İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, ekonomi üzerinden iktidara yüklenerek, Merkez Bankası`nın faiz kararını ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemini eleştirdi. Tatlıoğlu, Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan`a devredilmesine ilişkin de “Rahip Brunson`dan tutun Kaşıkçı`nın şimdi dosyasını Suudi Arabistan`a verdik. Hani biz bunları tutacaktık. Hani adaletin gerçekleşmesine katkı sağlayacaktık. Dream politics, rüya politikaları yaparak bozduğu ilişkileri ülkenin itibarından vererek düzeltme gayreti olmaz. Bütün bunların sebebi de işte ekonomik ve toplumsal olarak geldiğimiz noktanın karşılığıdır” dedi.
Tatlıoğlu, partisinin Bursa İl Başkanlığı`nda basın toplantısı düzenledi. Tatlıoğlu toplantıda özetle şunları söyledi:
BUNDAN UMDUKLARINI BULAMAYACAKLAR: En son olarak Seçim Kanunu`nu TBMM görüştü. Ve genel olarak Türkiye`de 20 yıllık siyasetin sahipleri ve de oyun başladıktan sonra kural değişir mi diye başlayan sözlerin sahipleri oyun bitimine doğru kuralları değiştirdiler. Bundan umduklarını bulamayacaklar. Nereden biliyoruz? Çünkü, gerçekten 70 yıla yakın Türk siyasi tarihinde özel baktığımızda bundan umduklarını hiç kimse bulamamış. O nedenle Türk insanı, tolum, halk kendisi bu Türkiye`deki yaşananları ve iktidarı ve muhalefeti bir değerlendirme yapıyor ve Türkiye`de bir değişimi başlattığını görüyoruz. Ne zamandır gerçekten? Uzun süredir. Bu bağlamda biz Meclis`te bir siyah beyazcı bir tutumumuz yok. İYİ Parti TBMM`ndeki tutumu nereden gelirse gelsin, milletin lehine gördüğü kanun ve teklifleri olumlu bulan ve evet oyu veren bir partidir… En son bu Hazineye Ait Taşınmazların Değerlendirilmesi ile ilgili Kanun Tasarısında birçok maddeyi olumlu bulduk ve de özellikle de muhtarlarla ilgili muhtar ücretinin asgari ücrete denk getirilmesi, asgari ücret seviyesine çıkarılmasına destek verdik. Biz bu konuları çok önemsiyoruz.
AKŞENER İKİNCİ TÜRKİYE TURUNA BAŞLAYACAK: Bugün baktığımızda Türkiye bu anlamda iki tane Türkiye var. Bir gündüz insanımızın yaşadığı Türkiye bir de akşam medyanın ortaya koyduğu ve sarayın yaşadığı Türkiye. 2020 Ocak`tan beri Sayın Genel Başkanımız Türkiye`nin sokaklarında bu gündüz yaşananlara dokunmaya anlamaya dertleşmeye ve halleşmeye çalışıyor. Ve hepimiz İYİ Parti mensupları olarak bu sürecin izinden gidiyoruz… Aşağı yukarı Türkiye`deki ikinci tura başlayacak Sayın Genel Başkan ve de bir Ramazan boyu inşallah bu süreç takip edip gidilecek.
2012 YILINDA HERKESİN CEBİNDE 12 BİN 500 DOLAR VARKEN BUGÜN 9 BİN DOLARLARA DÜŞMÜŞ: 13 milyon emekli var Türkiye`de. Ve bu emekliler 13 milyon Türkiye`de herhalde hayatlarının en zor dönemlerini yaşıyorlar. Torunlarından kaçan emekliler var ve bunların bir kıyamet olduğunu söylüyorlar. Türkiye`de 5 milyon civarında kamu çalışanı var. Ve iyi bir kamu çalışanı dahi çocuğunu bir başka şehirde üniversite okutmaktan aciz ve zorlanan bir durumda ekonomik olarak. Türkiye`de 13 milyon çalışan var ortalama ücretin asgari ücret olduğu bir Türkiye manzarası. Gerçekten sanayide de yüzde 500 artmış bir doğalgaz yüzde 250 artmış bir elektrik maliyetleri var. 2021 başında bir asgari ücretli 384 litre mazot alırken bugün 200 litrelere düşmüş bir pozisyon var. Satın alma gücü var. Türkiye 2012-13 yılında 950 milyar lira üretirken 75 milyon nüfusla, bugün 85 milyon nüfusla bundan 200 milyar dolar daha az üreten daha fakir bir Türkiye var. Herkesin cebinde 2012 yılında 12 bin 500 dolar varken bugün 9 bin dolarlara düşmüş bir Türkiye var. Biz ‘Türkiye kendini oynamıyor` diyoruz. Böyle bir Türkiye`den çıkış çok kolay. Çok mümkün. Ve bu Türkiye`nin kendi şartlarını olmadığını söylüyoruz. Ve her gün gündeme gelen yolsuzlukların, ihale ve de sözleşmelerin. Aşağı yukarı bütün ihalelerin artık 21/B diye maddesi ile yapıldığı bir Türkiye yaşıyoruz. Nedir 21/B maddesi? Çok olağanüstü şartlarda yani deprem, sel baskını böyle sıkıntılı dönemlerde kamu bazı hizmetleri ihale yapmadan pazarlık usulü ile alabilir. Bakın çok olağanüstü bir, ama bu genel bir kural olmuş. Ve bu konuda Türkiye 2017 referandumu ile girdiği 2018 seçimleriyle gerçekleşen bu Partili Cumhurbaşkanı Sistemi ile denetlenemez bir durumda Türkiye. Bu kaynaklar o dar ve orta gelirli milletin kazançlarının üzerinden alınan vergilerle.
