Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet ve Gelecek Partisi Ortak TBMM Grup toplantısında; Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki`nin ‘villa gibi evler` açıklamasına tepki gösterdi. Davutoğlu, “Ya Allah aşkına, yas günü söylenecek söz mü bu? Kime villa verdiniz, demek ki yandaşlarına verdiniz. Demek ki sadece size oy verenlere veya oy vermek için teşvik edenlere verdiniz. Niye şehit annesine babasına vermediniz? Bakın bir ay oldu. Nerede villalarınız. Kim yaptı o villaları kaça yaptı? 518 bin acilen yıkılması gereken bina var... Hatay`a ayrılan kaynak bütün deprem bütçesinden sadece yüzde 7" dedi. Davutoğlu, Saadet ve Gelecek Partisi`nin Manisa Büyükşehir Belediye Başkan adayının Selçuk Özdağ olduğunu açıkladı.
Saadet-Gelecek Partisi Ortak TBMM Grup toplantısı bugün yapıldı. Toplantıda konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi:
"Çevre ve Şehircilik Bakanı, bütün bu deprem afetiyle ilgili geçmiş dönemde birinci derecede sorumluluk sahibi olması gereken makamda olması gereken kişi. Bir açıklama yaptı. Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı. İstanbul depreminin korkusunu, kabusunu yaşarken İstanbul`u kendisine emanet edilmesi düşünülen bir görevde. Bir konuşmasında dedi ki `Depremde 130 bin vatandaşımızı kaybettik.` Resmi rakamlara depremde 53 bin 537 kişi vefat etmiş. Birçok benzer beyanatta olduğu gibi onu da tevil etmeye kalktılar ama tablo değişmedi. Ampüte olan vatandaşlarımızın sayısı 29 Mart 2023`te sayın Cumhurbaşkanı 850 bin rakamını vermişti. Hepimizin televizyonda duyduğumuzda tüylerimiz diken diken olmuştu. Çünkü resmi yaralı rakamı 107 bin 213`tü... Devlet demek, kayıt sahibi olmak demektir, arşiv sahibi olmak demektir... Bugün bütün teknolojik imkanlarla hala ne kadar vatandaşımızı kaybettiğimizi net olarak söyleyebilecek durumda değiliz. Bu kadar ampüte kardeşimiz var. Bunları bilmiyorsak bunun ayıbı, haysiyetini ve kurumları yerle bir eden bu iktidarın üzerinedir. Depremin sonuçlarını ortaya çıkaracak bilgi beceri yetenekten yoksunsanız, size nasıl devlet emanet edilir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın Hatay`a ilişkin sözlerini de eleştiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Hatay Ankara`dan koparıldıysa sorumlusu kim? Hatay`da hala konteynerlerde, çadırda kalan çocuklar varsa bunun sorumlusu sizsiniz. Hatay`da 400 bin insan o şehri terk etmiş. 215 bin bina yıkılmış, 10 binlerce vatandaşımızı sadece Hatay`da kaybetmişiz, siz Hatay`a ulaşamamışsınız. Ulaşamamak beceriksizliktir, iktidar yetersizliğidir ama ulaşamamak eğer bilinçli bir tercihse `Hatay madem bize yerel yönetimleri vermedi muhalefete verdi. Biz onlara ders veririz` diye bilinçli bir şekilde Hatay`ı yetim bırakmışsanız bu Hataylılara da ve milletimize ihanettir."
Kuzey Irak`ta Pençe- Kilit harekat bölgesinde şehit olan Kahramanmaraşlı er Müslim Özdemir`i hatırlatan Davutoğlu, "Hataylar mahrum kaldı da diğer vatandaşlar abat mı oldu? Bir yıl geçmiş şehidimizin ailesi bir konteyneri ısıtamadığı için çadıra mahkum edilmiş. Peki Kahramanmaraşlının suçu neydi" diye sordu.
