AKP ve MHP`nin başörtüsü ile ilgili üç maddelik anayasa değişikliği teklifi TBMM Başkanlığı`na sunuldu. "Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz” denilen teklifte, “Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir” hükmü de getiriliyor. Teklifte, ayrıca, Anayasanın 41 inci maddesinde yapılacak düzenlemeyle, “evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmesi” ifadeleri yer alıyor.
AKP ve MHP`nin başörtüsü teklifi TBMM Başkanlığı`na sunuldu. AKP ve MHP`nin imzacı kadın milletvekilleri teklifi TBMM Başkanı Mustafa Şentop`a elden teslim ettiler.
Üç madden oluşan teklifin ilk imzacıları arasında AKP Grup Başkanı İsmet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mustafa Şentop ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici bulunuyor. 336 milletvekilinin imzaladığı teklifin kabul edilebilmesi için 400 milletvekilinin oyu gerekiyor. Genel Kurul`da yapılacak gizli oylamada kabul oyları 360 ila 399 arasında çıkması halinde ise teklif referanduma sunulacak.
Cumhur İttfakı`nın, haziran ayına kadar yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem TBMM üyelerinin belirleneceği genel seçimde vatandaşın önüne referandum için 3. sandığı getirme planı yaptığı da Ankara`da konuşuluyor.
Teklifin TBMM`deki ilk adresi Anayasa Komisyonu olacak. Teklifin Ocak 2023`te komisyonda görüşülmesi bekleniyor.
“TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER KADINLARIN BAŞLARINI ÖRTME VEYA AÇMA YÖNÜNDEKİ TERCİHLERİNİ DE İÇERMEKTEDİR”
Teklifte Anayasa`nın 24 ve 41. Maddelerinde değişiklik yapılması öngörülüyor. Teklifin ilk maddesiyle Anayasa`nın “Din ve Vicdan Özgürlüğü” başlıklı 24`ncü maddesine başörtüsü ile ilgili olarak iki paragraf eklenmesi öngörüldü. Teklifin genel gerekçesinde, “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının, kadınların başlarını örtme veya açma yönündeki tercihlerini de içerdiği” şu şekilde anlatıldı:
“Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması hiç şüphesiz, kadınların başlarını örtme veya açma yönündeki tercihlerini de içermektedir. Demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti, kadınların bu noktadaki tercihlerini korumakla mükelleftir. Devlet ayrıca pozitif yükümlülüğünün bir gereği olarak, kadınların temel hak ve hürriyetlerini, söz konusu tercihlerine uygun olarak kullanmalarının ve kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmalarımın önündeki engelleri kaldıracak, hukuk dışı uygulamalara maruz kalmalarını önleyecek tedbirleri alacaktır.”
“TAZELİĞİ KORUYACAK KADAR YAKIN DÖNEMDE”
“Hâlâ toplumsal hafızamızdaki tazeliğini koruyacak kadar yakın dönemlerde” dini inancı sebebiyle başını örten kadınların, Anayasa ve kanunlara rağmen hukuk dışı idari düzenlemeler ve fiili uygulamalarla, eğitim ve öğrenim, çalışma, kamu hizmetlerine girme, seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı gibi pek çok temel hak ve hürriyetini kullanmaktan mahrum bırakıldığı ifade edilen genel gerekçede, artık Türkiye`de başörtüsü yasağı ve bundan kaynaklı hak mahrumiyeti olmadığı, ancak anayasal güvence getirilmek istendiği vurgulandı. Teklifin Genel Gerekçesinde yer alan ilgili kısım şöyle:
“TÜRKİYE`DE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI YOK… ANCAK ÇAĞ DIŞI UYGULAMALARA BİR DAHA MARUZ BIRAKILMAMA İÇİN ANAYASAL GÜVENCE”
“Nihayet bu hukuk dışı, ayrımcı, Anayasa ve kanunlara aykırı haksız idari düzenlemeler, fiili uygulamalar ve yasaklar kaldırılmıştır. Artık Türkiye`de başörtüsü yasağı ve bundan kaynaklanan herhangi bir hak mahrumiyeti yoktur. Ülkemizin başı örtülü ve başı açık kadınları her türlü temel hak ve hürriyetini kullanabilmekte, kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanabilmektedir.
Ancak dini inancı sebebiyle başını örten ve kıyafet tercihinde bulunan kadınların; yasal ve idari düzenlemeler veya fiili uygulamalarla, insan onuruyla bağdaşmayan, Anayasaya aykırı, ayrımcı ve çağ dışı uygulamalara bir daha maruz bırakılmamaları amacıyla Anayasal güvence getirilmektedir. Bu amaçla Anayasanın 24`üncü maddesine iki fıkra eklenmektedir.”
“EVLİLİK BİRLİĞİNDE KANUNLA DEĞİŞİKLİĞİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN”
Teklifin 2. Maddesi ile da Anayasa`nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. Maddesinde değişiklik öngörülüyor. “Her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilave Anayasal güvence sağlayarak, ailenin, toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlandığı” belirtilen bu değişikliğin gerekçesi de şöyle açıklandı:
“Evlilik birliği, hem kültür hem de medeniyet anlayışımıza göre ancak bir kadın ile bir erkeğin birbiriyle evlenmesiyle kurulabilir. Bu gerçeklikten hareketle kanunlarımız da evlilik birliğinin ancak kadın ve erkeğin birbiriyle evlenmesiyle kurulacağını hükme bağlamıştır. İnsan tabiatına uygun bir birliktelikle, bu bağlamda iki ayrı cinsiyetin yani kadın ve erkeğin evlilik yoluyla kurduğu aile, Türk milleti olarak varlığımızın da teminatıdır.
Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumak ve aileye yönelik her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almak Devletin asli görevidir. Günümüzde aileyi tehlike ve tehdit altında gören bazı ülkelerin de aileyi korumak amacıyla anayasa ve kanunlarında bazı düzenlemeler yaptığı görülmektedir.
Aile kurumunun taşıdığı gerçek değer üzerinden korunması, Milletimizin varlığının teminat altına alınması, ailenin ilk nüvesini teşkil eden evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşmasını zorunlu kılmaktadır.
Bu kapsamda Anayasanın 41 inci maddesinde yapılan düzenlemeyle, evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir.
Bu suretle her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı ailenin korunması için ilave Anayasal güvence sağlanmakta ve ailenin, toplumu ve milleti temelden ifsat edecek anlayışlardan korunması amaçlanmaktadır.”
REFERANDUMA GİDERSE İKİ MADDE BİRDEN OYLANACAK
Teklifin yürürlükle ilgili son maddesinde, anayasa yapım tekniği nedeniyle, referanduma gidilmesi halinde iki maddenin de halk oyuna sunulacağı da belirtildi.
TEKLİFİN TAM METNİ
Anayasa`da değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi şöyle:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24`üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz.
Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz. Bu nedenle kınanamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tâbi tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir."
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin kenar başlığı "I. Ailenin korunması, evlilik birliği ve çocuk hakları" şeklinde ve birinci fıkrasında yer alan "temelidir ve" ibaresi "temelidir. Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve" şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.”