ORTA VE DAR GELİRLİLERİN GELİRLERİNDEN DAHA YÜKSEK VERGİ ALINIYOR: Türkiye`de vergilerin yüzde 70`i tüketimden alınan vergiler. Bu orta ve dar gelirlilerin gelirlerinden daha yüksek vergi alınıyor demek. Ve Türkiye`de sistem fakirden zengine taşıyan bir sistem oldu. Bakın bunu size iki örnekle vereyim ben. Merkez Bankası faizi yüzde 14`e düşürdü. Faiz yüzde 18`ken Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin hazinesi, Merkez Bankası faiz yüzde 18`ken yani Merkez Bankası bankalara yüzde 18 ile istedikleri kadar para verirken hazinemiz milletten yüzde 16,5 ile borçlanıyordu. O faizin daha altında bir faizle borçlanıyordu. Şimdi Merkez Bankası faizi yüzde 14`e düşürdü. Yani bankalar hazineden bunun anlamı şudur, bankalar Merkez Bankası`ndan yüzde 14 ile para alıyorlar. Bu parayı da satıyorlar. Kime? Kredi olarak veriyorlar. Şimdi banka burada yüzde 14 faiz vererek Merkez Bankası`ndan parayı alıyor, burada aynı anda yüzde 27 ile hazineden faiz alarak bu parayı oraya veriyor. Kimin parası ile? İşte enflasyon bunun için var. Fakirlik ve yoksulluk bunun için var.
KUR KORUMALI MEVDUATIN FAİZİ YÜZDE 107, DÜNYA BÖYLE BİR FAİZİ VENEZÜELLA HARİÇ GÖRMÜYOR: Kur korumalı mevduat, neden çıktı? Merkez Bankası`nı yağmaladık. 128 milyarın akıbeti yok. 30 milyar dolar artı rezervi olan Merkez Bankası eksi 55 milyar dolar. Yani bir A şahsının firması olsa mahkeme iflas kararı verir. Bu nedenle Türkiye`de bizzat Sayın Erdoğan ve Türkiye`yi onunla yürüten ekibi Türkiye`den ekibi Türkiye`den Türk lirasını kovdular. Elektrik alımlarını dolarla yaptılar. Bütün KOİ, köprü, baraj ihalelerini dolarla yaptılar. Hazine içeriden borçlanırken bile dolarla borçlanıyor. Çünkü güven yok. Dolayısıyla Türk lirasını kovdular, döviz gitti. Bunu bastırmak için kur korumalı mevduat. Şimdi şahıslar dolarlarını bozdurursa, bankaya koyarsa veyahut doğrudan Türk lirası yatırabiliyor. Kur korumalı mevduatın 23 Aralık`ta başladı. 20-23 Mart arası ilk ödemeleri oldu. Kur korumalı mevduatın yıllık bileşik faizi yüzde 107. Dünya böyle bir faizi Venezüella hariç görmüyor, bilmiyor yani. Dünya çift haneli enflasyonu da genel olarak bilmiyor.
RÜYA POLİTİKALARI YAPARAK BOZDUĞU İLİŞKİLERİ ÜLKENİN İTİBARINDAN VEREREK DÜZELTME GAYRETİ OLMAZ: Cemal Kaşıkçı`nın dosyalarını Suudi Arabistan`a gönderdik. Ve bağırdık yine ne dedi de tersi olmadı Sayın Erdoğan`ın… Rahip Brunson`dan tutun Kaşıkçı`nın şimdi dosyasını Suudi Arabistan`a verdik. Hani biz bunları tutacaktık. Hani adaletin gerçekleşmesine katkı sağlayacaktık. Dream politics, rüya politikaları yaparak bozduğu ilişkileri ülkenin itibarından vererek düzeltme gayreti olmaz. Gerçekten son derece mahcubiyet duyurucu bir şeydir. Bu anlamda bütün bunların sebebi de işte ekonomik ve toplumsal olarak geldiğimiz noktanın karşılığıdır.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ`ın, partisinin Cumhurbaşkanı adayı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş`ı işaret etmesi hakkındaki değerlendirmesi sorulan Tatlıoğlu şu açıklamayı yaptı:
“Biz CHP`yle birlikte bir Millet İttifakı`nın paydaşları olarak sürece devam ediyoruz…Temennimiz ortak bir adaydır. Sayın Genel Başkanımızın bunu gündeme getiren ilk siyasi lider olarak hem Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi ve de ortak adayı gündeme getiren siyasi liderdir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, CHP ve diğer dört parti tarafından bir ortak metin haline getirilmiş ve artık bu partilerin kendi programları haline gelmiştir.”
İYİ Parti Başkanlık Divanı`ndaki görev değişikliği sorulan Tatlıoğlu, “Bütün partilerde başkanlık divanları genel başkanların tasarrufundadır. Çünkü o yakın çalışma ekibidir. Görev almayanlar daha etkin olmayan bir yerde değiller. Başka konuda başka fonksiyonlar üstlenerek devam edecektir. Bizde Başkanlık Divanı`nda olmayıp da çok önemli görevler üstlenen milletvekili arkadaşlarımız var” diye konuştu.