HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, TBMM Genel Kurulu`nda, “Dünya eşitsizlik raporu açıklanıyor, burada Türkiye ile ilgili veriler var. Rapora göre; Türkiye`de en yoksul kesim, toplumun yüzde 50`sini oluşturuyor. Bu yüzde 50 kesimin haricinde orta kesim var, bunlar toplumun yüzde 40`ını oluşturuyor. Zenginler de yüzde 10`unu oluşturuyor. ‘241 ton altın alınmış` diyorlar ya yüzde 50`nin içinden yüzde 4`ü buna sahip. Yüzde 40`lık kesimse bu servetin sadece yüzde 29`una sahip. Yüzde 10`luk dilime giren zenginler, servetin yüzde 67`sine sahip. Böyle büyümenin kalkınma olmadığını, toplum arasındaki eşitsizliğin had safhada olduğunu o yüzden söylüyoruz. Siz, burada, yüzde 10`un gelirinin tümünü 85 milyona bölüp, ondan sonra da çıkıp ‘Hane halkımız bu kadar zenginleşti` diyemezsiniz” dedi.
TBMM Genel Kurulu`nda bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Genel Kurul`da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, şunları söyledi:
“TÜRKİYE`DE EN YOKSUL KESİM, TOPLUMUN YÜZDE 50`SİNİ OLUŞTURUYOR”
“İktidarın tümüyle sanayi politikası, ucuz iş gücü, göçmenlerin sanayide kullanılması ve bunların üzerinden oluşturulmuş elde edilen verilerin bir bütün olarak sermaye tarafından paylaşılması ve sermayenin geliştirilmesi.
Nurettin Canikli burada birtakım rakamlar verdi ve Türkiye`de hane halkının ne kadar çok büyüdüğünü anlattı. Dedi ki ‘Bankalardaki hane halkının mevduat 2 trilyon 325 milyar` dedi. ‘Döviz tevdiatı 125 milyar dolar` dedi. ‘Vatandaşın bankadaki parası son bir yılda 9 milyar arttı` dedi. ‘Vatandaş 241 ton altın almış` dedi. ‘Vatandaşın serveti 1 trilyon 689 milyar` dedi. İktidar kanadı bu rakamları neye göre oluşturuyor? Ülkedeki toplam üretim, servet, maliyet neyse bunu 85 milyona bölüyor ve buradan ‘Hane halkının şu kadar parası var` diyor. Dünya eşitsizlik raporu açıklanıyor, burada Türkiye ile ilgili veriler var.
Rapora göre; Türkiye`de en yoksul kesim, toplumun yüzde 50`sini oluşturuyor. Bu yüzde 50 kesimin haricinde orta kesim var, bunlar toplumun yüzde 40`ını oluşturuyor. Zenginler de yüzde 10`unu oluşturuyor. ‘241 ton altın alınmış` diyorlar ya yüzde 50`nin içinden yüzde 4`ü buna sahip. Yüzde 40`lık kesimse bu servetin sadece yüzde 29`una sahip. Yüzde 10`luk dilime giren zenginler, servetin yüzde 67`sine sahip. Böyle büyümenin kalkınma olmadığını, toplum arasındaki eşitsizliğin had safhada olduğunu o yüzden söylüyoruz. Siz, burada, yüzde 10`un gelirinin tümünü 85 milyona bölüp, ondan sonra da çıkıp ‘Hane halkımız bu kadar zenginleşti` diyemezsiniz. Dediğiniz zaman, o hane halkını kandırmış olursunuz. Bir de cinsiyete dayalı eşitsizlik var ve bölgelere dayalı eşitsizlik var. Servetin yüzde 50`si yüzde 4`üne sahip ya Kürtlerin yaşadığı illere baktığınız zaman bunun yarısını bile görmüyorsunuz. Dünya ‘4. Sanayi Devrimi` dediğimiz yapay zeka dönemine girdi, biz ise ucuz iş gücüyle işimizi yürütmeye çalışıyoruz. Yapak zeka nasıl oluşacak? Beyin göçü olmayacak, ülkede tutacaksın ki buradan oluşturabileceksin.”
“SİZİN SAKAL BIRAKMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜZ, BAŞINIZI ÖRTME ÖZGÜRLÜĞÜNÜZ OLUNCA TÜRKİYE ÖZGÜR MÜ OLDU”
Kenanoğlu, Bursa Hürriyet Anadolu Lisesi`nde görevli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeninin Alevilere yönelik sözlerinden dolayı görevden alınması gerektiğine belirterek, “Bursa`da Hürriyet Anadolu Lisesi`nde görevli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Mehtap Cengiz, oradaki Alevi öğrencilere yönelik, ‘Çoğu Alevi ailede çocuğun kimden olduğu belli değildir` diyor. Bu cüreti gösteriyor ve sonra Mehtap Cengiz şikayet ediliyor. Şikayet dilekçesine yazdığı cevap şu; ‘Ben, Alevilerin gittikleri yolun yanlış olduğunu düşünüyorum. Çoğu Alevi ailede çocuğun kimden olduğu belli değildir. Alevilerin Hz. Ali`yi peygamberimiz yerine koyduklarını, çoğu Alevi`nin ahlaki açıdan bozukluğu bulunduğunu, bir erkek ve bir kız öğrencinin ders dışında konuşmasını zina olarak kabul ediyorum` diyor, bunu dilekçeye yazıyor. Bu öğretmenin hakkında sadece bir soruşturma açıldı ve başka bir okula verildi, orada görevine devam ediyor. Yine ayrımcılığa, kin kusmaya, zehirlemeye, bu sapkın inancını, düşüncesini bizim üzerimizden uygulamaya devam ediyor. Bu meczubu ne zaman görevden alacaksınız? Bu meczubu ne zaman öğretmenlikten menedeceksiniz? Sadece soruşturma açıp, ondan sonra okul değiştirerek göreve devam etmesine müsaade mi edeceksiniz? Sizin sakal bırakma özgürlüğünüz, başınızı örtme özgürlüğünüz olunca Türkiye özgür mü oldu? Bu alevi çocuklara bu psikolojiyi yaşatma hakkınız var mı? Bu iftiraları rahatlıkla atabiliyorlar ama görevden uzaklaştırmıyorlar” dedi.