Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: HAKAN KAYA
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer`in tutuklanmasının ardından görevden alınarak yerine kayyum atanmasının ardından bu sabah Esenyurt Belediyesi`nin CHP`li üyelerinin belediye binasına alınmaması ve belediye binasındaki “CHP Grup Toplantı Salonu” tabelasının indirilmesi üzerine gerginlik yaşandı. Engellemelere karşı direnen CHP yöneticileri, belediye karşısında açıklama yaptı. Sırasıyla CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Esenyurt Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Saadettin Yıldırım, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci ve CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın`ın konuştuğu basın açıklamasında Cumhur İttifakı`nın kayyum politikası kınandı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, şunları söyledi:
“Esenyurt`ta belediye binasının önünde Cumhuriyet Halk Partisi meclis grup toplantısını açık havada gerçekleştiriyoruz”
"Genel Başkan Yardımcımızla, Başkan Vekilimiz ile Yüksek Disiplin Kurulu Başkanımızla, milletvekillerimizle, Parti Meclis üyelerimizle, İstanbul`dan İl Gençlik Kolu ve Kadın Kolu Başkanımız ile birlikte Esenyurt`tayız. Bugün İstanbul`un 39 ilçesinde, belediye meclislerinde önce grup toplantıları ardından meclis toplantıları gerçekleşecek. Bugün Esenyurt`ta belediye meclis üyelerimiz, sabahın erken saatlerinde belediye içerisine girdiler, CHP Meclis Grup Salonu`na giriş yapmak istediler. İçeride toplantı salonun kapısı kilitlenmişti. Arkadaşlarımız toplantı salonuna alınmadılar. Bir grup arkadaşımız da dışarıdan belediye meclis üyeleri girmek istediklerinde onlarında içeriye girmeleri engellendi. Bunun üzerine milletvekillerimizle birlikte Esenyurt Belediye binasının önüne geldik. İçerideki belediye meclis üyeleri de tartaklanarak, üstleri başları yırtılarak, iki arkadaşımız darp edilerek belediye binasından kolluk kuvvetlerinin marifetiyle dışarıya atıldılar. Ve şu anda Esenyurt`ta belediye binasının önünde CHP meclis grup toplantısını açık havada gerçekleştiriyoruz.
“Millet iradesine bir darbe gerçekleştirilmiştir”
Öncelikle şunu ifade etmek isteriz. Bugünün burada açıkça bir suç işlenmiştir. İçerideki belediye meclis üyelerinin tartaklanarak belediye binasının dışına çıkartılmasıyla açıkça bir suç işlenmiştir. Dışarıdaki belediye meclis üyelerinin kolluk kuvvetlerinin marifetiyle kurulan bariyerlerle belediye binasından içeriye girmesini engelleyerek açıkça suç işlenmiştir. Ayrıca vergisini ödemek isteyen belediye hizmetinden faydalanmak isteyen vatandaşın kapı önünden belediye içerisine girmesi engellenerek açıkça suç işlenmiştir. Dokunulmazlığı olan milletvekillerinin belediye binasından içeriye girmesi engellenerek açıkça suç işlenmiştir. Bu suçu işleyenler hakkında partimizin ilgili kurumları gerekli suç duyurusunda bulunacaktır. Şunu da ifade etmek isteriz. 30 Ekim günü İstanbul`da sabahın saat altısında bir şafak operasyonuyla millet iradesine bir darbe gerçekleştirilmiştir. Esenyurt`ta her iki kişiden birbirini oyunu alan Esenyurt`un seçilmiş belediye başkanı Profesör Doktor Ahmet Özer sabahın altısında evinden gözaltına alınarak sonrasında tutuklanarak yerine bir kayyum atanmıştır. Bu gerçekleştirilen süreç milletin iradesine, seçmen iradesine bir darbedir.
