Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz, AK Parti kurulana kadar Türkiye`de neler görmedik ki. 8 aylık, 1 yıllık, 16 aylık hükümetler gördük. Bu kadar kısa sürede kuruldular, dağıldılar. Benim milletim bunları biliyor. Bu koalisyonlardan bu ülkeye bir fayda geldi mi? Gelmedi. Netice alabildik mi? Alamadık. Öyle ise unutmayın, mümin bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Biz bir daha sokulmak istemiyoruz. Ak Parti iktidarlarıyla 20 yıldır istikrar, güven ve güçlü devlet var” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezi`nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı`na katıldı. Erdoğan burada şunları söyledi:
“DÜZCE`Yİ GENEL HAYATA ETKİLİ AFET BÖLGESİ İLAN ETTİK”
“Her şeyden önce tabii dört ana başlık diyebiliriz. Ekonomi, diplomasi, öbür tarafta terörle mücadele, bir diğer tarafta mülteci sorunu. Bu dört ana başlığı her şeyden önce biz başardık, başarıyoruz ve başaracağız. Bu vesileyle, geçen hafta 5,9 şiddetinde bir depremle sarsılan Düzce`yi Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi ilan ettiğimizi açıklamak istiyorum. Böylece afet sonrası telafi ve ihya çalışmalarımızı daha hızlı ve etkin şekilde yürütebileceğiz.
2022 yılı üçüncü çeyrek büyümesi 3,9 olarak açıklanırken, ikinci çeyrek büyümesi de 7,7 oldu. Küresel düzeyde resesyon endişesinin giderek arttığı bir dönemde Türkiye`nin büyümesini sürdürmesi çok kıymetli. 2022`yi dünyaya göre rekor bir düzeyde kapatarak 2023`e iyi bir giriş yapacağız.
Bizim toplu açılışlarımız içinde tek başlık olarak geçen herhangi bir yatırımın dahi yanına yaklaşamayacak, işleri anlata anlata bitiremeyenler, aslında nasıl komik bir duruma düştüklerinin farkında değiller. Geçmişte sadece bu 2 aylık hizmet ve eser bilançomuz hükümetleri on yıllar boyunca iktidarda tutmaya yetiyordu. Biz tüm bunları 2 aya sığdırdık.
“HAYALLERİNİ ZENGİNLEŞTİREMEDİĞİMİZ İNSANIMIZIN, MUHALEFETİN KARAMSARLIK POMPALAYAN HEZEYANLARININ GİRDABINA KAPILABİLECEĞİNİ UNUTMAYIN”
Yaptıklarımız ve yapacaklarımızla doğru bir şekilde bilgilendirmediğimiz her bir kardeşimizin, muhalefetin yalan ve iftiralarının hedefi hâline geleceğini unutmayalım. Seçim yaklaşıyor. Bay Kemal göreceksiniz, tamamen bir yalanlar dünyasıyla milletin karşısına çıkacak. Alışığız zaten yalanlarına da ama şimdiden buna hazırlanın. Yine bu yalanları duyacaksınız, göreceksiniz. Vizyonumuzla hayallerini zenginleştiremediğimiz her bir insanımızın, muhalefetin sürekli karamsarlık pompalayan hezeyanlarının girdabına kapılabileceğini aklımızdan çıkarmayın.
Türkiye, yeni yönetim sistemiyle, özellikle söylüyorum, bunların güçlendirilmiş parlamenter demokrasi, bu tür palavralarına aldanmayın. Buradan bir şey çıkmaz. Buradan bol bol masada toplanıp dağılmak çıkar. İranlıların güzel bir atasözü vardır: Oturdular, konuştular, dağıldılar. Bunların durumu bu. Türkiye, yeni yönetim sistemiyle birlikte işin ruhuna uygun şekilde siyasette iki ittifaklı bir görünüm kazanmıştır. Cumhur İttifakı, ilkeleri ve tarafları gayet net bir ortak hedef birlikteliği olarak milletimizin huzurundadır. Buna karşılık, diğer ittifak ise altılı masa olarak kamuoyunun önüne çıkmakla birlikte, henüz önünde arkasında daha kimlerin olduğu, hangi amaçlarla kurulduğu bilinmeyen amorf bir yapıdır. Biz en başından beri bu ittifaka kendisiyle eser ve hizmet siyasetinde, vizyonda, programda, projede yarışmak istediğimizi söyledik. Ama bunlar karşımıza, tek vaatleri Türkiye`yi eski kötü günlerine döndürmek olan şekilsiz, omurgasız, arkaik bir projeyle çıktılar.
