CHP'nin Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlediği  İl Danışma Kurulu toplantısına Mersin milletvekilleri Cengiz Gökçel , Alpay Antmen ve Ali Mahir Başarır, Yenişehir Belediye Başkanı İbrahim Genç, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut,İl yöneticileri İlçe Başkanları,önceki dönem İl Başkanları ve Partililer katıldı.

CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, konuşmasında olağanüstü kurultay çağrıcılarını eleştirdi ve kurultay çağrıcılarının, 24 Haziran seçimlerini sadece sayısal olarak değerlendirdiğini ifade etti.

24 Haziran’da muhalif seçmenlerin, ülke barajının adaletsizliğini önlemek için oylarını böldüklerine değinen Aktay,  “Normal şartlarda CHP’nin Ülkücü kökenli bir partiyle, Milli Görüşçü bir partiyle seçim ittifakı kurabileceğini düşünür müydük? Asla düşünmezdik ama 24 haziranda Saadet Partisi ile, İyi Parti ile, Demokrat Parti ile ittifak içinde girildi. Ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü koşullar bizi böyle bir tercihe yöneltti.  24 Haziran’da aldığı oy nedeniyle bugün CHP yönetimini eleştiren herkes, tüm arkadaşlarımız, aynı yönetimin seçim öncesi yaptığı tercihleri destekledi. Hepimiz destekledik. Çünkü herkes 24 Haziranın olağanüstü koşullarda yapılan kendine özgü bir seçim olduğunun farkındaydı. CHP’li seçmenler seçim barajının adaletsiz sonuçlarına karşı oylarını bölme yoluna gitmemiş olsaydı, CHP yönetimi İyi Parti’yi ve diğer muhalefet partilerini baraj altında bırakmayı hedefine koysaydı, örneğin Mersin’de rahatlıkla 6 milletvekili çıkarabilirdik. Ama ülkenin ve siyasetin genel koşulları buna izin vermiyordu. 24 Haziran seçim sonuçlarını yalnızca birtakım sayıları karşılaştırarak anlamak mümkün değildir. Yalnızca sayılara bakarsanız, ülke çıkarlarını parti çıkarlarının önünde görme anlayışıyla davrananları göremezsiniz” dedi.

CHP’nin 24 Haziran seçimlerine 2 oy bir hedef şiarıyla hazırlandığını ancak bazı kesimlerin seçimden hemen sonra cumhurbaşkanı adayının oyuyla partinin oyunu kıyaslama yoluna gittiğini kaydeden Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu salonda bulunan herkesin 24 Haziran’da tek bir hedefi vardı. Sayın Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı seçilmesi ve partimizin mecliste çoğunluğu elde etmesi. Bunun için hepimiz 2 oy tek hedef şiarıyla çalıştık. Evet, istediğimiz sonucu alamadık. Ama hep birlikte tek hedef için mücadele ettik. Seçimden sonra bu tek hedefin ikiye bölünerek cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde alınan oyların birbiriyle kıyaslanabileceğini ve buradan bir parti içi tartışma yaratılabileceğini hiç düşünmedik. Hepimiz 2 oy tek hedef dedik ve kol kola yürüdük. Seçimden sonra bir baktık ki sanki iki farklı hedefimiz varmış gibi, cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce’nin aldığı oylar kıyaslanmaya başlanmış. Bu kıyaslamaların ilkesel olarak doğru olmaması bir yana, parti içi yoldaşlık açısından da yaralayıcı bir tutumdur.

Olağanüstü kurultay istemek demokratik ve meşru bir haktır. Bu talebi dile getiren, bunun için uğraşan dostlarımız elbette saygıdeğer bir iş yapmışlardır. Ancak keşke bu talep parti bu kadar oy aldı, aday bu kadar oy aldı gibi bir mecraya çekilmeden tartışılsaydı. Çünkü parti hepimizin partisi. Aday da hepimizin adayı. Başka türlü düşünemeyiz.  Partimizde tabanın çok daha fazla söz sahibi olması, parti içi demokrasinin geliştirilmesi herhangi bir ismin liderliğinden, genel başkanlığından çok daha değerlidir, çok daha anlamlıdır. Bu isim Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olsa da böyledir, Sayın Muharrem İnce de olsa böyledir. Çünkü biz asıl gücümüzü demokratik, katılımcı, eşitlikçi bir parti olmaktan alırız.”