“Türkiye`nin demokrasisine her gün geriye götürüyor"
Biraz sonra sürecin hukuki boyutlarıyla ilgili geniş değerlendirmeyi seçim ve hukuk işlerinden sorumlu başkan yardımcımız Gül Çiftci yapacak. Sonrasında siyasi süreçle ilgili değerlendirmeyi Meclis Grup Başkan Vekilimiz Gökhan Günaydın paylaşacak ve öncesinde Esenyurt Meclis Grup Başkan Vekilimiz bugün İstanbul`un 39 ilçesinde belediye meclislerinde okunacak bir basın açıklaması metni bir bildiriyi az sonra toplantımızın gündem maddesi olarak sizlerle paylaşacaklar. 21`inci yüzyıldayız. 2024 dünyasında 2024 Türkiye`sinde Esenyurt halkının iradesiyle seçilmiş belediye meclis üyeleri yasalarla denetleme yetkisi olan belediye meclis üyeleri, belediyenin istedikleri herhangi bir alanına denetleme yetkisi olan ve bu yetkiyi milletten almış olan, Esenyurt halkından almış olan belediye meclis üyeleri kendilerine hiçbir tebligat yapılmamış, görevlerinin sonlandığına dair hiçbir bildirim yapılmamış belediye meclis üyeleri, 2024 Türkiye`sinde bu koşullarda bir grup toplantısı yapmak zorunda kalıyorlar. Türkiye`de 20 yılı aşkın dönemde Türkiye`yi yöneten siyasi iktidar halkı yoksulluğa, sefalete sürüklediği gibi, Türkiye`nin demokrasisine her gün geriye götürüyor.
"Erken seçimde milletimiz bu otoriter düzene karşı bir demokrasi dersini tekrar verecektir"
Türkiye`yi Orta Çağ karanlığına doğru sürüklüyor. İşte seçilmiş belediye meclis üyelerinin bu toplantıyı belediye binası içerisindeki CHP grup salonunda değil burada bu koşullarda yapıyor olması Türkiye demokrasisinin 2024 tarihinde nereye geldiğinin nereye getirildiğinin en açık göstergesidir. Son olarak şunu ifade etmek isterim. Türkiye`nin yurttaşlarını açlık, yoksulluk ve sefalete sürükleyenler anayasayı her gün ayaklar altına alanlar Türkiye demokrasisini zedeleyenler, Türkiye demokrasisini geriye götürenler şunu iyi bilmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi buradadır Cumhuriyet Halk Partisi bu otoriter düzene karşı halkımızla, milletimizle birlikte mücadeleye devam edecektir. Nasıl 2019`da o otoriter yönetim anlayışına karşı vatandaşımız bir demokrasi dersi verdiyse nasıl 2024`de bir demokrasi dersi verdiyse ilk seçimde erken seçimde Türkiye Cumhuriyeti halkı milletimiz bu otoriter düzene karşı bir demokrasi dersini tekrar verecektir."
Esenyurt Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Saadettin Yıldırım, Ahmet Özer`in tutuklanmasına karşı İstanbul`un 39 ilçe belediye meclisinde okunacak olan metni açıkladı. Metinde şu ifadeler yer aldı:
"Halkın iradesini yok sayan bu kararı reddediyoruz"
“Esenyurt belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer`in hukuki hiçbir izahı olmayan uyduruk gerekçelerle tutuklanması ve yerine seçmenden hiçbir yetki almamış hukuksuz bir kayyumun atanması devletimiz ve milletimiz adına utanç verici bir seçmen iradesi gasbıdır. İktidarın bu tutumu demokrasinin halk iradesinin ve hukuk düzeninin çiğnenmesinden başka bir şey değildir. Devletin verdiği temiz kağıdıyla aday gösterilen adli sicil kaydı bile olmayan Esenyurtluların helal oylarıyla seçilen belediye başkanımıza reva görülen ve halkın iradesini yok sayan bu kararı reddediyoruz. Siyasi iktidarın yargıyı istediği gibi kullanarak kendi çıkarlarına göre hukuk dışı süreçler işletmesini asla kabul etmiyoruz. Kapalı kapılar ardında toplumsal birlik ve bütünlüğümüze siyasi kumpas operasyonlarıyla müdahale etmek isteyenlere karşı çok kuvvetli bir mücadele sergileyeceğiz.
"Türkiye`nin en büyük ilçesinin Esenyurt`un, seçilmiş belediye başkanlığı siyasi bir kararla hapse atma pervasızlığını göstermiştir"
Ahlaksız, hukuksuz ve gayrimeşru baskılara asla boyun eğmeyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye`nin birinci partisidir. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde halkın büyük desteğini kazanarak işbaşına gelen Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri demokratik yollardan yönetime gelmiş ve yetkisini yalnızca ve yalnızca milletten almıştır. Ancak bugün halkın sandıktan çıkan iradesini yok sayan bu siyasi operasyonlarla halk iradesi gasp edilmekte halkımızın seçme ve seçilme hakkı ayaklar altına alınmaktadır. Hiçbir hukuki gerekçe olmamasına rağmen şafak operasyonları yapılması daha mahkeme kararı vermeden iktidar medyasında karar yayınlanması, daha atanmadan kayyum isminin haberlere konu olması, ne istediniz de vermedik denilen zamanlardan kalma yöntemlerle iş yapma alışkanlığının devamı olduğunu gözler önüne sermektedir. Öyle ki Abdullah Öcalan`ın meclise getirilmesi yönüne çağrı yapan iktidar eski ortaklarından kalma ilhamla hayata geçirilen bir şekilde Türkiye`nin en büyük ilçesinin Esenyurt`un, seçilmiş belediye başkanlığı siyasi bir kararla hapse atma pervasızlığını göstermiştir.
"Esenyurt halkının hizmetlere erişme hakkını gaspına asla göz yummayacaktır"
Bununla birlikte soruşturma ve tutuklama süreci acil yargılanmaya savunma hakkını ve tutuklama gerekçelerini düzenleyen birçok mevzuat kurallarına uyulmaksızın gerçekleştirilmiştir. Ev sahibi, milleti kiracı zanneden, halkıyla didişen, seçmenin iradesine saygı duymayan bu iktidar artık büyük kredisini tüketmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi Esenyurt`ta gözünü kırpmadan kayyumun takipçisi olacak. Her kararın, her uygulamanın, gayrimeşruluğunu teşhir edecektir. Bununla birlikte Esenyurt halkının hizmetlere erişme hakkını gasbına asla göz yummayacaktır. Esenyurt halkıyla görülmemiş bir millet dayanışması gösterecektir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak her türlü baskıya ve hukuksuzluğa karşı halkımızın bir iradesini savunmaya, demokrasiyi korumaya kararlıyız. Halkın iradesini çiğneyen siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Bu ülkenin seçilmişlerine karşı yürüttüğünüz hukuk dışı operasyonlar vatandaşlarımızın Cumhuriyete ve Demokrasiye olan bağlılığına gölge düşüremeyecektir. Bu, hukuksuzluk sona erene kadar halk iradesini korumak için meydanlarda, yargı önünde ve tüm demokratik platformlarda sesimizi büyüteceğiz. Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir.”
CHP Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Gül Çiftci de “Bugün İstanbul`un 38 ilçesinde İstanbullu seçmene, İstanbullu yurttaşa hizmet etmek için bütün belediye meclisleri toplanmış iken maalesef Esenyurt`ta 30 Ekim tarihiyle başlayan bir süreçte bugün Esenyurt Meclisi`de toplanması gerekirken ve Esenyurt`ta hizmet kararları alınması gerekirken bugün Cumhuriyet Halk Partisi`nin seçilmiş meclis üyeleri, Esenyurt binasına alınmaksızın haklarında bir idari işlem olmaksızın o binanın içine sokulmadan, binanın içerisine darp edilerek grup toplantısını burada yapmak zorunda bırakılmışlardır" dedi. Çiftci şöyle devam etti:
"Esenyurtlulardan vadettiğimiz bütün projeler hayata geçecektir"
"Meclis üyelerinin binaya sokulmaması maalesef Türkiye demokrasi için bir utanç tablosudur. Tarih bunu utanç sayfası olarak bu şekilde yazacaktır. Öncelikle belirtmek isteriz ki Esenyurt`un iki seçmeninden birinin oyunu alarak yüzde 49 oyla seçilmiş sayın Ahmet Özer`in bütün Esenyurtlu hemşehrilerine selam ve saygılarını getirdim sizlere. Bir önceki gün kendim dün iki parti meclis üyemiz bugün Yüksek Disiplin Kurulu üyelerimi hepsi Ahmet Özer`i ziyarete Silivri`ye gidiyor. Ahmet Özer şunu görmek istiyor. Bütün meclis üyelerimizden ve Esenyurtlulardan vadettiğimiz bütün projeler hayata geçecektir. Bunları da takip etmeye devam edeceğizdir demiştir. Bu mesajı bu şekilde ileteyim.
"İddia edilen 145 sayfalık bir metin suç unsuru olarak sayılmıştır. Bu metin oraya kim tarafından konulmuştur? Kim tarafından yazılmıştır?"
30 Ekim saat 05.48 sularında eş zamanlı olarak hem Esenyurt Belediyesi`ne hem de Sayın Ahmet Özer`in evine bir şafak operasyonuyla baskın yapılmıştır. Maalesef geçmiş tecrübelerimiz, geçmiş travmalarımız bu yapılmış baskınla tekrar tetiklenmiştir. Bu baskın nasıl gerçekleşti? Sayın Ahmet Özer yatağında uyurken eşi tarafından kapının açılması üzerine eşinin uyandırılmasını talep etmemişler polis memurları Ahmet Özer`i yatağından derdest ederek kaldırmışlardır. Yine Esenyurt Belediyesi`nde yapılan aramada, seçilmiş meclis üyesi, avukat kimliğine sahip belediye başkan yardımcımız sayın Oktay Kılıç`ın burada hazır olmasına rağmen kolluk kuvvetleri tarafından kapı üzerine kilitlenmiş, içeriye alınmamış belediye binası içerisinde yapılan aramada kanunen zorunlu olmasına rağmen bir avukat bulundurulmamıştır. Buradan bütün Esenyurtluların da bilmesini isteriz ki bunlar geçmiş FETÖ taktikleridir. Sayın Ahmet Özer`in yargılandığı Sayın Ahmet Özer`in suç isnadı olarak üzerine atıldığı iki husus vardır. Özellikle bilinmesini isteriz çünkü bunların hepsi geçmiş FETÖ tecrübesidir. İddia edilen 145 sayfa makam odasında bulunduğu iddia edilen 145 sayfalık bir metin suç unsuru olarak sayılmıştır. Bu metin oraya kim tarafından konulmuştur? Kim tarafından yazılmıştır? Kim getirmiştir? Tarafımızca bilinmemektedir. Buna bir tutanak tutulmamıştır ve orada bir avukat bulunmaması sebebiyle geçmişte yapıldığı gibi, bir delil üretilmiş olabilir, bir başkası tarafından da konulmuş olabilir. Buna ilişkin itirazlarımız devam etmektedir.
