28 Ocak 2025 Salı


15:44   CHP`LI TORUN: "İKTIDAR NE YAZıK KI ORDUMUZU GÖRMEZDEN GELIYOR. GELECEK ILK SEÇIMDE ORDULULAR DA IKTIDARı GÖRMEZDEN GELECEK"   14:16   ÖZGÜR ÖZEL YARıN, SON ADıMı CHP`NIN CUMHURBAŞKANı ADAYıNıN ILAN EDILMESI OLAN YENI YOL HARITASıNı AÇıKLAYACAK   13:20   TARSUS BELEDIYESI İLETIŞIM MERKEZI HIZMETE SUNULDU   13:04   İMAMOĞLU: “SAYıN CUMHURBAŞKANı; TURPUN BÜYÜĞÜ SENIN HEYBENDEN ÇıKTı. ASLıNDA IŞIN ÇOK KOLAY. BU KADAR HEYBE SıRTıNDA TAŞıMANA GEREK YOK”   12:47   MURAT EMIR: "BIR BAŞSAVCı DÜŞÜNÜN TEK IŞI CHP`YE VE SAYıN İMAMOĞLU`NA SORUŞTURMA AÇMAK KALMıŞ"   12:30   EKREM İMAMOĞLU HAKKıNDA BIR JET SORUŞTURMA DAHA   11:05   CHP`LI GÜRER`DEN ÜNIVERSITE ÖĞRENCI BURS VE KREDI MIKTARLARıNıN ARTıRıLMASı IÇIN KANUN TEKLIFI   11:45   GRAND KARTAL OTELI`NDEKI YANGıN FACIASıNA ILIŞKIN BAŞLATıLAN SORUŞTURMADA TUTUKLU SAYıSı 15`E YÜKSELDI   11:27   HUSILER, 153 SAVAŞ MAHKUMUNU SERBEST BıRAKTı   10:50   MERSIN`DE OTIZM AILE DANıŞMA MERKEZI`NDE ŞIMDIYE KADAR 3 BIN 500 SEANS HIZMET VERILDI   10:12   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı SEÇER: "2025 YıLı IÇIN 1,5 MILYAR TL SOSYAL POLITIKALARA BÜTÇE AYıRDıK"   23:22   CHP MEZITLI İLÇE BAŞKANı ULAŞ YıLMAZ’DAN MIRAC KANDILI MESAJı   22:59   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE MECLIS ÜYESI GÜROL AKBAŞ’DAN MIRAÇ KANDILI KUTLAMA MESAJı    21:15   BAŞKAN PALAMUT: "DENETIMSIZLIK VE RANT DÜZENI FELAKETLERE DAVETIYE ÇıKARıYOR"   19:58   İŞ İNSANı HAMIT KARıŞ’TAN MIRAÇ KANDILI MESAJı   17:09   MÜSAVAT DERVIŞOĞLU: “BU KRIZ BIZIM YÜREĞIMIZI DELIP DE GEÇMIŞTI, BUNUN HESABıNı SORMAK DA BOYNUMUZUN BORCU OLSUN”   17:03   ADıYAMAN BELEDIYE BAŞKANı TUTDERE`DEN YENI MAHALLE`DEKI TAZIYE EVINE ZIYARET: “BU ESER ADıYAMAN`ıMıZDA DAYANıŞMANıN SIMGESI OLDU”   17:02   HATIMOĞULLARı, DEM PARTI PM ÜYESI BEREKET KAR`ıN CENAZE TÖRENINE KATıLDı   16:58   TİP SÖZCÜSÜ SERA KADıGIL: TÜM OLANLARıN TEK SORUMLUSU RECEP TAYYIP ERDOĞAN`DıR   16:50   JEOLOJI MÜHENDISI PROF. DR. OSMAN BEKTAŞ: "KARADENIZ SAHILINDEKI YERLEŞIM ALANLARı ÖZELLIKLE ÇOK KATLı BINALAR HEYELAN SAHALARı ÜZERINDE KURULMUŞTUR"  
 
     
 
 
image

Okunma : 72  Tarih : 21.11.2024  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan  Kara.

