SEFA GARDİYANOĞLU
Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri, Bartın`ın Amasra ilçesinde 41 madencinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasına ilişkin, “Bu ne bir kader ne de fıtrat. Bu, bir iş cinayeti. Bu işin ideolojik altyapısını kullanıp ‘kader` ve ‘fıtrat` derken ölen işçilere de ‘şehit` diyorlar. Ölen işçiler, şehit değil, sermayeye kurban giden işçilerdir. O yüzden ölen işçilere ‘şehit` diyenlere karşı çıkmamız gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri, Bartın`ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden faciasının ardından iş cinayetlerine tepki göstermek amacıyla bugün bir basın açıklaması yaptı. Kocaeli`nin İzmit ilçesindeki İnsan Hakları Parkı`nda dün akşam saatlerinde bir araya gelen Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri`nin basın açıklamasına, DİSK Bölge Temsilcisi ve Genel İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Vedat Küçük, Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Başkanı Erdal Karakuş, TMMOB İKK Sekreteri Mehmet Ali Elma, CHP Kocaeli İl Kadın Kolları Başkanı Songül Kaya, eski HDP Kocaeli İl Eş Başkanları Mehmet Selim Akboğa ve Leyla Aygün, Kocaeli Dersimliler Dernek Başkanı Ruhi Çelik, Türkiye İşçi Partisi Kocaeli İl Başkanı İsmail Göksu, siyasi parti temsilcileri ve sendika temsilcileri de destek verdi.
“BU NE BİR KADER NE DE FITRAT. BU, BİR İŞ CİNAYETİ”
Yapılan ortak açıklama öncesi Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi adına Aykut Gülen, kısa bir konuşma yaptı. Gülen, “Her ay, her yıl binlerce işçi hayatını kaybediyor. Sadece AKP döneminde bin 989 maden işçisi hayatını kaybetti. Böyle giderse bu ne ilk ne de son olacak. Cumhurbaşkanı, son yaptığı açıklamada ‘Bu, işin fıtratında var` dedi. ‘Bu iş kader ve devam edecek` dedi. Bizim mücadelemiz, bu iş devam etmesin diye. Her gün 7-8 emekçiyi toprağa verirken biz sakin duramayız. Yastayız ama sadece yasta değil, isyanda olmalıyız. İşçiler, emekçiler hayatlarını kaybediyor. Amasra`daki kömür ocağında 15 yıl önceye kadar 6 bin işçi çalışırken bugün 600 işçi ile daha fazla üretim yaparak işçileri toprağın altına gönderiyorlar. Sadece toprağın altına değil, işsizliğe gönderiyorlar. Bu ne bir kader ne de fıtrat. Bu, bir iş cinayeti. Bu işin ideolojik altyapısını kullanıp ‘kader` ve ‘fıtrat` derken ölen işçilere de ‘şehit` diyorlar. Ölen işçiler, şehit değil, sermayeye kurban giden işçilerdir. O yüzden ölen işçilere ‘şehit` diyenlere karşı çıkmamız gerekiyor” dedi.
“AYNI FİLMİ İZLEMEYİ KABUL EDEMİYORUZ”
Ortak açıklamayı yapan TMMOB Kocaeli İKK Sekreteri Mehmet Ali Elma ise şöyle konuştu:
“Öfkeliyiz, çünkü bu memleketin normali, madencilerin kaderi haline getirilmeye çalışılan ölümlerin önlenebilir olduğunu biliyoruz. Yıllardır defalarca dile getirdiğimiz, meydanlarda haykırdığımız, rapor olarak hazırladığımız, ilgili bakanlıklara ilettiğimiz önlemlerin alınmadığının tanığıyız. Öfkeliyiz, çünkü insan yaşamı için alınması gereken, aklın ve bilimin emrettiği önlemlerin, sadece ve sadece ‘maliyet artmasın, işçilerin söz hakkı olmasın, kârlarımız azalmasın` diye alınmadığının farkındayız. Öfkeliyiz, çünkü sorumluluk sahibi makamları işgal edenlerin görevlerini yapmak yerine, böylesi bir ortamda dezenformasyon yapmakla meşgul olmasını, patlamanın nedeni konusunda tıpkı Soma`da yaşandığı gibi ‘trafo patlaması` yalanının ifade edilmiş olmasını, aynı filmi izlemeyi kabul edemiyoruz. Öfkeliyiz, çünkü tarihinde çokça kitlesel iş cinayeti bulunan Türkiye Taşkömürü İşletmesi`nde bunlardan ders çıkarılması gerekirken; bilgi, birikim, teknoloji kullanımı ve organizasyonda gelişmiş bir sistem olması beklenirken bu kurumu yönetenlerin sorumluluklarını yerine getirmemiş olmasını affetmiyoruz. Bu kurumu yönetenlerin, böylesine bir facianın sorumluluğunu üstlenmek bir yana, bu madendeki patlama riskine dikkat çeken Sayıştay raporu üzerinden polemik yapmasını, hiçbir ahlak ve vicdan anlayışına sığdıramıyoruz.”