"İnsani amaçla başsağlığı dilemek amacıyla açmış olduğu bir telefon görüşmesinden yargılanmaktadır"
Yine aynı şekilde gerek belediye binasından gerekse evinden alınan dijital materyallerde, imaj kaygı, avukat nezaretinde alınmamış, el konulmuş ve hali hazırda bugün itibariyle tarafımıza yedekleri verilmemiştir. Hepimizin aklında şu şüphe vardır. Çünkü Türkiye geçmişte bunların hepsini yaşamış bir ülke. Bu dijital materyallerin içerisine birileri tarafından herhangi bir şey yüklenmiş midir? Yine esasa ilişkin olarak Sayın Ahmet Özer`in hızlandırılmış bir ifade alınma süreciyle daha biz hakim karşısına çıkmadan, adliye önünde il başkanımızla, milletvekillerimizle beklerken Ahmet Özer`in tutuklandığını Esenyurt Belediyesi`ne kayyum atandığını yandaş basın organlarından okuduk, gördük, duyduk. Ancak bunlar konuşulduğunda biz halihazırda herhangi bir ifade vermemiştik ve herhangi bir hukuki karar yok. Yine esasa ilişkin bilinmesini istediğimiz diğer hususlardan bir tanesi de şudur. Az önce grup başkan vekilimiz aktardı Ahmet Özer, 10 yıl 12 yıl önce tamamen insani amaçla başsağlığı dilemek amacıyla açmış olduğu bir telefon görüşmesinden yargılanmaktadır.
"Esenyurt Belediyesi`ne bu zalimlerin elinden korumaya da devam edeceğiz”
Bugün bu ülkenin seçilmişleri olarak her gün hepimiz binlerce yüzlerce başsağlığı telefonu açıyor, binlerce, yüzlerce cenazeye katılıyoruz. İnsani bir cümlenin suç unsuru sayıldığı tek ülke Türkiye`dir. Yine geçmişte milletvekilliği yapmış bir kişiyle iktidar partisinin yakını, iktidar partisinin yandaşlarının fotoğrafları olmasına rağmen Sayın Ahmet Özer 12 yıl önce iki kere telefon görüşmesi yaptı diye bir terör suçlamasına karşıyadır. Ancak bu anlattıklarının kapsamında bugün yaşananların kapsamında hep birlikte görüyoruz ki maalesef ve maalesef Sayın Ahmet Özer`e bugün burada bulunan belediye meclis üyelerimize bir terör yaftası vurulmaya çalışılmaktadır. Ama asıl amaç hepiniz görüyorsunuz bariyerlerden Esenyurt Belediyesi`ne el koymaktır. Esenyurt Belediyesi`ne el koymak için kişileri kötüleyerek. Kişilere terör suçlaması yaftasında bulunarak yapılmış olan bir iddianın ortaya atılmış olan bir iddianın gerçek olmadığını biz bugün burada hep birlikte görüyoruz. Bundan sonraki sürece ilişkin olarak bilinmesini istediğimiz bir husus da şudur ki Ahmet Özer`in tutukluluğuna olan itirazımızı bugün gün içerisinde gerçekleştireceğiz. Yine aynı şekilde burada haksız ve hukuksuz olarak oturan kayyumun idari işlemine karşı, idari davamızı açacağız. Hukuk devletinin üstünlüğünü savunmaya, hukuk devletine olan inancımızı korumaya devam edeceğiz ve adalet tecelli edene kadar burada Esenyurt Belediyesine bu zalimlerin elinden korumaya da devam edeceğiz.”
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise şunları söyledi:
“Bir marifetmiş gibi Esenyurt Belediye Başkanı koltuğundan poz vermek”
"Esenyurt Belediye Meclis toplantısını yapıyoruz. Tam karşımızda Esenyurt Belediye binası var. Belediye ile aramızda onlarca polis ve bariyerler var. Şu anda Esenyurt Belediyesi`ne, Esenyurt Belediyemizin seçilmiş Cumhuriyet Halk Partili belediye meclis üyeleri alınmıyor. Peki kim var orada. Orada atanmış Beyoğlu Kaymakamı var. Beyoğlu Kaymakamını hatırlıyorsunuz değil mi arkadaşlar? Daha bir ay evvel Beyoğlu Belediyesi`nin önünden elinden belediyenin hizmet binasını zorla tahliye ettirmeye kalkışan Kaymakam. 12 saat içerisinde vali yardımcısı yapıldı ve şimdi orada kayyum olarak oturuyor. İlk yaptığı iş nedir? Bir marifetmiş gibi Esenyurt Belediye Başkanı koltuğundan poz vermek. Ben sana söylüyorum kaymakam. O koltuktan seni kaldıracağız.
