ESMA TURAN
(MUĞLA) - Menteşe Kadın Platformu üyeleri, tartıştığı eşi tarafından bıçaklanarak öldürülen Senem Kıvrık cinayetini protesto etti. Platform adına konuşan Aslı Ercan, “Senem daha önce fail tarafından şiddete uğramış, bu nedenle uzaklaştırma kararı aldırmış ve şehir değiştirmişti. Ataerkil zihniyet bir kez daha bağıra bağıra gelen kadın cinayetine sessiz kaldı” dedi.
Muğla`nın Menteşe ilçesinde bulunan Sınırsızlık Meydanı`nda bir araya gelen kadınlar, "Acımız da büyük, İsyanımız da. Hesap vereceksiniz" yazılı pankart açtı. Ellerinde, "Özgürce ve inatla şiddet zincirini kıracağız" yazılı dövizler taşıyan kadınlar, "Katledilen kadınlar isyanımızdır", "Erkek adalet değil gerçek adalet" sloganları attı.
Kadınlara, Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal`da destek verdi. Grup adına basın açıklamasını okuyan Aslı Ercan, Senem Kıvrık`ın daha önce fail tarafından şiddete uğradığını, bu nedenle uzaklaştırma kararı aldırıp şehir değiştirdiğini belirtti.
Ercan açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Senem daha önce fail tarafından şiddete uğramış, bu nedenle uzaklaştırma kararı aldırmış ve şehir değiştirmişti. Ataerkil zihniyet bir kez daha bağıra bağıra gelen kadın cinayetine sessiz kaldı. Gereken tedbirler yine alınmadı ve Senem artık aramızda değil. Kadınların yakılarak, bıçaklanarak, boğularak vahşice katledildiği orta çağ zihniyeti Pınar`da, Hanife`de, Güleda`da, Emine`de Zeynep`te de daha yüzlercesinde ve bugün de Senem`de tüm vahşetini çağımıza taşıyor. İlimizde yaşanan bu son vahşet dahil hiçbir kadın cinayeti münferit bir olay değildir. Kadına yönelen şiddet her geçen gün artarak devam etmektedir. Kadına yönelen şiddetin temelinde sağ muhafazakar iktidarların; baskı mekanizmalarını tümüyle seferber ederek kadın kazanımlarını zayıflatmaya, kadınları eve mahkum etmeye ve kamusal alanda iradesizleştirmeye dönük politikaları yatmaktadır."
Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz
İstanbul Sözleşmesi iktidar tarafından bir gecede feshedildi. AKP bu yolla erkek şiddetini ve erkek egemen zihniyeti değiştirme yükümlülüğünü almayacağını açıktan duyurmuş oldu. Şimdi de 6284 sayılı yasayı tartışmaya açarak eril yargının nicedir süren cezasızlık politikalarını meşrulaştırıyor. Erkek şiddeti cezasız bırakılırken kendi hayatlarını savunan kadınlar oldukça ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor. Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz. Sözleşme yeniden yürürlüğe girene, gereği yerine getirilene ve 6284 sayılı yasa etkin bir biçimde uygulanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadın düşmanlığında ortaklaşan, ‘yalnız yaşayan kadınları sahiplendirmekten` bahseden, çocuk istismarını meşrulaştıran ve ülkemizi ortaçağ karanlığına gömmeye çalışan bu gerici ve ataerkil zihniyeti, kadınlar eşitlik ve özgürlük mücadelesini yükselterek, dayanışma ve iradeyle değiştirecektir. Biz kadınlar buradayız, vardık, var olacağız. Hayatlarımıza da haklarımıza da emeğimize de sahip çıkacağız. Elif`e, Sinem`e, Kıymet`e, Gülizar`a, Sedef`e, Serpil`e, Aynur`a, Hanife`ye, Senem`e hiçbir kız kardeşimize yapılana sessiz kalmayacağız. Sokakları da meydanları da yaşamlarımızı da terk etmiyoruz.”
Karya Kadın Derneği Başkanı Dilek Bulut ise şöyle konuştu:
“Hazırladığımız metinde 6284 ile İstanbul sözleşmesi vurgusu çok fazla. Neden biliyor musunuz? Çünkü Senem defalarca şiddete uğradı, kapısına dayanıldı, bıçaklandı, tehdit edildi. Senem koruma altındaydı. Eğer 6284 sayılı yasa gerçekten uygulansaydı, tedbirler alınsaydı, en basitinden ayağına bir kelepçe takılsaydı biz bugün burada olmayacaktır. Biz yine bu meydanlara gelmek zorunda kalmayacaktık.
“İstanbul Sözleşmesi`ni geri alacağız”
İstanbul Sözleşmesi, 6284 diye haykırıyorsak, ölen kadınların ardından yas tutmayalım diye yapıyoruz. O kadınlar öldürülmesin, korunsun, tedbir alınsın. Adliyelerde savcılıklarda erkek adalet tarafından `kravat taktı` diye, `aslında iyi adamdı kadın ne yaptı` diye mahkeme salonlarından terk edilmesin istiyoruz. O nedenle bu iktidarın bizden almaya çalıştığı İstanbul Sözleşmesi`ni geri alacağız. Yaşamlarımızı, hayatlarımızı elbet bir gün geri alacağız. 6284`ü kimse bizim elimizden alamayacak.”
Basın açıklamasının ardından slogan atarak Muğla Adliyesi`ne yürüyen kadınlar, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.