"DEMEK Kİ YANDAŞLARA VİLLA VERDİNİZ"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki`nin deprem bölgesi için "villa gibi evler" açıklamasına da tepki gösteren Davutoğlu, "Ya Allah aşkına, yas günü söylenecek söz mü bu ya? Kime villa verdiniz, demek ki yandaşlarına verdiniz. Demek ki sadece size oy verenlere veya oy vermek için teşvik edenlere verdiniz. Niye şehit annesine babasına vermediniz. Bakın bir ay oldu. Nerede villalarınız. Kim yaptı o villaları kaça yaptı? 518 bin acilen yıkılması gereken bina var... Hatay`a ayrılan kaynak bütün deprem bütçesinden sadece yüzde 7" dedi.
Deprem bölgesi için hazırladıkları 21 maddelik raporu da okuyan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Depremzedelere kamu bankaları aracılığıyla uzun vadeli faizsiz krediler verilmelidir. Hiçbir banka havale eft ücreti almamalıdır. Emlak vergisi, ÇTV gibi belediyelerin aldığı vergiler kaldırılmalıdır. Deprem bölgesinde çalışan depremzedelerin SGK primleri devlet tarafından ödenmelidir. Depremzedelerden bir kaç yıllığına MTV ödemesi alınmamalıdır. Deprem bölgesinde okuyan ve LGS gibi sınavlara giren öğrencilere pozitif ayrımcılıkta bulunulmalı, artı destekler verilmelidir. Bu okullarda depremzede öğrenci kontenjanları açılmalıdır. Diğer illerde okuyan öğrencilere depremzede öğrenci bursu verilmelidir. Depremzedelerden ilk kez evlenen gençlere maddi yardım yapılmalıdır. Deprem bölgesinde ikamet etmek şartıyla doğan çocuklara belirli bir süre müddetince mama bez vs destekler sağlanmalıdır. Hastane, ilaç ve muayene katkı payı alınmamalıdır. Deprem zamanı sözü verilen eşya yardımı yerine getirilmeli ve sürdürülmelidir. İş yeri açmak isteyen esnaf ve sanatkarlara destek kredi paketleri açıklanmalıdır. Genç girişimci depremzedeler desteklenmelidir. Deprem bölgesinde bulunan tarım ve çiftçilik yapanların ürünlerinin pazarlanması hususunda azami gayret gösterilmelidir. Tarımla uğraşan köylü çiftçiye ücretsiz tohum, mazot, zirai ilaç, gübre desteği verilmelidir. Sosyal yardımlar gözden geçirilmeli.
"UZUV KAYBINA UĞRAYAN DEPREMZEDELERİN YARDIMLARI ÖDENMELİ"
Özellikle depremde uzuv kaybına uğrayan, halen engelli olduğunu ispat edemeyenler için acilen engelli raporları ve sosyal yardımları ödenmelidir. Deprem bölgesinde engelliler için ve uzuv kaybı olan depremzedeler için tekerlekli sandalye, akülü sandalye, her türlü el, kol, bacak vs olmak üzere tüm tıbbi gereçler ücretsiz verilmelidir. Gerek deprem bölgesi, gerekse diğer illerde olmak üzere engelli kontenjanlarının arttırılarak engellilere istihdam imkanı sağlanmalıdır. Salgın hastalıklarla mücadele için tüm imkanlar seferber edilmelidir. Yıkılan okullar, kamu hizmetleri veren binalar, hastaneler ve sağlık ocakları ivedilikle yeniden imar edilmelidir. - Depremzedeler için ödenen kira yardımı bir yıl daha uzatıldı, lakin oldukça yetersiz. Konteyner kentler acilen kalıcı konutlar yapılarak boşaltılmalı; konteyner de yaşamanın özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri bir an evvel ortadan kaldırılmalıdır. Gençlerin istihdam sorunları pozitif ayrımcılıkla çözülmelidir. Şehrin içindeki ağır iş makinelerinin altyapı ve üst yapı tahribatlarına karşı gerekli önlemler alınmalıdır. TOKİ evleri için verilen taahhütler vaktinde yerine getirilmelidir. TOKİ`lerin ihale süreçleri, hangi şirketlere, hangi şartlarla verildiği daha şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Deprem ihaleleri konusu yıkım üzerine yeni rant alanları açılmasına sebebiyet oluşturmamalıdır. Toplanan bağış paralarının nerelere harcandığı şeffaf şekilde paylaşılmalıdır. TBMM`de kapsamlı bir araştırma ve soruşturma komisyonu kurulmalı."
