Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Canan Solak “Savunma hakları ellerinden alınarak, haklarında hiçbir hukuki delil ileri sürülmeden tamamen keyfi ve hukuksuz biçimde ihraç edilen emekçiler sivil ölülere dönüştürülmek istenmektedir” dedi.
KESK dönem sözcüsü Canan Solak okuduğu Basın açıklamasında, “15 Temmuz günü FETÖ terör örgütünün darbe girişimi sonrası bütünü ülke de ilan edilen OHAL rejimi ile yürürlüğe konulan KHK sistemi neticesinde yüz binin üzerinde kamu çalışanı işinden atılmıştır. OHAL ve KHK’ler ile kamu emekçileri aileleriyle birlikte zor koşullara mahkum edilmiş, çocukları ağır travmalarla karşı karşıya bırakılmış bugüne kadar 37 kişi intihara sürüklenmiştir. KHK ile atılan akademisyenleri, yargısız infazla öldüren gençleri, Gezi Direnişi’nde dövülerek, kurşunlanarak, katledilenleri, cemaat yurtlarında yanarak katledilen çocukları unutmadık” dedi.
OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelere dayandırılarak kamudan ihraç edilen ya da açığa alınan kamu emekçilerinin işe iade edilmesi çağrısında bulunurken, 90 günü aşkın süredir açlık grevi yapan ve açlık grevindeyken tutuklanan Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in yaşamaları için el uzatılmasın çağrısında bulunuldu.
Özgür Çocuk Parkı’nda oturma eylemi yaparak “İşimizi geri istiyoruz”, “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça yalnız değildir” sloganları atan sivil toplum örgütü üyeleri ve sendika yöneticilerinin katıldığı oturma eylemine Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili Fikri Sağlarda destek verdi.
Konuya ilişkin açıklama yapan Sağlar “Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkarıldı. Demokrasinin bütün kurum ve kuralları askıya alındı. Türkiye giderek dikta rejimi ile yönetilmeye gidiyor. Tek adam anlayışı bugün Türkiye’nin her tarafını soruyor. Dur diyecek tek bir güç var. O da, Cumhuriyete, parlamenter sisteme, demokrasiye, insan haklarına, eşitliğe sahip çıkanlar. Kimlikleri, dinleri, dili, mezhebi ne olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin eşit yurttaş olduğu doğrutulsunda ki mücadelemiz dünden daha güçlü bir şekilde devam etmelidir. Günlerdir vücutlarını ölüme yatıran arkadaşlarımız var. Semih ve Nuriye arkadaşlarımız içerisinde bulunduğu sessiz eylem milyonların sesi olan eylemdir. Düşünün insanlar sadece işi ve yaşaması için kendi bedenlerini ölüme yatırmışsa o ne kadar samimi, güçlü, ülkesine ve insanlarına ne kadar saygı duyduğunu anlayın. Ama bugün ki iktidar ölüme yatan sadece işini istemek için ve bunu samimiyetle ortaya koyanları gözaltına alıyor, tutukluyor, işkence yapıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu şunu gösteriyor: Türkiye’de insan hakları yok, insana saygı yok” dedi.