“AK PARTİ İKTİDARLARIYLA 20 YILDIR İSTİKRAR VE GÜÇLÜ DEVLET VAR”
Biz, AK Parti kurulana kadar Türkiye`de neler görmedik ki. 8 aylık, 1 yıllık, 16 aylık hükümetler gördük. Bu kadar kısa sürede kuruldular, dağıldılar. Benim milletim bunları biliyor. Bu koalisyonlardan bu ülkeye bir fayda geldi mi? Gelmedi. Netice alabildik mi? Alamadık. Öyle ise unutmayın, mümin bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Biz bir daha sokulmak istemiyoruz. Ak Parti iktidarlarıyla 20 yıldır istikrar, güven ve güçlü devlet var. İşte biz bunu sağladık.
Dikkat ederseniz bugüne kadar ne CHP`den ne şürekasından milletin herhangi bir yarasına merhem olacak hiçbir söze, hiçbir teklife hiçbir adıma rastlamadık. Dünyanın en güzel, en şahane işini de yapsak bizi takdir etmeyeceklerini alenen parlamentoda söylediler mi? Söylediler. Bunlar bu kadar beceriksiz. Becerebildikleri tek iş var. Anayasa değişikliği teklifi metni açıklamak oldu. Eski Türkiye ipiyle indikleri kuyudan da çıkarta çıkarta terör örgütünün güdümündeki partiyi kollayan, masanın etrafındakilere gülücük dağıtan ucube bir teklif çıkardılar. Şöyle bir gözden geçirmiştim. Değerli arkadaşlar ne var? Masanın etrafındakiler artı masanın altındaki. ‘Bunlara ne verirsek mutlu olurlar, memnun olurlar?` buna çalışmışlar. Baştan aşağıya incelediğiniz zaman bunu görürsünüz. Birinin derdi ne? Kapanan belediyeler. Bundan sonra belediyeler kapatılmayacakmış. Öbürünün derdi ne? Hazine yardımları artmış. Dolayısıyla hazine yardımlarını bire çekip herkes buradan nasibini alacakmış. Herkese bir şey verelim. Bunu yapmak suretiyle oy toplayacaklarını zannediyorlar. Benim milletim bunu yutmaz. Çünkü benim milletim, bu ülkeye, bu millete, bu devlete ne gelecek, buna bakar.
Eğer bugün ekonomide Türkiye, bir kalkışmanın içerisindeyse, üçüncü çeyrekte de 3,9`u yakalayarak G20 ülkeleri arasında ilk 5`in içinde yer alıyorsa, bu bir şey gösterir: Türkiye güçleniyor. Türkiye`nin büyümesini durdurmak mümkün değil.
Burada ciddi bir sorun yaşıyoruz. Özellikle medya. Yatıyorlar kalkıyorlar, belli bazı isimleri ekranlara çıkarmak suretiyle oradan, market de market, market de market, yaptıkları iş bu. Bu marketlerle ilgili gerek zincir marketlerde gerek diğer marketlerle alakalı ‘Fiyatlar birisinde şöyle birisinde böyle` söyledikleri bu. Bu hafta yaptığımız Kabine Toplantısı`nda da arkadaşlarımıza söyledim. Başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere kontrollerimizi daha da sıklaştıracağız. Daha da farklı hâle getireceğiz. Bütün mesele, özellikle de bu fiyat farklılıklarını gidermenin yollarını şiddetle arayacağız.