Eğitim Sistemimizin, Garip Durumları

  EĞİTİM SİSTEMİMİZİN GARİP DURUMLARI
  Aşağıdaki yazıyı, 30.11.2010 günü yazmıştım. O günden bu yana değişen bir şey olmadığını görünce, “Belki bir yetkilinin kulağına gider de dikkate alınır” düşüncesiyle ve içim acıyarak aynı yazıyı bir kez daha yayınlıyorum.
  Eğitim sistemimizin garip durumları saymakla bitmeyecek kadar çok ama bugün özellikle birkaç garipliğe dikkat çekmek ve çözüm önerilerinde bulunmak istiyorum.
  Şu anda; Eğitim Fakültesi bitirenler, Fen Edebiyat Fakültesi bitirenler ve diğer Fakülteleri bitirenler öğretmen olarak alınmakta.
  Eğitim Fakültesi bitirenler atandıktan sonra hala ihtiyaç duyuluyorsa diğer Fakülteleri bitirenler de atansa kimse itiraz etmez ama daha yüksek puanla girdikleri okullarda, söz gelimi diğer bölümlerden 1 yıl fazla okuyan Lise Matematik Öğretmenlerinin hakkını kim ödeyecek?
  Öğretmenlerin bitirdikleri okullara göre işe başlamalarındaki farklılıkların yanında, statü olarak da farklılıklar görülmekte. 
  Kadrolu öğretmenler, sözleşmeli öğretmenler ve ders ücreti karşılığı çalışan öğretmenler olmak üzere 3 ayrı statüde öğretmenlik hizmeti verilmekte.
  En azından Eğitim Fakültesi bitirenler kadrolu olarak atandıktan sonra, bölüm bitirenler sözleşmeli, diğer bölümleri bitirenler ders ücreti karşılığı işe alınamaz mı?
  Hep merak etmişimdir. Aynı hizmette kadrolu-sözleşmeli-ücret karşılığı olmak üzere 3 ayrı yapıda personel çalıştırmak çok gerekli ve verimliyse neden diğer alanlarda da aynı yöntem uygulanmıyor acaba?
  Bu yol çok geçerliyse bankalarda, vergi dairelerinde, nüfus müdürlüklerinde, emniyette.... neden hem sözleşmeli hem de ücret karşılığı personel çalıştırılmıyor?
  Yoksa çalışıyor da ben mi biliyorum?
  Bu sistem daha da geliştirilip sözleşmeli veya ücret karşılığı muhtarlar, belediye başkanları, kaymakamlar, valiler, milletvekilleri hatta bakanlar olsa olmaz mı?
  Kimi okullarımızda hiç öğretmen yokken, kimi okullarımızda birleştirilmiş sınıflarda, çok zor koşullarda eğitim-öğretim yapılırken, kimi okullarımızda 25-30 kişilik sınıflarda normal öğretim,  kimi okullarımızda 40-50 kişilik sınıflarda ikili öğretim yapılmakta.
  Kimi okullarımız soba bile bulamazken kimi okullarımızda klimalı sınıflarda eğitim-öğretim yapılmakta.
  Kimi okullarımızda geometri araçları ve harita bile olmadan eğitim-öğretim yapılırken kimi okullarımızda bilgisayar sınıflarında eğitim-öğretim yapılmakta.
  Bu nedenle eğitim-öğretimde fırsat eşitliği bir türlü sağlanamamakta....
  Bu konularda çok şey yazmak bile hiç bir şey yazmamak kadar az kalacağı için zaman zaman yazacağım.
  Bugün özellikle sınıf mevcutlarını belli düzeyde tutma konusuna değinmek istiyorum. Gönül ister ki tüm okullarda, sınıf mevcutları 20-25 kişi olsun ve normal öğretim yapılsın.
  Ancak bunun için ne alt yapımız yeterli, ne de devletin olanakları.
  Şu anda, yukarıda da söylediğim gibi bazı okullarımızda 25-30 kişilik sınıflarda normal öğretim yapılıyor. Bu okullarda, bir günde bir derslikte toplam  25-30 öğrenci 6 ders saati eğitim-öğretim görüyor.
  Halbuki ikili öğretim yapan okullarımızda, 40-50 kişilik sınıflarda, bir günde bir derslikte iki kez 40-50 (toplamda 80-100) öğrenci 6 ders saati eğitim-öğretim görüyor.
  Deprem riski olan bir ülkede yaşamamız nedeniyle şu duruma dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir derslikte bir günde 25-30 öğrenci, diğer bir derslikte 80-100 öğrenci aynı süre kalıyor.
  Ortalamaya göre "Birinci dersliktekilere 30, ikinci dersliktekilere 90 kişi, 6 ders yapıyor" dersek varın çelişkiyi ve garipliği siz hayal edin.
  İki binanın yıpranma payını hesaplamayı da unutmadan.
  Ülke genelinde normal eğitim-öğretim için alt yapıyı oluşturulana kadar, normal eğitim-öğretim yapan okullarda da ikili öğretim yapsak ne olur?
  Şu anda bir günde, iki derslikte, 3 şube ve  30+90=120 öğrenci eğitim-öğretim görüyor. Benim önerdiğim sistemde iki derslikte 4 şube  ve 120:4=30'ar öğrenci eğitim-öğretim göremez mi?
  Böylece her çağdaş ülkede olduğu gibi 25-30 kişilik sınıflarda eğitim-öğretim yapmak sağlanamaz mı?
  Bu sistemde, sınıf mevcutları azaldığı için eğitim-öğretimde kalitenin ve başarının artmasının yanında, üçte bir oranında öğretmen ihtiyacı doğacağı için genç öğretmenlerimize iş olanağı yaratılması da söz konusu.
  Böyle bir uygulamayla, yüz binlerce öğrencimiz öğretmen, on binlerce öğretmenimiz öğrenci beklemekten kurtarılamaz mı?
  Okulların çektiği ekonomik sıkıntılara da birkaç cümleyle değinmeden geçmek olmaz sanırım.
  Her eğitim-öğretim yılına başlarken Milli Eğitim Bakanı televizyonlara çıkar ve "Her ne suretle olursa olsun, veliler bağış yapmaya zorlanamaz" diye bir konuşma yapar.
  Tok acın halinden anlamazmış. Maddi sıkıntıyı çeken Okul Müdürleri, Koruma Dernekleri ve Aile Birlikleri, "İmam bildiğini okur" misali velilerden bağış almadan edemezler...
  Sayın bakanım, size akıl vermek ve yol göstermek haddimiz değil ama; Gelecek eğitim-öğretim yılı başlarken ya "8 yıllık eğitime katkı paylarına" sahip çıkın ve okullara dağıtın, ya okullara gerekli parayı nasıl sağlayacaksanız sağlayın, ya okulları hiç paraya bulaştırmadan sorunu nasıl çözebilecekseniz çözün, ya öğrenci velilerini bağış yapmaya çağırın, ya da susun.

 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 







  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2025 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA