14 Mayıs 2024 Salı


16:51   MERSİN MİLLETVEKİLİ KIŞ, OTİZMLİ ÇOCUKLARIN VE AİLELERİNİN SESİ OLDU   16:34   CAN ATALAY`DAN SOMA İÇİN SİLİVRİ`DEN MEKTUP   15:58   MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİNİN YAŞAM ALANINDA "ELEKTRİK" TEHLİKESİ...    14:50   MSB: "PENÇE KİLİT OPERASYONU BÖLGESİNDE ÇOK SAYIDA SİLAH, MÜHİMMAT VE MALZEME ELE GEÇİRİLDİ"   13:51   TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ BAŞKAN ÜNEY: "ÜLKEMİZ CARİ SAĞLIK HARCAMALARINA OECD ÜLKELERİNE GÖRE EN DÜŞÜK PAY AYIRAN ÜLKEDİR"   13:20   ÖZGÜR ÖZEL SOMA`DA… “SOMA’DAKİ EN GARİBAN İNSANIN YÜZÜ GÜLMEDEN HİÇBİRİMİZİN YÜZÜ GÜLMEYECEK”   12:59   MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ`NDEN GÜLNAR`IN TANITIMINA DESTEK   12:34   ARZU ÇERKEZOĞLU: SOMA`DA 10 YILDIR ADALET YOK   12:15   SEZGİN TANRIKULU`NDAN 13 MAYIS`IN "MADEN İŞÇİSİNİN CAN GÜVENLİĞİ GÜNÜ" İLAN EDİLMESİ İÇİN KANUN TEKLİFİ   12:10   TARSUS’TA HAYVAN HAKLARI GÜNDEMDE: 1. SOKAK HAYVANLARI ÇALIŞTAYI İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI!   11:51   CHP MEZİTLİ İLÇE BAŞKANI YILMAZ’DAN EŞİTLİK VURGUSU   11:46   YENİŞEHİR BELEDİYESİNİN ATÖLYE TEMELLİ EĞİTİMLERİ DEVAM EDİYOR   11:17   ANNE VE BABALARA LGS UYARISI   09:57   9 İŞÇİNİN LİÇ YIĞINI ALTINDA KALDIĞI FACİANIN YAŞANDIĞI İLİÇ`TE İKİ KIZ KARDEŞ 90 GÜNDÜR BABALARINDAN GELECEK HABERİ BEKLİYOR   09:57   MERSİN BÜYÜKŞEHİR ŞEHİR TİYATROSU KURSİYERLERİ, İZLEYİCİ KARŞISINA ÇIKMAK İÇİN GÜN SAYIYOR   09:45   MEZİTLİ BELEDİYE BAŞKANI TUNCER`DEN KADIN ÜRETİCİ PAZARI`NA ‘ANNELER GÜNÜ` ZİYARETİ   09:44   301 MADENCİNİN YAŞAMINI YİTİRDİĞİ SOMA FACİASININ ÜZERİNDEN 10 YIL GEÇTİ...   16:22   BAŞKAN ÖZER, ESENYURTLU ANNELERLE BİR ARAYA GELDİ   16:21   CHP ÇORUM MİLLETVEKİLİ TAHTASIZ, ALPAGUT`TA EYLEM YAPAN İŞÇİLERE DESTEK VERDİ: "EMEKTEN ALINTERİNDEN YANAYIZ"   15:47   ZÜBEYDE HANIM, ANNELER GÜNÜ`NDE İZMİR`DE ANIT KABRİ BAŞINDA ANILDI  
 
     
 
 
image

Okunma : 314  Tarih : 3.09.2021  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan  Kara.

Birinci Sınıfa Giden Öğrenciniz mi Var?

