“Türkiye’de hukuk her dönemde siyasi iktidarların baskı aracı olmuştur. Ama bu dönem kadar adaletin, hukukun yok edildiği hiç bir dönem olmamıştır.”sözlerinin ağırlığı ile röportajımıza başladığımız, 68 kuşağının önderlerinden olan ve bir çok kez yargılanan, cezaevlerinde başka hiçbir üyesinin olmadığı “Tek kişilik örgüt” nedeni ile yıllarca hapis yatan Sarp Kuray “12 Martları, 12 Eylülleri yaşadık, antidemokratik bir çok uygulamalarla, kurgulamalarla karşı karşıya kaldık. AKP döneminde görüldüğü kadar hukukun saf dışı bırakıldığı, belirli merkezlere bağlandığı ve yok edildiği bir dönem yaşamadık biz” diyerek, bu gün ülkede yaşanan adaletsizliğin boyutunu tamamen ortaya koymakta.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlatmış olduğu Adalet Yürüyüşüne de katılan ve adalet arayışının her aşamasında mutlaka bulunacağını belirten Sarp Kuray, “Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında güzel bir benzetme yaptı. “Gazi Paşa ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz, İleri’ dedi bende ‘İlk Hedefimiz Adalettir, İleri’ diyorum” dedi. Hakikaten adalet o derece yok olmuştur. Adalet her şeyin temelidir. O anlamda adaletle ilgili, hukukla ilgili, hakla ilgili atılan bütün adımları desteklerim. Hem adalet yürüyüşünde, hem de burada olmaktan gurur duyuyorum. Bundan sonrada böyle eylemlerin içinde olacağım” dedi.
“Asgari müşterekliğin ne olacağı konusunda Hayır Kampanyası bize gerekli deneyi vermiştir. Cumhuriyeti savunacağız, Aydınlanmayı savunacağız, Laikliği savunacağız. Gericiliğe teslim etmeyeceğiz bu ülkeyi.”
2019 seçimleri ve seçim süreci üzerine çok net örneği vardı Sarp Kuray’ın “Hayır Cephesi”. Yaşadığımız süreçte önümüzdeki en çarpıcı örnek referandum sürecinde hayır kampanyasının birleştirici gücü ve asgari müşterekte buluşulan “Hayır Cephesi”. Kuray; “Adına ne dersek diyelim, Geniş bir yelpaze içinde gericiliğe karşı bir cephe oluşmuştur. Bunu içinde sadece sosyal demokratlar, solcular yok. Bunun içinde Mhp’den kopan arkadaşlar var, eski doğru yolcu arkadaşlar var, bir sürü mütedeyyin vatandaşlar var. Bu geniş bir cephedir. Asgari müşterekte buluşulmuştur. Cumhuriyeti, aydınlanmayı koruma ekseninde kurulmuş bir cephedir. Bunun daha da derinleştirilmesi, bozulmaması gerekmektedir. Benim bunun daha da derinleşeceğine, zenginleşeceğine umudum var, görüyorum. Ve tüm faaliyetimle bende bu yönde sarf ediyorum. 2019’da mutlaka bizim muzafferimizle bitecektir. Buna inanıyorum.” diyerek umudu, umudun gücünü aşıladı bizlere. 68 kuşağının önemli değerlerinden Sarp Kuray, derinleştirmenin önemini bir çok kez dile getirdi. Azami programları dayatmadan asgari müşterekte yapılmış bu beraberliğin bozulmaması gerektiğinin önemini vurgulayan Kuray; “Asgari müşterekliğin ne olacağı konusunda Hayır Kampanyası bize gerekli deneyi vermiştir. Cumhuriyeti savunacağız, Aydınlanmayı savunacağız, Laikliği savunacağız. Gericiliğe teslim etmeyeceğiz bu ülkeyi.” sözü ile kararlı ve doğru duruşun adresini net bir şekilde ortaya koydu.
“Önümüzdeki adım bir devrim adımı mı? Yoksa politik devrim adımı mı? Şu net ki önümüzdeki adım devrim adımı değil. Politik devrim adımı. Demokrasiyi, kaybetmek üzere olduğumuz değerleri tekrar kazanma mücadelesi veriyoruz.”
