(ANKARA)- Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay, “Zordayız, geçinemiyoruz” mitinginde yaptığı konuşmada, “Bu alandan hükümete, ülkeyi yönetenlere tekrar sesleniyorum. Bizi yok saymayın. Biz bu ülkenin yüzde 60`ıyız. Biz sizin oy makineniz değiliz. Ayağınızı denk alın. Biz her defasında sandığa gidip size oy vermek zorunda değiliz” dedi.
Türkiye İşçi Sendikası Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından düzenlenen “Zordayız, geçinemiyoruz” mitingi Ankara Anadolu (Tandoğan) Meydanı`nda yapıldı. Mitinge, Türkiye`nin dört bir yanından işçiler katıldı. Mitinge, katılan yaklaşık 100 bini aşkın işçi, yaşadıkları ekonomik sorunlara çözüm ve vergide adalet talepleri için seslerini duyurmaya çalıştı. Eyleme, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, EMEK Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan da destek verdi.
Eylemde sırasıyla farklı alanlardan söz alan işçiler konuştu. Konuşmalar sırasında işçiler, “Şimşek şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Sadaka değil toplu sözleşme”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Uzlaşma yoksa direniş var”, “Ankara, Ankara duy sesimizi bu gelen işçinin ayak sesleri”, “Yılgınlık yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Gemileri yaktık geri dönüş yok”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “İş ekmek yoksa barış da yok” sloganlarını attı.
Mitingte Mustafa Kemal Atatürk ve iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçiler için saygı duruşunda bulunuldu. Saygı duruşu sonrasında İstiklal Marşı okundu.
Taşeron işçi Tümoğlu: “Artık bu haksızlığa som verilmeli”
Mitingte ilk olarak taşeron işçi Tuncay Tümoğlu konuştu. Tümoğlu, “Kamuda kadroya alınmayan taşeron işçiyiz. Benim gibi pek işçi kamuda taşeron olarak çalışmaya devam ediyor. Yetkililer sorunu görmezden geliyor. Artık bu haksızlıklara son verilmesi gerek. Aynı iş yerinde yan yana çalışan iki işçi farklı maaşlar alıyor. Taşeron işçilerin özlük hakları çok sınırlı. Gerekli yasal düzenleme biran önce yapılmalıdır" dedi.
Emekli Karaer: “Sağlık harcamalarımızı bile karşılayamıyoruz”
Emekliler adına konuşan Emekliler Derneği`nden İbrahim Karaer, “Biz yıllarca çalıştık bu ülkeye katma değer kazandırdık. Bizler en tehlikeli işlerde çalışarak emekliliği hakettik. Emekli aylıkları hızla eriyor. Milyonlarca emekli ay sonunu getiremez halde. Çarşı - pazar fiyatları TÜİK verilerine uymuyor. Bugün emekliler huzurla oturması gerekirken geçinme mücadelesi veriyor. Bugün pek çok emekli tekrar çalışmak zorunda kalıyor. Emekliler sağlık harcamalarını bile karşılayamıyor, bu kabul edilemez. Sağlık hizmetlerine erişim bir lütuf değil anayasal bir haktır” diyerek emeklilerin sorunlarını anlattı.
Asgari ücretliler adına konuşan işçi Öztürk: “Artık dayanacak gücümüz kalmadı”
Asgari ücretlerliler hakkında söz alan Yol-İş Sendikası`ndan Durmuş Öztürk, “Ben bu ülkede asgari ücretle çalışan milyonlarca işçiden biriyim. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. 17 bin lira ile ev mi geçindirelim, çocuk mu okutalım, karnımızı mı duyuralım. Ay sonunu getiremiyoruz. Çığlığımızı duyun, geçinemiyoruz. İşçiler kötü çalışma şartlarına karşı sesini yükseltemiyor. Düşük asgari ücrete karşı sesini çıkartamıyor. Bazı işyerlerinde haftada bir gün tatili bile çok görüyorlar. Çalışma saatleri çok uzun. İşçiler meslek hastalıklarından muzdarip. İşçinin posası çıkarılıp adeta kapının önüne konuluyor. İşsizliği bize karşı kullanıyorlar. Gelsinler asgari ücretle bir gün geçirsinler. Artık ailemizle birlikte insan onuruna yakışır bir yaşam istiyoruz” diyerek yaşadıkları ekonomik sıkıntıları dile getirdi.
İşçi Remzi Evren ise çalışanlar üzerindeki vergi yükü hakkında konuştu. Evren, “Artık hiçbirimizin tahammülü kalmadı. Her geçen gün daha da büyük sıkıntıya giriyorız. Biz sorumlusu olmadığımız politikaların mağduru olmak istemiyoruz. Artan hayat pahalılığı karşısında her gün daha da eziliyoruz. Kazancımızın büyük bir kısmını vergiye veriyoruz. Geriye ne kalıyor? Bu da yetmezmiş gibi artan vergiler nedeniyle ücretimiz eriyor. Uyandığımız andan yattığımız saate kadar vergi ödüyoruz. Yüzümüzü yıkarken vergi ödüyoruz. Emek aleyhine olam bu vergi politikası düzeltilsin istiyoruz. Biz insanca yaşamak istiyoruz. Emek, barış, özgürlük arayışımız devam edecek” dedi.