“AÇIKLADIKLARI TEKLİFLER, ALTILI MASA TARAFLARININ ÇIKARLARINI KORUYAN BİR İÇERİĞE SAHİP”
Muhalefetin açıkladıkları değişiklik teklifleri insanların gerçek sorunlarına çözü getirmek yerine altılı masanın taraflarının siyasi çıkarlarını koruma ve halka tepeden bakan seçkinci zihniyeti yansıtan bir içeriğe sahiptir. Orada şimdi sıfır virgüllü, bir virgüllü olanlar var. Onlara da ne diyorlar: ‘Bak şimdi senin sıfır virgül şu kadar ama, şimdi biz bu değişiklikle sana da bir kıyağımız olacak. Dolayısıyla burada el ele verip devam edeceğiz.` Yaptıkları iş bu. Ama Cumhur İttifakı`nın böyle bir sorunu yok.
Biliyorsunuz biz, ülkemizi darbe anayasası ayıbından kurtararak yeni, sivil, özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma için epeydir uğraşıyoruz. Yaptığımız tekliflerin önü ya Meclis safhasında çıkmaza sokularak ya da görmezden gelinerek hep kapatıldı. Bunların gittikleri yer neresi? Her zaman Anayasa Mahkemesi. Meclis`te görüşmeler yapılır, oradan doğru Anayasa Mahkemesi`ne. Yeni düzenlemede de şunu söylüyorlar: Cumhurbaşkanı herhangi bir iade vs. yapamaz. Bu Cumhurbaşkanı niye var? Bunları hazırladıkları tezgâh böyle. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde böyle bir anlayış var mı? Yok. Ama çok partili demokraside biz bunları yaşadık, vardı. Ama bir şey daha gerekiyor, nedir o? E birine de Başbakanlık vermeleri lazım. Başbakanlık verme noktasında da Başkanlık sisteminde tabii bu yok. Başkanlık sisteminde ne var? Başkan yardımcısı var. Başbakan yok. Birileri de Başbakanlık bekliyor. Öyleyse çok partili parlamenter sistemde Başbakan bir yere koyabiliriz. Anlayış bu. Hayırlı olsun. Bizim böyle bir derdimiz yok.
Bunca tartışmanın ardından ortaya konan teklif metni CHP ve masa arkadaşlarının ülkenin ve milletinin geleceğine dair hiçbir hayallerinin, vizyonlarının, hazırlıklarının olmadığını teyit etmiştir.
“BAY KEMAL, AYIN 3`ÜNDE ŞANLIURFA`DAYIZ. FIRSAT BULURSAN BİZİ DE TAKİP ET”
Ayın 3`ünde açıklama yapacakmış. Bay Kemal, ayın 3`ünde biz de Şanlıurfa`dayız. Biz de oradan açıklamamızı yapacağız. Sen açıklamanı yaparken, fırsat bulursan bizi de takip et. Bak bakalım Şanlıurfa`dan ses nasıl geliyor. Sendeki sese benziyor mu benzemiyor mu.
Milletin değil, ittifak ortaklarının ihtiyaçları için anayasa hazırlayan bir kafanın yönetime gelirse ülkeye nasıl bir felakete sürükleyeceğini düşünmek bile istemiyoruz. Bunların derdi ülkeyi yönetmek değil. Sadece devletin imkanlarını kendi aralarında paylaştıracak paravan bir şirket kurmaktır. Düşündükleri bu. Size paravan şirket kurdurmayız. İlkeler yerine çıkarların buluştuğu böylesi bir yapıyla Türkiye, güney sınırlarını taciz eden terör örgütleriyle nasıl mücadele verebilir? Akdeniz`deki diplomatik ve ekonomik menfaatlerini nasıl koruyabilir? Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeli rolünü nasıl yürütebilir? Avrupa ve Amerika ile ilişkilerini nasıl eşit bir zeminde yürütebilir? Diplomasi diyorum sana. Bunların kafasıyla diplomasi olmaz. Ege`deki deniz ve hava sahalarıyla ilgili haklarını nasıl savunabilir? Egemenlik haklarına yönelik saldırılarla nasıl başa çıkabilir? Ekonomik tetikçilerin tuzaklarını nasıl bozabilir?
Özetle, bu kifayetsiz muhterislerin elinde ülke nasıl yönetilebilir? Milletimiz elbette bu tabloyu görüyor, değerlendiriyor. Bize düşen karşımızdaki ittifakın ‘Millet` ifadesinin altına gizlemeye çalıştığı gerçek yüzünün ortaya çıkması için çalışmak.”