"BARONLARI BESLEYEN SİYASETÇİLERE, YA YOLA GELECEKSİNİZ, YA BİZ SİZİ YOLA GETİRECEĞİZ"
Davutoğlu, şöyle devam etti:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi için büyük bir yarış var. En temel konulardan biri Kanal İstanbul. O Kanal İstanbul alanında kimlerin ne rant hesabı yaptığını biliyoruz. Arazilerin kimlere pay edildiğini biliyoruz... Türkiye`de gerçek bir mücadele verecekseniz beş baronla mücadele edeceksiniz. İmar baronlarıyla, faiz baronlarıyla, uyuşturucu baronlarıyla, en önemlisi siyaset baronlarıyla. Çünkü siyaset baronu olmadan imar baronu yaşayamaz. Siyaset baronu olmadan ihale baronu yaşayamaz. Siyaset baronu olmadan geçmiş İçişleri Bakanı`nın kadrolarına yapılan tasfiyelerinden görüyoruz ki Türkiye`de uyuşturucu baronları devlet himayesinde iş gördüler. Biz, Saadet- Gelecek grubu olarak Meclis`te bütün bu baronların peşine düşeceğiz. Allah şahit olsun tarih şahit olsun ki uyuşturucu baronlarını, imar baronlarını, faiz baronlarını besleyen siyaset baronlarının hükmüne son verecek yeni bir düzen kuracağız. Onun için korksunlar siyaset baronları bizim grubumuzdan onun için titresin ayakları. `Devletin dini adalettir` diyerek gelip de hukuk üzerine kurdukları bu vesayetle bütün bu baronları besleyen siyasetçilere sesleniyorum, ya yola geleceksiniz, ya biz sizi yola getireceğiz.
Dün Miraç gecesiydi Mescidi Aksa bir miraç gecesinde daha işgal altında. Dün depremzedelerimiz yanında Gazze`den gelen çocukları da ziyaret ettik... Şu anda mart ayından itibaren Filistin`e insani yardım duracak, maddi kaynak akışı duracak. Üç ülkeyi tekrar tebrik ederek anıyorum, İrlanda, İspanya ve Belçika... Sayın Erdoğan şu gür çıkışı yapsaydı deseydi ki, `ey batılılar sizin dolarınız varsa bizim de Allahımız var. Biz yardım edeceğiz` diyebilirdi değil mi?”
"SELÇUK ÖZDAĞ, MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ADAYIMIZ"
20 Şubat`ta adaylarını toplu açıklayacaklarını söyleyen Davutoğlu, "Birçok yerde ortak çalışma yaptığımız yerlerin belki de en semboliği Manisa oldu. Manisa`da Grup Başkanımız Selçuk Özdağ kardeşimiz, dostumuz Saadet Partisi desteği ile ortak adayımız olarak Gelecek Partisi`nin Manisa adayımız olarak seçime girecek" diye konuştu.
Davutoğlu`nun konuşmasının ardından kürsüye çıkan Selçuk Özdağ, "Ben tek başıma bir adamdım, arkamda cemaatler yoktu, partiler yoktu. İçinden geldiğim yapılar beni hain ilan etmişti. Zaten bu sağın `hainleri` solun `dönekleri` biraz da beni bağışlayın İslami gelenekten gelenlerin de ` kafirleri` bitmez. Bu böyledir. Azıcık doğru söylerseniz hemen size yaftalar yapıştırılır" dedi.