Eylem ve söylem bütünlüğü olduğu takdirde halktan ciddi karşılık gören CHP’yi ve CHP’ye katılma sürecini de konuştuk Sarp Kuray’la. “CHP öyle lobilerle, otel odalarında kurulmuş bir parti değildir. Milli mücadelenin içinden çıkmış bir partidir.” Sözlerinin damga vurduğu konuşmamızda Sol kanada adeta mesaj veriyordu Sarp Kuray. “Şimdi ben şöyle düşündüm. Önümüzdeki adım bir devrim adımı mı? Yoksa politik devrim adımı mı? Diye bir soru sordum arkadaşlarla yaptığımız değerlendirmelerde. Şu net ki önümüzdeki adım devrim adımı değil. Politik devrim adımı. Demokrasiyi, kaybetmek üzere olduğumuz değerleri tekrar kazanma mücadelesi veriyoruz. Bir kere bundan şaşmamak lazım. İkincisi bizim devrimci gruplar ki bizim zamanımızda başladı bu gruplaşmalar. Sonunda da 60-70 parçaya kadar geldi. İkinci soruyu şöyle sordum: Bizim bu devrimci fraksiyonlar, gruplar Türkiye’nin bu karanlığını göğüsleyecek durumda mıdır? Göğüsleyecek durumda olmadığına da karar verdim. Tabi bu tamamen dışında oldukları anlamına gelmiyor, ben de böyle bir gruptan geliyorum. Ama biz yetmiyoruz. Bir yerde toplanmak gerekli dedim. Bizim CHP de toplanmamız 2019 hedefine yönelik bir toplanmadır. Biz devrimci insanlarız. 2019’u hedef olarak koyuyoruz. Ve gericiliğe yönelik yapılacak mücadelede 2019’u sınır koyup toplanma yeri olarak CHP’yi görüyorum.” Sarp Kuray’ın Milli Mücadelenin içinden çıkan Cumhuriyetin kurucu partisi Cumhuriyet Halk partisini adres olarak göstermesi işte tam da bu doğrultuda anlam kazanıyordu. “CHP öyle lobilerle, otel odalarında kurulmuş bir parti değildir. Milli mücadelenin içinden çıkmış bir partidir. İçinde güçlü Kuvayi Milliye damarı vardır. O damarın yavaş yavaş Cumhuriyeti koruma konusunda hareketlendiğini görüyorum. Bu tarz eylemlerin devam etmesi lazım. Eylem ile söylemin birleşmiş olması bütünlük sağlaması ki biz ona teori ile pratiğin birlikteliği diyorduk eskiden. Onun yapılması lazım.” Bu bağlamda Hayır kampanyasının başarısının ortada olduğunu bir kez daha yenileyen Kuray, hile ile durdurulmasının bu gerçeği yok edemeyeceğini de bir şekilde gözler önüne seriyordu. Adalet yürüyüşü içinde bir çok algı ve kanaat oluşturulmaya çalışıldığını da vurgulayarak bunun milyonların Maltepe’de buluşmasını engelleyemediğini ifade etti ve umudu bir kez daha şu sözleriyle ortaya koydu Sarp Kuray: “Bu gericiliği gerileteceğimiz konusunda inancım tam. Umutluyum.”
“CHP biraz hareketlendiğinde halk bunun karşılığını veriyor.”
Halkın içinden gelen, bir çok bedeller ödeyen, siyasi erklerin güdümünde hukuk ve adaletsizliğin keskin kılıcını bizzat yaşamış biri olarak Adalet Kurultayından ne beklemeliydik, ne sonuç çıkacaktı sorumuza da umut ve güç dolu cevabı vardı Sarp Kuray’ın. “Ben daha ziyade alanlardaki kardeşleşmeye önem veriyorum. Bir arada olmak, birlikte bir şeyler yapmaya çalışmak, birbirini tanımak. Buradan muazzam bir şey çıkmasını beklemek diye bir şey yok. Ama bunlar zincirin birer halkası, birbirine eklenerek gidiyor. Sanıyorum bu birbirine eklenerek giden halkalardan güzel bir şey çıkacak. CHP biraz hareketlendiğinde halk bunun karşılığını veriyor.”
“Memleket meselesi”
CHP adalet Kurultayını geride bıraktı ve önünde Genel Kurul süreci var. Kendi iç hesaplaşmalarının belki de dizaynının yapılacağı bir seçim sürecine gidiyor. Peki Sarp Kuray bu noktada neredeydi? Nerede duruyordu? Çok net cevabı vardı 2019’u hedef olarak ortaya koyan Sarp Kuray’ın: “Ben partideki gruplaşmalarla ilgilenmem katiyen. Benim öyle bir hedefim yok. Benim bir talebim de yok. Millet vekili olayım, oraya buraya bir şey olayım yok. Ben 2019’a memleket meselesi olarak bakıyorum. 2019’a kadar burayı toplanma yeri olarak görüyorum. Cumhuriyeti kuran bir partinin gayet güzel bir tabanı da var esasında bunu görüyorum. Ben tercihimi bu yönde yaptım, dışarıda da kalınabilinir, öyle de devam ettirilebilinir. Yeter ki asgari müşterekte birleşilsin, herkesin birleşmesi gerektiğini söylüyorum esasında. Zaten hayır kampanyasında bu birleşme oldu. Ve hileye zorladı bu iş. Tabi şimdi nerede eksik kalındı ne eksik yapıldı tekrar bunlar gözden geçirilerek 2019’a hazırlanmalı.” sözleri belki de kısa bir ders niteliğindeydi.
Adalet Kurultayından sonra yaşanacak süreci hep birlikte göreceğiz. Ama şu çok net ki Hak, Hukuk, Adalet her alanda savunacağımız, kendi yaşantımızda bile vazgeçmeyeceğimiz yolumuz olmalı. Ve her birimiz kendi iç savaşlarımızı, çıkarlarımızı, egolarımızı, davalarımızı bir kenara bırakıp, tek bir şeye odaklanmak zorundayız. Önümüzdeki süreç ve 2019 sadece ve sadece “Memleket Meselesi”
M.Gülşah Arslan
27.08.2017
Adalet Kurultayı / Kocadere Kamp Alanı
Çanakkale / Eceabat