28 Eylül 2024 Cumartesi


21:24   CHP GENEL BAŞKANı ÖZEL: "MEDAWAR ÖDÜLÜNE LAYıK GÖRÜLEN MEHMET HABERAL HOCAMıZı TEBRIK EDIYORUM"   18:36   KıLıÇDAROĞLU`NA ÇUBUK`TAKI LINÇ GIRIŞIMI: “YAKıN O EVI” DIYE BAĞıRAN SEVIM GÖLYERI`NE 5 YıL 10 AY HAPIS CEZASı   16:23   ÖZGÜR ÖZEL: “TÜRKEVI`NI TÜRGEV VE TÜGVA ILE ILIŞKILENDIRMEK BILGI EKSIKLIĞIDIR”   15:55   CHP GENEL BAŞKAN YARDıMCıLARı ZEYBEK VE KARABAT`TAN MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI`NE ZIYARET…   15:22   ASU KAYA`DAN SIYASI PARTILERIN KADıN KOLLARıNA ÇAĞRı   15:05   ÖZÇAĞDAŞ, BAKAN TEKIN`E SAYıŞTAY RAPORLARıNA YANSıYAN MESEM TESPITLERINI SORDU   14:59   BDDK`NıN KREDI KARTı KARARLARı YENI TARTıŞMALARA YOL AÇTı   14:43   DEPREMDE 96 KIŞININ ÖLDÜĞÜ ALPARGÜN APARTMANı DAVASıNDA KARAR ÇıKTı...   14:07   ALI MAHIR BAŞARıR: MEVZUATA UYAN ÖĞRETMENLERIMIZ DEĞIL, ONLARA CEZA KESENLER SORUŞTURULMALıDıR   13:52   CHP AKDENIZ İLÇE BAŞKANı SEMIH PALAMUT: "VAR GÜCÜMÜZLE ÇALıŞıYORUZ"   13:25   YENIŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı ÖZYIĞIT, CHP GENEL BAŞKAN YARDıMCıLARıNı AĞıRLADı   11:30   SERKAN SARı`DAN, BAKAN URALOĞLU`NA BALıKESIR HAVALIMANı TEPKISI   10:42   BAKANLıKTAN CHP`LI PAZAR BELEDIYESI`NE 1.3 MILYON CEZA...   10:16   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI`NIN TARıMSAL ÜRETIME DESTEĞI DEVAM EDIYOR   10:09   YANKı BAĞCıOĞLU: ``CUMHURBAŞKANı, GENÇ SUBAYLARıMıZı HEDEF GÖSTERMEK YERINE, ONLARı ÜLKEMIZIN GELECEĞI OLARAK GÖRÜP DESTEKLEMELI``   10:05   İTHAL ILAÇ PROBLEMI ARTıYOR, BEŞ ILAÇTAN BIRI BULUNAMıYOR... ANKARA ECZACı ODASı BAŞKANı ABBASOĞLU: HASTALAR ECZANE ECZANE GEZMEK DURUMUNDA KALıYOR   10:04   CHP LIDERI ÖZEL`DEN “TÜRKEVI” AÇıKLAMASı: “İKTIDARLAR GELIR GIDER, DEĞIŞIR AMA TÜRKIYE`NIN ORADAKI 50 YıLLıK EVI DEĞIŞMEZ”    09:34   ESENYURT KARDEŞ KÜLTÜRLER FESTIVALI`NIN TANıTıMı YAPıLDı… BAŞKAN ÖZER: “ŞIMDI KARDEŞLIK ZAMANı DIYEREK, BIRBIRIMIZI KUCAKLAYALıM”   22:44   DIL DEVRIMI`NIN 92`NCI YıLı KUTLANDı... ÇANKAYA BELEDIYE BAŞKANı GÜNER: "CHP`LI BELEDIYELER, DAHA DA GÜÇLÜ BIR ŞEKILDE DIL DEVRIMI`NE SAHIP ÇıKACAK"   22:03   FENERBAHÇE, UNION SAINT-GILLOISE`YI 2-1 MAĞLUP ETTI VE AVRUPA LIGI`NE GALIBIYETLE BAŞLADı  
 
     
   

Depremde Kaybettiği Oğlunun Anısını Enkazdan Çıkardığı Fotoğraflarla Yaşatıyor


Marmara depreminin üzerinden tam 22 yıl geçti. Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde yaşadığı evinde eşi ve üç çocuğuyla birlikte enkaz altında kalan ve en küçük oğlu Yusuf’u kaybeden Mustafa Alikılıç, oğlunun anısını enkazdan çıkardığı fotoğraflarla yaşatıyor.

 

Tarih : 17 Ağustos 2021 Salı 16:11   Okunma : 384

Marmara depreminin üzerinden tam 22 yıl geçti. Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde yaşadığı evinde eşi ve üç çocuğuyla birlikte enkaz altında kalan ve en küçük oğlu Yusuf’u kaybeden Mustafa Alikılıç, oğlunun anısını enkazdan çıkardığı fotoğraflarla yaşatıyor.

Marmara’da 17 Ağustos 1999 tarihinde saat 03:02’de meydana gelen 7,5 büyüklüğündeki depremde 17 bin 480 kişi hayatını kaybetmiş, 23 bin 781 kişi yaralanmış, 285 bin 211 ev ve 42 bin 902 işyeri hasar görmüştü.

