlerinin müdahale ve engellemeleri sonucu, insan haklarının korunmasına ilişkin 74 barışçıl toplantı ve gösteri yapılamamıştır.

Barışçıl toplantı ve gösterilere kolluk güçleri tarafından fiziki şiddet kullanılarak yapılan müdahaleler, insan hakları savunucularının işkenceye ve diğer kötü muameleye maruz kalmasına sebep olmakta, kişilerin maddi ve manevi bütünlükleri ile kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarını ihlal etmektedir. Eylem ve etkinliklere yapılan bu tür müdahaleler sonucu insan hakları savunuculuğunun toplumsallaşması engellenmekte ve savunucular üzerinde caydırıcı etki yaratılmaktadır.

Yukarıda tanımlanan tüm baskı ve engellemeler insan hakları savunucularına karşı şiddetin, nefretin, ayrımcılığın ve düşmanlığın beslendiği bir iklimin yaratılmasına sebep olmakta, insan haklarının toplum nezdinde meşruiyetinin zayıflamasına ve kriminalize edilmesine sebep olmaktadır. İnsan hakları değerlerini ve prensiplerini korumak için insan hakları savunucularına yönelik baskı ve engellemelere derhal son verilmelidir.”

 






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!






 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA