CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay basın açıklamasında, "Günümüzde savaşlar yalnızca tankla tüfekle yapılmıyor. Stratejik gıda ürünleri aracılığıyla yürütülen çok büyük savaşlar da yaşanıyor. Şeker, bu stratejik gıda ürünlerinin başında geliyor. Bu nedenle, dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri şekerde korumacılık politikası uyguluyorlar. Üreticiyi, yerli üretimi destekliyorlar. Pancar şekeri fabrikalarını özelleştiren ülkeler, yanlışlarını anladı. Fabrikaları üreticilerin yönetmesi için, yeni modeller üstünde çalışıyorlar. Çok uluslu tekellerle milli ekonomiler arasındaki savaşta, AKP hükümetinin nerede, kimin yanında durduğunu görmek istiyorsanız, şeker politikasına bakmanız yeterli. Şeker gibi stratejik bir ürünü, kendi hükümetinin eliyle, uluslararası tekellere, rantçılara teslim eden bir ülkenin, düşmana ihtiyacı yok. Böyle bir ülkenin ayakta durması mucize. Kendi hükümetinin eliyle, kendi vatandaşının sağlığını bile bile tehlikeye atan bir ülkenin, düşmana ihtiyacı yok. Şeker fabrikalarının özelleştirmesiyle birlikte, sofralarımız daha fazla GDO’lu şeker istilasına uğrayacak. Pancar şekeri üreten fabrikalar özelleştirildikçe, bilin ki sağlıklı şekerin yerini zehirli şekerler alıyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, GDO’lu mısıra dayanan Nişasta Bazlı Şeker kullanımı yasaktır. Yasaklamayanlar da kotalarını düşürüyor. Bizde ise Nişasta Bazlı Şeker kotası, her yıl Bakanlar Kurulu kararıyla arttırılıyor. Şaibeli uluslararası gıda tekeli Cargill'e verilen ekstra kotadan dolayı, ülke ekonomisi 14 yılda tam 5 milyar dolar zarar gördü. Çiftçinin 400 bin hektar alanda pancar tarımı yapması engellendi. Bu tablonun anlamı net: AKP hükümeti, Cargill ne kadar yerliyse o kadar yerli, Cargill ne kadar milliyse o kadar millidir!
Dünya, Nişasta Bazlı Şeker’in sağlığa zararlarını biliyor, önlem alıyor. Bizim iktidar ise kendi ülkesinde satış yapamayan tekelleri Türkiye’ye buyur ediyor. Bu şeker fabrikaları da özelleştirilirse, artık bayramlarda çocuklara şeker değil, zehir ikram etmek zorunda kalacağız. Artık eşe dosta “Çayına kaç şeker istersin” diye sormaya çekineceğiz. Bu yüzden, şeker fabrikalarının sorunu sadece Bor’daki, Afyon’daki, Ilgın’daki işçinin, çiftçinin sorunu değildir. Çocuğunun sağlığını düşünen her anne babanın, ülkesinin bağımsızlığını isteyen her vatandaşın sorunudur. Bu bir parti meselesi değil, bir milli meseledir. Çocuklarımızın sağlığı, ülkemizin bağımsızlığı için, hepimiz sonuna kadar direnmeliyiz. AKP iktidarı, tarafını seçmek ve bu ülkeye dost mu düşman mı olduğuna karar vermek zorundadır. Dost isen; milli varlıklarımızı satamazsın, şekerimize zehir katamazsın. Onu, düşmanlar yapıyor. Yerli ve milli olmanın kriteri işte bu kadar nettir: Milli varlıklarımızı satamazsın, şekerimize zehir katamazsın." ifadelerinde bulundu.
Basın açıklamasına CHP Milletvekilleri Ali Haydar Hakverdi, Hilmi Yarayıcı, Parti Meclisi üyeleri Fatma Güner ve Bülent Ecevit Tatlıdil, CHP Niğde İl Başkanı Erhan Adem, Kemerhisar Belediye Başkanı Beytullah Kirazcı da katılım gösterdi.