(ANKARA) - TBMM Genel Kurulu`nda, Hayvanları Koruma Kanunu`nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi` görüşmelerinde konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, 5. madde hakkında, "`Tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen hayvanlara ötanazi yapılabilir` diyor. Kime göre neye göre ötanazi? Siz her seferinde siz tehlikeli diyerek tüm sokak köpeklerini öldürmek istiyorsunuz" dedi.
Genel Kurul`da dün konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, 5. madde hakkında, "AK Parti bu kanun teklifiyle ‘sokak hayvanları ya ölecek ya öldürülecek` diyor. Bu katliam kanlı mı kansız mı olacak mı diye dayatıyor. Bu kanun teklifinin bu maddesinin adı ölümdür. Siz AK Parti milletvekilleri öldürmek istiyorsunuz. Sorunu ortadan kaldırmak için hayvanları ortadan kaldırmak istiyorsunuz. Yaşarken değil, herkesi ve her canlıyı ölümde eşitlemek istiyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"Tehlike teşkil eden hayvanlara ötanazi yapılabilir"
Yavuzyılmaz şöyle devam etti:
"Sizin canlıların yaşam hakkına saygı duyduğunuz yok. Ürünlere yaptığınız kazık gibi zamlara nasıl fiyat güncellemesi diyorsunuz, düpedüz hayvanların öldürülmesine de pişkince ‘uyutma adını veriyorsunuz` utanın. İnsanı insanlıktan, hayvanı hayvanlıktan çıkaran bir kanun teklifi bu. Sayın AK Parti milletvekilleri Türkiye`de sokak hayvanlarının sayısı kaç onu bile bilmiyorsunuz. Sokak köpekleri ya yok edilecek ya da yok ettirilecek. Teklifiniz bu. 5`inci maddede ‘Tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen hayvanlara ötanazi yapılabilir` diyor. Kime göre neye göre ötanazi? Buna kim nasıl karar verecek ve siz her seferinde siz tehlikeli diyerek tüm sokak köpeklerini öldürmek istiyorsunuz. Bu ülke için asıl tehlikeli olan sizsiniz. Bu kanun teklifindeki ötanazi güya sizin ellerinizde bu yöntemin adı maalesef ‘neo-nazi` yöntemidir."
"Kısırlaştırmaları uygulamayan ve tedbiri almayan dönemin Tarım Bakanı da Tarım ve Orman Komisyonu Başkanı oluyor"
"AK Parti nedeniyle öyle bir ülkede yaşamak zorunda kalıyoruz ki İliç faciası oluyor; Türkiye tarihindeki en büyük çevre felaketlerinden birini yaşıyor. Dönemin bakanı Meclis`e Çevre Komisyonu Başkanı yapılıyor. Maden felaketlerinin yaşandığı dönemin Enerji Bakanı, Grizu Faciası Komisyonu Başkanı yapılıyor. Kısırlaştırmaları uygulamayan ve tedbiri almayan dönemin Tarım Bakanı da Tarım ve Orman Komisyonu Başkanı oluyor. Milletvekillerinin süresini kısıp sansür uyguluyor. Bu mu demokrasi? Değerli milletvekilleri eğer bu kanun teklifine hayır oyu vermezseniz gelecekte sadece aynaya değil çocuklarınızın yüzüne de bakamayacaksınız.”