15 Eylül 2024 Pazar


17:24   NARIN GÜRAN CINAYETI… TUTUKLANAN AMCA SALIM GÜRAN`ıN YENIDEN IFADESI ALıNACAK   17:09   TARSUS BELEDIYE BAŞKANı BOLTAÇ: “SÖZ VERDIĞIMIZ GIBI HALKıMıZıN VE ESNAFıMıZıN YANıNDAYıZ”    16:40   MEB, LGS`DE BIR SORUNUN MAHKEME KARARıYLA IPTAL EDILMESI ÜZERINE, PUANLARıN YENIDEN HESAPLANACAĞıNı DUYURDU   16:36   NARIN GÜRAN CINAYETI... GÜRAN AILESI NARIN`IN DAVASıNDA ``MÜŞTEKI`` OLAMAYACAK   16:26   MERSIN BÜYÜKŞEHIR`IN KURS MERKEZLERINDEN MEZUN OLAN ÖĞRENCILERDEN VAHAP SEÇER`E ZIYARET    16:21   CUMHURBAŞKANı ERDOĞAN: GEZI OLAYLARı SEBEBIYLE ÖZ ELEŞTIRI VERMESI GEREKENLER SOKAKLARı KARGAŞAYA BOĞANLARDıR   16:16   CHP`LI VELI AĞBABA: BAŞKA BIR ÜLKEDE OLSAYDı ULAŞTıRMA BAKANı AYNı GÜN ISTIFA EDERDI   15:58   NARIN GÜRAN CINAYETI... BABA ARIF GÜRAN: ``TÜRK HALKı BENIM KıZıMA SAHIP ÇıKMıŞTıR. DEVLET, KATILI ORTAYA ÇıKARACAKTıR``   14:07   VAHAP SEÇER, DİSK GENEL BAŞKANı ARZU ÇERKEZOĞLU ILE BIR ARAYA GELDI...   13:52   ÖMER FETHI GÜRER: "SÜT INEKLERI IÇIN TEHLIKE ÇANLARı ÇALıYOR"   13:47   ERHAN ADEM`DEN TARıM VE ORMAN BAKAN YARDıMCıSı GIZLIGIDER`E TEPKI   13:42   ÖZGÜR ÖZEL, AYŞENUR EZGI EYGI IÇIN DÜZENLENEN TÖRENE KATıLDı   13:24   ZEYNEL EMRE`DEN YASA TEKLIFI...   13:07   İBB MECLISI, ALDıĞı KARARLA CEMEVLERINI IBADETHANE KABUL ETTI   11:45   ZELIHA AKSAZ ŞAHBAZ: "SAMSUN ŞEHIR HASTANESINE GIDILIP GELINECEK HENÜZ YOL BILE YOK"   11:42   MERSIN BAROSU: "NIDA NUR NERGIZ DAVASıNDA KARARıN ÖRNEK OLACAĞıNA INANıYORUZ"   11:30   AKDENIZ BELEDIYELER BIRLIĞI ISTIŞARE TOPLANTıSı BURDUR`DA YAPıLDı: "KIMSEYI ÖTEKILEŞTIRMEDEN ÇALıŞACAĞıZ"   11:08   ÖZGÜR ÖZEL: "SAKARYA ZAFERI`NIN YıL DÖNÜMÜNDE KURUCUMUZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM MÜCADELE ARKADAŞLARıNı, ŞEHITLERIMIZI VE GAZILERIMIZI SAYGıYLA VE MINNETLE ANıYORUM"   11:03   ULAŞ KARASU, DHMİ`DEKI USULSÜZLÜK IDDIALARıNı MECLIS GÜNDEMINE TAŞıDı   10:30   NARIN GÜRAN CINAYETI… ANNE VE AĞABEY ``ÇOCUĞU KASTEN ÖLDÜRMEK`` SUÇUNDAN TUTUKLANDı  
 
     
 
 
image

Okunma : 189  Tarih : 14.07.2024  E-Mail : fatihberkil@hotmail.com

 
Ramazan  Kara.