Kadınlar adına konuşan işçi Şenol: “Tüm alanlarda güven içinde yaşamak istiyoruz”
Kadınlar adına konuşma yapan Şükran Tuncay Şenol da şunları söyledi:
“Ben kamuda çalışan kadın bir işçiyim ve aynı zamanda iki çocuk annesiyim. Vergide adaletsizliğin son bulmasını istiyoruz. Ülkemizde çalışanların yarısına yakını asgari ücret ile çalışmakta. Ülkede çalışanların büypk bölümü açlık sınırı seviyesinde ücret alıyor. Mutfakta ailemize, çocuklarımıza bir sıcak yemek çıkartmak için büyğk bir mücadele içerisindeyiz. Cinayet ayrımcılığına son verilmesini istiyoruz. Tüm alanlarda güven içinde yaşamak istiyoruz. Kadın cinayetlerinin son bulmasını istiyoruz. Kadımlar güçlüdür biliyoruz ve bu yüzden mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.”
Atalay: "Hükümete sesleniyoruz, bizi vicdansız iş verenin eline bırakmayın"
Mitingte son olarak Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay konuştu. “İşyerlerinde evimizde huzurumuz yok. Bu iş yerlerinde bırakın bir ayı bir hafta bile geçinemezsiniz” diyen Atalay şunları söyledi:
"Bu ülkede emekliler, taşeronlular, staj mağdurları var. Bunların sorunlarını bu ülkeyi yönetenler çözecek, Meclis çözecek. Bu ülkede kadınlar özgürce sokaklarda dolaşsın, kadın cinayetlerine son verilsin. Tarım işçileri traktör üstünde can veriyor. Bu da bizim sorunumuz. Biz artık tüm bu sorunlara karşı hükümetten çözüm bekliyoruz, cevap değil. Bu ülke ne çektiyse özelleştirmeden çekti ama hala her yeri özelleştirmeye devam ediyorlar. Önümüzdeki günlerde asgari ücret görüşmeleri başlayacak. Orada dört işçimiz olacak. Onlar ne diyorsa harfiyen uyacağız. Onlar ne karar alırsa o aldıkları karara harfiyen uyacağız. Örgütlendiğimiz zaman bizleri kapının önüne koyuyorlar. Öyle bir kanun çıkarın ki işçinin lehine olsun. Mahkemeler 7 yıl sürüyoro arada ne işçi kalıyor ne sendika. Biz hükümete ve bizi yönetenlere sesleniyoruz bizi vicdansız iş verenin eline bırakmayın."
“Patronlara değil işçiye çözüm bul”
Her gün en az 5 işçi can veriyor. İş kazalarına biran evvel son vermek lazım. Son günlerde ülkede olağanüstü kötü tablolar var. Çocukları öldürenler, atları kesip bize yedirenler var. Buna dair acilen adım atılmalı. Bu restorantlara gitmeyin, boykot edin. Aylardır alanlarda, aylardır iş yerlerinde bugün de buradayız. Bizi duyun, bizi yok saymayın, yarın bunun bedelini ödersiniz. İşten atılmalar devam ediyor. İşçilere mobing yapılıyor. Bununla ilgili ülkeyi yönetenlerin bir sözü yok mu? Patronlara değil bize bir çözüm bulun.
“Meclis`e 70 sayfalık metin sunacağız”
Bir grup başkanvekili çıkıyor ‘işçinin kaybı yok` diyor. Bu nasıl bir akıl tutulması? Önümüzdeki hafta Meclis`e ve bütün STK`lara 70 sayfalık bir metin hazırladık onu vereceğiz ve ‘Bu adaletsiz vergi sistemini değiştirin` diyeceğiz. Onlar düzeltene kadar da biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Mehmet Şimşek`in dünyası başka benim dünyam başka, benim dünyam burası. Bu alandan hükümete, ülkeyi yönetenlere tekrar sesleniyorum. Bizi yok saymayın. Biz bu ülkenin yüzde 60`ıyız. Biz sizin oy makineniz değiliz. Ayağınızı denk alın. Biz her defasında sandığa gidip size oy vermek zorunda değiliz. Dikkatli olun bu alanın sesine kulak verin. Yarın geç kalırsınız, enflasyonu düşüreceksinşz diye bizi küçültmeye hakkınız yok.”
İşçiler Atalay`ı yuhaladı: “Sarı sendika istemiyoruz”
Türk-İş tarafından düzenlenen "Zordayız, geçinemiyoruz" mitinginde bazı işçiler Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay konuşma yaparken yuhaladı. İşçilerin "Sarı sendika istemiyoruz" dövizi tuttuğu görüldü. Atalay`ın yuhalanmasının ardından bazı işçiler de "İşte Başkan işte sendika" sloganı attı.