Depreme eşi Semiha, çocukları Selman, Ömer Ali ve Yusuf ile birlikte Yenigün mahallesindeki Kurbanlar Sokak’ta yaşadığı evde yakalanan 62 yaşındaki Mustafa Alikılıç, deprem anı şöyle anlattı:

“BİNA ANINDA YIKILDI”

“Gece saat 01:00 civarı hava çok sıcaktı. Herkes bunu söylüyor zaten, yoğun bir sıcaklık vardı. Saat 01:00 gibi yattık. Çocuklar Selman, Ömer ve Yusuf ayrı bir odada, biz kendi odamızda uyuyorduk. Zaten o sarsıntıyla beraber uyandık. İlk sarsıntıda ev batıya yattı. Daha sonra doğuya yattı ve deprem bitti. Yeni Cami’de Kurbanlar Sokağı’nda 5 katlı binanın 2’nci katında oturuyorduk. Zaten bina anında yıkıldı.”

“CANLI GEL DE NASIL GELİRSEN GEL”

Büyük oğlu Selman’ın kendi imkanlarıyla enkazdan çıktığını ifade eden Alikılıç, şöyle devam etti:

“Farkında değil ama o dışarıya kendisi çıkmış. Nasıl çıktığını da ben de bilmiyorum. Ömer, Yusuf ve eşimle birlikte ben enkazdayız. Biz de hanımla beraber yan tarafta bir boşluk bulduk. O sırada hanımın omurgasına bir duvar vurmuş, kırıklar oluşmuş. Biz o zaman bunu bilmiyorduk ama kadın ağrılıydı. İte kaka bulduğum delikten onu çıkardım. Sonra Ömer ve Yusuf’u aramaya başladım. Bayağı seslendim, bir süre sonra Ömer’in sesi gelmeye başladı, ağlayarak. Ömer’in yerini biliyorum ama karanlık, duman, korku ve telaş var. Bir yer buldum kendime. Tam düz gidebileceğim, sürünebileceğim bir yer buldum. Sürünerek oraya kadar gittim. Gittiğim yer Ömer’in baş kısmına çıktı. Ömer’in bana elini uzatacak durumu yok. ‘Ömer elini uzat’ diyorum ama yapamaz, hatta şu anda bile yapamaz. Nasıl çıkaracağımı bilmiyorum. Mekan yok, dar yerdesin. Biraz daha ilerledim ve Ömer’i omzundan tutarak elini kavramaya çalıştım. Her yer enkaz, taş, mıcır, beton. O an aslında Ömer’de hiç yara bere yokmuş ama ben çekerken çocuğu bayağı bir hırpalamışım. Taşın ve enkazın arasında çekiyorum. Dedim ki, ‘Canlı gel de nasıl gelirsen gel. Dışarıda onları tamir ederiz’ çünkü kalıcı bir hasar olmayacağını biliyorum. Ömer’i çeke çeke dışarıya çıkardım. Geri geri gidiyorum çünkü bulunduğum yerde manevra gücün yok. Tünel gibi bir yerden içeriye girdim. Geri geri çıkmaktan başka bir çare yok. Sonrasında Ömer’i annesinin yanına indirdim ve onu da oraya yatırdım.”

“YUSUF O AN BİTMİŞ”

Oğlu Yusuf’u kurtarmak için bir kez daha enkaza girdiğini belirten Alikılıç, “Tekrar girdim enkaza ve Yusuf’u aramaya başladım. Aynı yerde olduklarını biliyorum ama ulaşamıyorum Yusuf’a. Aynı delikten tekrar girdim içeri. Ömer ile karşılıklı olarak yatıyordu. Yusuf’u bulduğumda vücudu boşta, bir kolon kafasına gelmiş. Yusuf’u kavradım ve seslendim fakat Yusuf ses vermedi. Konduramıyorsun, kaybettiğini de düşünmek istemiyorsun, almak da zorundayım oradan. Ne yapacağımı düşünüyorum ama bir türlü alamıyorum oradan. Vücudundan kavrıyorum ama kolon bana müsaade etmiyor. O an aklıma yastığını yırtmak geldi. Kendi imkanlarımla yastığını yırttım ve pamuğunu boşalttım. Aradaki mesafe boşalınca Yusuf’u yavaşça çektim ama Yusuf o anda bitmiş” dedi.

“FOTOĞRAFLARI BULUNCA OĞLUMU BULMUŞ KADAR SEVİNDİM”

Fotoğrafların insanların hayatında önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Alikılıç, duygularını şöyle ifade etti:

“Bizim evimiz başımıza yıkıldı. Enkazda kaldığımız için her şey gitti. Yangın da olunca ‘Her şeyimiz gitti, yandı’ dedik. Daha sonra bu fotoğrafları bulunca oğlumu bulmuş kadar sevindim. Bazı şeyler kıyıda köşede kalmış, yanmadan kurtulmuş. Fotoğraflardan bir tanesi makinenin içindeki karttaydı. Fotoğraf makinesini bulunca fotoğrafı bastırdık. Çok da mutlu olmuştum, en azından bir hatıramız kaldı diye.”

RAMİZ KAAN OKTAR






Paylaş :
Etiketler :  COVID-19, DEPREM, İZMİR, KORONAVİRÜS, PANDEMİ, MERSİN, MARMARA, DEPREMİ, SAKARYA, ADAPAZARI, 17 AĞUSTOS 1999, SAAT 03:02

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!






 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA