CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; “Çocuklar beslenmek hakkımız diyor. Çocuklar oyun hakkımız diyor. Çocuklar sağlıklı çevrede büyümek hakkımız diyor. Çocuklar ekonomik krizin bitmesi hakkımız diyor. Çocuklar çalıştırılmak yerine çocuklar eğitim almalı diyor. Çocuklar barınma hakkımız diyor. Çocuklar eşit bireyler olmak istiyor. Çocuklar konuşmak ve dinlenmek istiyor. Bırakınız konuşsunlar, bırakınız eşit bireyler olarak, yoksulluğun olmadığı, hiçbir çocuğun yatağa aç gitmeyeceği, savaşsız ve sömürüsüz bir dünyada haklarına kavuşsunlar” dedi.
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca; 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, çocukların yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekti.
CHP`nin bütüncül çocuk politikasını hayata geçirmek için hak temelli politikalar üretmeye devam ettiğini söyleyen Gülizar Biçer Karaca, “Eşitsizliğin, hiyerarşinin ve krizlerin sona erdiği çocukların haklarına kavuştuğu bir dünya, yoksulluk döngüsünün kırıldığı bir toplum hayal değil” değerlendirmesini yaptı.
Çocuklara yönelik her türlü ayrımcılığın, ihmal ve istismarın, derin yoksulluğun yarattığı tahribatların giderilmesi için bugüne dek çok sayıda hak savunucusu, ilgili STK, meslek odaları ve çocuklarla yaptıkları toplantılara değinen Gülizar Biçer Karaca, çocuk yoksulluğunun özel olarak çalışılması ve siyasetin çok hızlı değişen gündeminde kaybolmaması gerektiğini belirterek, “Gündemimiz daima çocuk, çocukların gündemi yoksulluk” dedi.
Karaca, açıklamasında; çocuk yoksulluğunun geldiği boyuta dikkat çeken veriler paylaştı. Karaca, şu bilgileri verdi:
“OECD`nin son verilerine göre, çocuk yoksulluğu konusunda üye ülkelerin ortalaması yüzde 12,8 olarak açıklanırken, Türkiye`de bu oran yüzde 20`nin üzerinde bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 20 Nisan 2022`de ‘İstatistiklerle Çocuk 2021` raporuna göre 2020 yılı itibarıyla yoksul çocuk sayısı 7 milyon 378 bin.
UNICEF`in ekimde yayımlanan çalışmasına göre, Ukrayna`daki savaş ve yükselen enflasyon, Doğu Avrupa ve Orta Asya`da dört milyon çocuğu daha yoksulluğa sürükledi. Bu, 2021`den bu yana yüzde 19`luk bir artışa denk geliyor. UNİCEF araştırmasına göre; yoksulluk içinde doğup büyüyen her üç çocuktan birinin yetişkinliklerini de yoksulluk içinde yaşayacağını ve bunun nesiller arası yoksulluk ve zorluklar döngüsüne yol açacağını gösteriyor.
Kamu Denetçiliği Kurumu`nun 2021 verilerine göre gelir kayıplarından dolayı her 4 çocuklu aileden 1`i bir gün veya daha uzun süre gıdasız kaldı. Çocuklu ailelerin neredeyse yarısında, yetişkinler parasızlıktan dolayı bir öğünü atladılar. Son 1 yılda tüm kalemlerin ortalama yüzde 100`ün üzerinde zamlandığı okul kantinleri, artık öğrenciler için lüks haline geldi. Okulların bulunduğu illere ve semtlere göre fiyatlarda farklılık gözlense de devlet okullarındaki kantinlerde geçen yıl Eylül ayında ortalama 5 TL olan tostun 11 TL`ye 2,5 TL olan ayranın 5 TL`ye 1 TL olan suyun en az 2,5 TL`ye yükseldiği raporlarda yer aldı.
TÜİK raporlarına göre; Türkiye`de ilkokul ve ortaokulda okuyan 9 milyon 831 bin 804 öğrenci var; 2 milyon 128 bin 750`si şartlı eğitim yardımıyla yani sosyal güvencesi olmayan, muhtaç durumda bulunan, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan, hayatını sürdürmekte güçlük çeken ailelere verilen 50 ila 90 lira arasındaki nakit yardımla okula gidiyor.
Çalışma şartları/saatleri nedeniyle beslenme çantası hazırlamaya zaman bulamayan bir velinin, çocuğuna her gün sadece tost, ayran ve su alabilmesi için vermesi gereken harçlık, ayda 350 liraya yükseldi. Bu hesapla artık asgari ücret alan bir velinin maaşının yüzde 6,5`i okul kantinine gitmektedir.”
“BİZ SUSALIM, ÇOCUKLAR KONUŞSUN”
CHP tarafından Çocuk Hakları Politika Belgesi üzerinde çalışıldığını, bu çerçevede çocuğun katılım hakkını gözeterek her aşamada çocuk görüşüne başvurduklarını kaydeden Gülizar Biçer Karaca; Haziran ayında 80 çocukla yaptıkları “Çocukları Dinliyoruz” çevrimiçi toplantısında hayaller, talepler ve sorunlar konusunda çocukların ayrımcılıktan söz hakkına, dijital dünyadan eşitsizliklere, yaşadığı çevredeki sorunlardan yoksulluğa Türkiye gerçeğini kendi ifadeleriyle ortaya koyduğunu aktardı.
Bu konuda paylaştıkları raporu “Pandemi ve Çocuk Hakları” kitabının devamı niteliğinde kitaplaştıracaklarını ifade eden Biçer Karaca, “Biz susalım, çocuklar konuşsun. Yoksulluk ve yoksunluk çocuklar için ne anlama geliyor? Çocukları güçlendirecek, üstün yararına hizmet edecek ve taleplerini görünür kılacak politikalar için söz çocukların” değerlendirmesini yaptı.
“O KADAR FARKINDALAR Kİ…”
Gülizar Biçer Karaca, şunları söyledi:
“Ülkemizde ekonomik kriz en çok çocukları etkiliyor. O kadar farkındalar ki… Beslenme hakkımız var diyenden arkadaşının babasının işsizliğini dert edinene, okullarda küçük düşürülmek istenmediğini söyleyenden taşımalı eğitimin sona ermesini isteyene çocuklar o kadar haklı ki… TBMM`de sadece çocuklarla ilgili bir Bakan olsun önerisinden, ailesinin durumu kötü diye çalıştırılan çocuklara, erken yaşta evliliklerin önlenmesinden Çocuk Bakanlığı kurulmasına… Sadece kendileri değil tüm çocukların kendi hakları öğrenmesini isteyen çocuklar o kadar haklı ki… Yetişkinlerin “sen küçüksün sus” dememeyi öğrenmesini, katılım haklarının sağlanmasını istiyorlar. Bize iletilen görüşler çok kıymetli. Bu yüzden diyoruz ki:
‘Çocuklar beslenmek hakkımız diyor. Çocuklar oyun hakkımız diyor. Çocuklar sağlıklı çevrede büyümek hakkımız diyor. Çocuklar ekonomik krizin bitmesi hakkımız diyor. Çocuklar çalıştırılmak yerine çocuklar eğitim almalı diyor. Çocuklar barınma hakkımız diyor. Çocuklar eşit bireyler olmak istiyor. Çocuklar konuşmak ve dinlenmek istiyor. Bırakınız konuşsunlar, bırakınız eşit bireyler olarak, yoksulluğun olmadığı, hiçbir çocuğun yatağa aç gitmeyeceği, savaşsız ve sömürüsüz bir dünyada haklarına kavuşsunlar."