  BİRİNCİ SINIFA GİDEN ÖĞRENCİNİZ Mİ VAR?
  İlkokul birinci sınıfa giden çocuğunuzun veya öğrencinizin olması sizi az ya da çok heyecanlandırır.
  Öğrencinin velisini ve öğretmeni, "birinci sınıf öğrencisinin bir an önce okuma ve yazmayı öğrenmesi" hedefine kilitlenir. Okul başlar başlamaz hemen öğrencilerin eline birer kalem ve birer defter verilir, silgiler de cabası.
 Genellikle bu uğurda başta öğrenciler herkes varını yoğunu ortaya koyar. Öğrencinin okur-yazar olmasıyla birlikte bir yandan öğrenci, bir yandan öğrenci velisi, bir yandan da sınıf öğretmeni mutluluktan uçmaya başlar.
  Oysa her insan okuma ve yazmayı öğrenir. Tıpkı yürümeyi, koşmayı, konuşmayı öğrendiği gibi. Üstelik yürümeyi, koşmayı, konuşmayı, okumayı ve yazmayı bir kez öğrenince unutmaz da. Öyleyse o yaştaki çocukları neden sıkboğaz ederiz?
  Dün sokakta oynayan çocuk bugün okula başlar. Biz de onu alır arada onar dakikalık teneffüsler vererek 6 kere 40 dakika sınıflara hapsederiz. Neden?
  Bunu sizin aklınız, mantığınız, vicdanınız kabul edebilir mi? Siz çocuk olmadınız mı? Bu ülkenin pedagogları, bu çocukların anne-babaları ve öğretmenleri neden isyan etmez?
  Bu çocuklara okula gelir gelmez bu kadar yükleneceğimize, en az 3 haftalık bir zaman diliminde, okuldaki davranışlarla ilgili gerekli alışkanlıklar kazandıramaz mıyız?
  Parmak kaldırıp konuşma, başkasının sözünü kesmeme, gürültü yapmama, tuvaletleri kullandıktan sonra gerekli temizliğe özen gösterme, okul kantininden alış-veriş yapma gibi birçok alışkanlığı bu uyum sürecinde kazandıramaz mıyız? Sayı kavramını, artmanın ve eksilmenin nasıl olduğunu sezdiremez miyiz?
  Doğru yanıt "EVET" olacak. Çünkü ben 6 kez birinci sınıf öğretmenliği yaptım. Bu söylediklerimi 4  kez uyguladım ve daha başarılı oldum.
  Birinci sınıftaki öğrenci, okula okuma-yazma öğrenmek için değil olumlu bir birey olma yolunda ilk adımını atsın diye kaydedilir.
  Bu yüzden birinci sınıf öğrencisine yaklaşırken çok dikkatli olmalıyız. Bildiğimiz her şeyi öğretemeyebiliriz. Yumurtanın iyisini bilmek farklı, yumurtlamak farklı şeylerdir. Evde yardımcı olurken onları, zamanla kendi kendine ders çalışma alışkanlığına doğru yönlendirmeliyiz.
  Öğrencilere evde yardımcı olurken, ayının yavrusuna balık yakalamayı öğrettiği gibi yardımcı olmaya ne dersiniz?
  İyi bir balık avcısı olan anne ayı, yavrusuyla birlikte dereye girip balıkları yakalamaya başlıyor. Yakaladığı balıkları önce öldürüp suya bırakarak yavrusunun yakalamasını sağlıyor. Daha sonraki seferlerde balığı biraz daha canlı bırakarak yavrusunu cesaretlendiriyor ve kendine güven duymasını sağlıyor.  En sonunda da yavrusuna balık vermekten vazgeçerek kendi yiyeceği balığı yakalamaya zorluyor. Ayı deyip geçmeyin...
  Çocuğumuz, okuma yazmayı öğrenince her şey bitmiyor. Okuma-yazma yalnızca bir başlangıç. Çocuğun okuduğunu anlaması için yardımcı olmazsak okuma-yazma öğrenmesi fazla bir işe yaramaz.
  Dakikada okuduğu sözcük sayısı öyle sanıldığı kadar önemli değildir. Önemli olan anlayarak okuması, okuduğu metin ile ilgili sorular sorması ve sorulara yanıt verebilmesidir.
 
Evde nasıl yardımcı olunacağı ile ilgili bir kaç örnek vermek istiyorum. Diyelim ki evde okuma-yazma çalışması yapıyoruz. Öncelikle yazacağımız metni öğrenciyle birlikte oluşturursak ilerde kompozisyon çalışmalarında daha başarılı olduğunu görürüz. Bu nedenle metin çalışması yapmaya başlarken aşağıda bulunan parantez içindeki soruları biz sormalı, daha sonra öğrencinin sormasına yardımcı olmalıyız. Unutmamalıyız ki; soru sormayı bilmeyen biri, soruları yanıtlarken zorlanır. Şöyle çalışabiliriz:
  Ali geldi. (Kim geldi?)
  Ali bize geldi. (Kim geldi? Ali nereye geldi?)
  Ali bugün bize geldi. (Kim geldi? Ali nereye geldi? Ali ne zaman geldi?) gibi
  Ayrıca evdeki çalışmalarımızda çocuğun yaşamında karşılaştığı şeyleri tanıtan yazılar yazmaya da özen göstermeliyiz. Söz gelimi "Elmayı tanıtan bir metin yazalım."  gibi.
  Bu çalışma sırasında sorular sormayı, karşılaştırmalar yapmayı, yorumlamayı da göz ardı etmemeliyiz. Unutmayalım ki soru sormayı bilmeyen biri soruları yanıtlarken, anlatmayı bilmeyen biri de anlatırken zorlanır.
  PROBLEM KURMAYI BİLMEYEN BİRİ DE PROBLEM ÇÖZERKEN ZORLANIR. ÖĞRENCİLERİMİZİN MATEMATİK DERSİNDEN BAŞARISIZ OLMALARININ EN BÜYÜK NEDENİ ÖĞRENCİLERE PROBLEM KURMA ALIŞKANLIĞI VERİLMEMESİDİR.(Bu konuyu, başka bir yazımda ele almak istiyorum.)
  Çocuklarımız nasıl ki düşe kalka yürümeyi öğrendiler ve başarılı birer yaya olarak yürüyorlarsa öğrenci olarak gelişmeleri de öyle olacaktır.
  Tıpkı yemek yapmak gibi, taşıt sürmek gibi, yüzmek gibi zamanla öğrenilecek şeyler bunlar.
  Lütfen, çocukların başarılı olmaları için desteğinizi, olumlu ve doğru yapın.  Yeter ki bilinçli bir şekilde ve sabırla destek olalım. Zaten gerisi kendiliğinden gelecektir.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 








 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA