CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, nitelikli iş gücünün yurtdışında yaşamaya meraklı olmadığını ama gelecek kaygısı yüzünden beyin göçü yaşandığını belirtti. Gökçen, “Gençler olarak insanca yaşayacağımız; gençlerin gitmek değil, dönmek isteyecekleri bir Türkiye`ye her geçen gün daha da yaklaşıyoruz. Beyin göçünü tersine çevirmeye geliyoruz. Büyük dönüşe hazır olun” açıklamasını yaptı.
CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, son yıllarda artan beyin göçüne ilişkin açıklama yapı. Gökçen`in konuya ilişkin bugün yaptığı yazılı açıklaması, şöyle:
“TÜRKİYE`DE KALMAK İÇİN DİRENEN ARKADAŞLARIMIZI DA BİRER BİRER KAYBEDİYORUZ”
“Genç arkadaşlarımızla toplantı ve çalıştaylarımızda Türkiye`nin bir numaralı sorunuyla yüzleşiyoruz. Bugün nitelikli eğitime erişebilmiş ve çalışma alanına değer katmaya hazır binlerce genç, yalnızca Türkiye`de çalışma alanı bulunmadığı ya da dar bir alana hapsedildiği için yurt dışına gitmeye hazırlanıyor. Buna torpil, mobbing, kadına yönelik şiddet ve özellikle çok yaygınlaşan cinsel taciz eklendiğinde Türkiye`de kalmak için direnen arkadaşlarımızı da birer birer kaybediyoruz. Genç akademisyenler, üniversite yönetimlerinde ve kadroların belirlenmesinde torpil ve adrese teslim ilanlar yaygınlaştığı, araştırma alanlarında sansüre uğradıkları, 50-d`li araştırma görevlileri doktoralarını bitirdiklerinde işsiz kaldıkları, araştırmaları için kaynak desteği bulamadıkları için yurt dışına yerleşmeye hazırlanıyor.
“GENÇ ARKADAŞLARIMIZ, BİRİLERİNİN SANDIĞI GİBİ BAŞKA ÜLKELERE BAYILDIKLARI İÇİN DEĞİL, İNSAN GİBİ YAŞAYABİLMEK İÇİN ALTERNATİF YOLLAR ARIYORLAR”
Tıp öğrencileri ve genç hekimler, yaygınlaşan sağlıkta şiddet ve birçok gelişmiş ülkede görülmeyecek derecede uzun ve yıpratıcı çalışma saatleri, mobbing ve sağlık sistemindeki sorunların hekimlerin sorumluluğu gibi görülmesi nedenleriyle başka ülkelere başvurular yapıyorlar. Beyaz yakalı çalışanlar, işçi olmalarına rağmen ek mesai ücreti alamamaktan, uzaktan çalışırken mesai kavramının adeta ortadan kalkmasından, düşük maaşlarla güvencesiz çalışmaktan aileleriyle, sosyal çevreleriyle geçirecekleri zamanlarından feragat etmekten şikayetçiler. İktidara yakın durmayan neredeyse hiçbir girişimcinin destek görüp büyüyemediği, hiçbir yazılımcının gelirinin başka ülkelerden aldıkları tekliflerle rekabet edemediği bir Türkiye`de yaşıyoruz. Daha birkaç yıl öncesine kadar özenilen ve özendirilen meslekleri yapan genç avukat ve mühendisler, asgari ücretin altına çalıştırılıyor. Tabii ki bu genç arkadaşlarımız, birilerinin sandığı gibi başka ülkelere bayıldıkları için değil, insan gibi yaşayabilmek için alternatif yollar arıyorlar.
“GENÇLERİN GİTMEK DEĞİL, DÖNMEK İSTEYECEKLERİ BİR TÜRKİYE`YE HER GEÇEN GÜN DAHA DA YAKLAŞIYORUZ. BEYİN GÖÇÜNÜ TERSİNE ÇEVİRMEYE GELİYORUZ”
Böyle bir ortamda Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu, beyin göçü sorusuna ‘Asla kaçmak diye bir şey yok` diye kaçamak cevap veriyor. Biz, işte tam da bu noktada, sorunu halı altına süpüren değil, sorunu çözmek isteyen bir anlayışla geliyoruz. Teknolojinin gelişimiyle Türkiye olarak sahip olacağımız fırsatları ve karşımıza çıkabilecek tehditleri analiz ediyoruz. Bilim ekonomisinde üniversitenin ve akademinin rolünü yeniden ele alıyoruz. Dijital dönüşüme hazırlanırken Emek Bürolarımızın gerçekleştirdiği Dijital Emek 4.0 Çalıştayımızda olduğu gibi, emeğin rolünü de önemseyerek çalışıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyonumuzda açıkladığımız gibi YÖK`ü kaldırarak üniversiteyi özgürleştiriyor, teknolojik gelişimimizi sağlayacak bilim insanlarıyla gerekli imkanları buluşturuyor, genç girişimcilere Hayata Atılım Fonu`nu getiriyoruz. Beyaz yakalının ulaşılamama hakkını gözeten, fazla mesai ödemesini, tam sosyal güvencesini tanıyan bir anlayışla geliyoruz. Dönüşen, üreten, zenginleştiren bir anlayışla; bunu da güvenceli ve nitelikli bir istihdam hedefiyle gerçekleştirmeye hazırlanıyoruz. Özgürlüklere ve insan haklarına saygıyı, kadına yönelik şiddetle gerçek bir mücadeleyi devlet politikası haline getirmeye geliyoruz. Kısacası gençler olarak insanca yaşayacağımız; gençlerin gitmek değil, dönmek isteyecekleri bir Türkiye`ye her geçen gün daha da yaklaşıyoruz. Beyin göçünü tersine çevirmeye geliyoruz. Büyük dönüşe hazır olun.”