Hayatın evrelerini anlamlı kılmak, düzeyli, onurlu ve üretken birer yurttaş olarak yaşama güç katmak insanın elinde.
Ya onurlu bir iz bırakarak barışa, kardeşliğe, dostluğa, kalkınmaya güç katacaksın. Ya da, kirletilmiş dünyanın birer figüranı olarak hiç var olmamış gibi yok olup gideceksin.
Üç günlük dünyada, onurlu, dürüst, üretken birer yurttaş gibi yaşamak dururken, ahlaksal çöküntü içinde öylesine kirlenerek yaşamak niye!
Yaşamı ilkel düşüncelere, kin, ihtiras ve egolara hapsetmenin insanlığa, barışa, huzura ne katkısı olabilir ki. Artık toplum olarak kendimize gelmeliyiz. Yaşamı yeniden yorumlamalıyız.
Sevginin, hoşgörünün, onurlu duruşun, düzeyli yaşamanın erdemini içselleştirmeliyiz. İç yolculuğumuza çıkarak ve kendimizi iyi tanıyarak insansı değerlerimizi ön plana çıkarmalıyız.
İnsansı değerlerimizi ön plana çıkarmalıyız ki, sadece bayramlarda değil, yaşamın her evresinde birbirini anlayan bireyler olarak, iyi ve güzel olan her şeyi yaşamımızla bütünleştirebilelim.
İnsansı değerlerimizi ön plana çıkarmalıyız ki, yaşamın ağır koşullarına rağmen irademizi, sabrımızı, hoşgörümüzü olabildiğince koruyarak geliştirebilelim.
İnsansı değerlerimizi ön plana çıkarmalıyız ki, adalet, hukuk, özgürlük, barış, huzur kavramlarının sosyal yaşamda karşılığı olabilsin…
Yönetenler bu değerleri es geçseler bile, toplumsal duyarlılıkla ve yurttaşlık bilinciyle bu sürece güç katabilelim…
Her günün bayram tadında olması umudu ve istenciyle, herkesin bayramını kutlarım…