"Hep beraber gidecekler"
Ey Kaymakam seni oraya kim gönderdi? Seni oraya İçişleri Bakanı gönderdi. İçişleri Bakanı da bir ara İstanbul Belediye Başkanlığı`na kayyum olarak atanmıştı. Hatırlıyor musunuz? Sayın Recep Tayyip Erdoğan gönderdi onu. İçişleri Bakanı Recep Tayyip ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da bir dönem İstanbul Belediye Meclisinden almadığı yetkiyle, milletten almadığı yetkiyle kayyum olarak atanmış ve İstanbul Belediyesi`ne oturmuştu. O da oradan poz vermişti. Bir şey daha yapmıştı, hatırlıyor musunuz? Turhal`da, Tokat`ın Turhal ilçesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün vatandaşa büyük bir saygıyla ve dikkatle dinleyen fotoğrafını belediye duvarından indirip depoya kaldırmışlardı. Sonra o fotoğraf geri geldi Ali Yerlikaya gitti. Hep beraber gidecekler arkadaşlar.
"Meclis`te milletvekili olan Hüseyin Yayman, geçmişte Meclis Başkan Vekili olan Ayşenur Bahçekapılı Brüksel`de beraber fotoğraf veriyorlar"
Arkadaşlar biz burada bir belediye meclis toplantısı yapıyoruz ifade ettik. İstanbul`un 39 ilçesi var. Bu 39 ilçesinin 38`inde belediyelerin önce grup toplantısı yapıldı. Arkasından da meclis toplantıları şu saatte halen yapılıyor. İstisnası ne? İstisnası Esenyurt`tur. Peki Esenyurt`un 28 seçilmiş Cumhuriyet Halk Partili belediye meclis üyesi burada. 14 AKP meclis üyesi nerede? Onlar içeride. Üç MHP belediye meclis üyesi nerede? Onlar da içeride. Demek ki iktidar kendi partisine mensup olan olan belediye meclis üyelerine kapıyı açıyor. 28 Cumhuriyet Halk Partisi belediye meclis üyesini zor kullanarak kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin dışına taşmaları suretiyle dışarıya çıkmalarını sağlıyor. Bu hukuksuzluğun hesabını onlara mutlaka soracağız. İfade edelim sevgili Gül Çiftci arkadaşım söyledi. Ahmet Özer`e terörist muamelesi yapıyorlar. Neymiş? Ahmet Özer, Remzi Kartal ile 2015 yılında yani bundan tam 39 yıl evvel yalnızca iki gün 29 ve 30 Ağustos tarihlerinde telefonla konuşmuş. Ya senin şu anda Meclis`te milletvekili olan Hüseyin Yayman, geçmişte Meclis Başkan Vekili olan Ayşenur Bahçekapılı Brüksel`de beraber fotoğraf veriyorlar. Onlar terörist olmuyor da Ahmet Özer mi oluyor.