15 Temmuz ve Düşündürdükleri

  15 TEMMUZ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
  Aşağıdaki yazıyı, 7 yıl önce yazmıştım. O günden bu yana değişen fazla bir şey olmayınca ve o gün yazdıklarım hala geçerli olunca, bir kez daha yayınlama gereği duydum.
  15 Temmuz darbe kalkışmasının üzerinden bir yıl geçti. Buna karşın biz, hala darbe tartışmaları yapıyoruz. Oysa bu tartışmalar yerine; şu dört konuyu anlamaya çalışmamız gerekirdi.
  Bir; bu toplum, artık darbe istemiyor. Bu nedenle, darbe yapmaya kalkışanlara gerekli dersi -fazlasıyla- verdi.
  İki; Türk Silahlı Kuvvetleri darbe istemiyor. Ordunun ezici bir çoğunluğu, darbe yapmaya kalkanların, etkisiz hale getirilmesi ve yakalanıp mahkemelerde hesap vermesi için her şeyi yaptı çünkü.
  Üç; yıllarca “İçerisinde Fetullahçı yapılanma olduğu” iddia edilen, polis teşkilatı, darbecilere karşı dik durarak, FETÖ sempatizanı değil ülkesine ve demokrasiye bağlı olduğunu gösterdi.
  Dört; halka, askere ve polise karşın siyasetçilerimiz -darbeye karşı olmakla birlikte- bu konuda beklenen birlikteliği gösterip tek vücut olamadı.
  Demokratik bir ülkede, milletvekilleri; demokrasinin her yönüyle oluşması için ne gerekiyorsa yapar.
  Buna karşın; bizim milletvekillerimizin bir kısmı, darbe konusunda “havanda su dövmek” dışında fazla bir şey yapmadı. Hatta kimi söylem ve eylemleriyle, bu konunun; -neredeyse- gündemde fazla tutulmamasını ister gibi tavırları olanlar bile oldu.
  Oysa milletvekillerimiz; darbeye kalkışanların, her yönüyle deşifre edilip yargılanarak hak ettikleri cezayı çekmeleri için -gerekiyorsa, yeni yasal düzenlemeler dahil- her şeyi yapmalıydı.
  Karşımızda, yıllar önce “Sızıntı” adlı bir dergiyle yola çıkarak, devlerin kilit noktalarına sızacağını gizleme gereği duymayan bir örgüt var.
  Bu örgüt, aynı zamanda; yıllarca Atatürk düşmanlığı yaptığı halde, darbe girişiminde bulunurken Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihandan Sulh” sözünü kullanacak kadar takiyyeci bir yapıya sahip.
  Çeşitli ifadelerden ve iddianamelerden öğrendiğimize göre; “İçki haram” dedikleri halde, kendilerini ele vermemek için içki içebilen, oruçluyken, örgüt üyesi olduğunu belli etmemek amacıyla orucunu bozabilecek kadar da takiyyeciler.
  Birçok hükumetle, içli dışlı olabilmelerinin nedeni de, bu takiyye sistemi olsa gerek.
  Öyle olmasaydı; cumhurbaşkanları ve başbakanlar çıkıp ”Kandırıldık” demezdi.
  Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, vali, kaymakam ve muhtar gibi devleti yönetenlerin yanında bürokratları ve sivil toplum kuruluşlarını da etkisi altına alan bir örgüt yapılanmasından söz ediyoruz.
  Profesörü etkileyen bir yapının öğrenciyi etkilemesi, bürokratı etkileyen bir yapının memuru etkilemesi, patronu etkileyen bir yapının işçiyi etkilemesi çok kolay olmuştur bence.
  17-25 Aralık sürecinden sonra, bu örgüte en çok karşı çıkan ve örgütü bitirmek için çalışanlardan biri o zaman başbakan, şu anda cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmuştur.
  Keşke sayın cumhurbaşkanı, bu karşı çıkma olayında; muhalefeti suçlayıcı bir dil kullanmak yerine, yanına almaya çalışsaydı.
  Böyle bir örgütle mücadele; yalnızca cumhurbaşkanı veya hükumetle değil Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tamamı başta olmak üzere hepimiz, yekvücut olursak yapılabilir çünkü.
  Bu yekvücut olma durumu, her terör örgütüne ve her çeşit terörist olaya karşı sağlanmalı ve kesin sonuç alınıncaya kadar da sürmeli.
  Terör, dünyanın en eski suçlarından biridir.
  Terör, insan olan herkesin yüreğini yakar, içini acıtır.
  Terör olaylarından sonra acı duymayanlar, terörü destekleyenler veya terörden beslenenlerdir.
  Terörün; ırkı, mezhebi, dini, imanı olmaz. Terörün, ancak ve yalnız yıkımı ve acısı olur.
  Terörü; ancak ve yalnız, toplumsal iş birliği ve akılcı çözüm yollarıyla yok edebiliriz.
  Terörü önlemede, en etkili yollardan biri de, istihbarat örgütlerinin; yeterli ve sistemli bilgi akışını sağlamalarıdır.
  15 Temmuz darbe kalkışmasında, istihbarat örgütlerimiz, -maalesef- yeterli bilgi toplayamamıştır.
  Darbe yapmaya kalkışanların, deşifre oldukları için; eylemlerini, gece yerine akşam saatlerinde gerçekleştirmeye çalışmaları, istihbarat örgütleri adına -bir bakıma- başarı sayılsa da, yetersizdir.
  Doğrusu; darbe kalkışmasına başlanmadan, eylemi yapacak olanların yakalanmasını ve yargılanmasını sağlayacak kadar sağlam bilgi ve delil toplamak olmalıydı.
  Bu açıdan bakınca ben, o günden sonra; MİT müsteşarı ve Genelkurmay Başkanının istifa etmesini beklerdim.
  Devleti yönetenler, istifaları reddedip aynı isimlerle çalışmayı sürdürme kararı alsalar bile -en azından- bir istifa dilekçesi verilmeliydi bence.
  Verilecek bir istifa dilekçesi bile, o makamlarda bulunanları rahatlatırdı çünkü.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 
 
  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz :

Güvenlik Kodu : Güvenlik Kodu
Kod :

 







  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA