31 Mart seçimlerinden bu yana iki yıl geçti.
İki yıldır kentimizde insanlar daha barışık, daha özgür, daha sakin, daha umutlu…
Bunu anlamak için üç beş kişinin bir arada olduğu ortamlara girmek ,onları dinlemek, gözlemlemek yeterli.
İnsanlar birbirlerini dinliyor, uygarca tartışabiliyor artık. Sen o partilisin, ben bu partiliyim yok bu kentte. Mersin ferahlamış durumda.
Başkan Vahap Seçer’in de istediği bu zaten. Ben, demiyor, “ biz “ diyor, biz oldukça, birlikte oldukça güzelleşir yarınlar diyor. Kentin başına dert olmaya değil, derman olmaya geldiği belli.
Belediyenin makineleri gece gündüz harıl harıl çalışıyor; sokaklar, caddeler, bulvarlar pırıl pırıl. Belediye otobüsleri vızır vızır; modern, temiz, ucuz.
Borcu bütçesinden fazla olan bir belediyeyi devralmış olmasına karşın nazım imar planı gibi, metro gibi büyük projelere imza atıyor. Belediye meclisinin bütün engellemelerine karşın yapıyor bunu.
İlçe belediye başkanları ve mahalle muhtarlarıyla mesai arkadaşı; baş başa, el ele, omuz omuza.
Hazırlıklı geldiği belli.
Yaşanabilir, daha güzel bir Mersin için daha neler yapılabilir düşü, düşüncesi içinde.
Gün yirmi dört saat Mersini düşünüyorum demesinin altında büyük bir sevda var aslında.
Kadrolarını oluşturmuş görünüyor. Cumhuriyetçi ,demokrat, laik ,liyakat sahibi ,Atatürkçü kişilerden oluşan bir kadro.
Çocuklara süt, öğrencilere burs, halk kart, alışveriş çeki; asfaltlama, ağaçlandırma…
Her şey olabildiğince şeffaf.
Meclisimizi izleyin diyor başkan; biz neler yapmak istiyoruz sizin için ve kimler bunları engellemeye
çalışıyor görün, bilin.
Arada bir de olsa Gogol amcaya sorun Büyük şehrin icraatlarını; tek tek anlatsın size …
Sessiz ve derinden…
Haksızlık, hukuksuzluk ,hırsızlık yok; iyilik, güzellik, insanlık var yapılanlarda.
Hiçbir şey göstermelik değil, ileriye dönük, hep bizim için, Mersin için.
Böyle gideceği kesin; özlenen Mersin’e adım adım.
Önümüzde daha çok uzun yıllar sevgili başkan; Mersinli başkanını buldu.
Dedim ya, bunu anlamak için üç beş kişinin bir araya geldiği ortamlara girmek, onları dinlemek, gözlemlemek yeterli.
Kolay gelsin.