"AKP`yi küçük ortağa ile beraber defetmemizdir. Gene yapacağız, gene yapacağız"
Ahmet Özer`in geriye yönelik 12 yıllık kaydını almışlar. Savcılık kaydında deniyor ki adli işlem 694 kişiyle telefon görüşmesi var. Şu anda bana bir icra işlemi yapılsa ben de adli işleme muhatap olmuş olurum. Sorduk ne demek adli işlem? Bunlardan kaçı hükümlü. Arkadaşlar nihayet tutuklama müzekkeresinde gördük. Bu 694 kişiden 47`si hükümlü. Peki ben size soruyorum. Dışarıda bir ile telefonla konuşuyorsunuz. O adam beş yıl sonra suç işleyecek. Sekiz yıl sonra da bu suçtan dolayı cezaevine girecek. Bilmeniz mümkün mü? Mümkün mü? 12 yıl evvel yaptığı telefon görüşmelerinden dolayı insan terörist muamelesi görür de içeriye atılır mı? Veya kendisinin bulunmadığı bir ortamda adı geçtiği için terörist denir mi? Ahmet Özer`i tanıyoruz. Ahmet Özer lafını, sözünü esirgeyen insan değil kırka yakın kitap yazmış. Yüzlerce makaleleri olan bir insan ve bu insan 31 Mart`ta 2024`de Esenyurt`un yurttaşlarının yarısının iradesini alarak seçildi. Ve onun suçlu olmasını Cumhur İttifakı nezdinde gerekli kılan şey işte buradan tıpkı 2019`da olduğu gibi 2024`de de AKP`yi küçük ortağa ile beraber def etmemizdir. Gene yapacağız, gene yapacağız
"Milletin iradesine gasp girişiminiz yine sandıktan dönecek"
Sevgili arkadaşlar, hukukun arkasına sığınıyorlar. Diyorlar ki 2016 tarihli bir KHK var. Ne olmuştu 2016`da? Bir darbe olmuştu. O darbeyi kim yapmıştı. Beslediğiniz, büyüttüğünüz ortaklarınız doğru mu? Yani darbe kendi içinizde yapılmış bir darbeydi. Sonra OHAL KHK`ları çıkarttınız. Dediniz ki terör nedeniyle soruşturma olursa belediye başkanını görevden alırım. O takdirde diyorsunuz ki belediye meclis üyelerinin kendi içinden seçim yaptırmam. Dışarıdan atıma yaparım. Ben burada soruyorum. Karşımda 28 tane Cumhuriyet Halk Partili belediye meclis üyesi var. Hakkımızda herhangi bir yürüyen soruşturma var mı arkadaşlar? Bırakın terör suçunu adi bir suçtan dolayı soruşturma kavuşturma geçiriyormusunuz? Hiçbirisi dedi yok. Tertemiz arkadaşlar seçilmiş arkadaşlar. Dertleri ne? Çünkü bu arkadaşlar Cumhuriyet Halk Partisi`ni temsil ediyor. Bu arkadaşlar AKP MHP`nin faşizmine geçit yok diyorlar. Ben söyleyeyim milletin iradesine gasp girişiminiz yine sandıktan dönecek.
"Sizi göndereceğiz bu memleketten"
Cumhuriyet Halk Partisi sadece. Kendi derdiyle dertlenen bir parti değildir. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye`nin kurucu partisidir. Bugün de Cumhuriyet`i yeniden inşa etmenin görevli görevi üzerine düşen bir partidir. Bu sabah uyandık. Neyle uyandık? Mardin`e, Batman`a ve Halfeti`ye de aynı şekilde bir kayyum atamışlar. Ya bir Ekim`de Devlet Bahçeli değil miydi el uzatan. Arkasından grup toplantısında değil miydi söyleyenler. İmralı`dan deme bir yol uzansın demediler mi? Bu insanların tamamı 31 Mart`ta seçilmedi mi? Hukuki durumda değişen ne var? Orta Doğu`da değişen ne var? İsrail bize tehdit olmaktan, sözde tehdit olmaktan vaz mı geçti? İç cepheyi kuvvetlendirmekten vaz mı geçtiniz? Biz bunların bunların bu taktiklerin hepsini biliyoruz. Siz bunların tamamını 2019`da denediniz. 2019`da da İstanbul`da bu taktikleriniz nedeniyle on üç bin olan fark haziranda sekiz yüz bine çıktı 2024`ün martında da bir milyon yüz bine çıktı. Nereye kaçacaksanız oraya kadar sizi kovalayacağız. O saatte bu milletin önüne mutlaka getireceğiz ve bu sefer iki milyon fark var. Sizi göndereceğiz bu memleketten"