(ANKARA) - Çeşitli illerden gelen baro temsilcileri ve hayvan hakları savunucuları, sokak hayvanlarına “ötanazi” öngören kanun teklifini Ankara Kuğulupark`ta protesto etti. Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, "Yasayı uygulayarak herkesin sahip olduğu yaşam hakkını korumak mümkünken, öldürmeyi seçmek; yalnızca zalim bir tercihin sonucudur. Bu zulmü kabul etmiyoruz" dedi.
Farklı illerden gelen baro temsilcileri ve hayvan hakları savunucuları, Kuğulu Park`ta bir araya geldi. Eyleme, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da katıldı. Başarır, şunları söyledi:
"Yasayı, Meclis Genel Kurulu`na getirmeye kalkarlarsa Meclis`i onlara dar edeceğiz"
"Sadece hayvan haklarıyla ilgili yasa gelmiyor. Adaletle ilgili, vergi kanunu ile ilgili birçok yasa geliyor. Biz, toplam maddelerden 5 tanesinin çıkartılmasını istiyoruz. Eğer bunları çıkarırlarsa biz gerekli desteği vereceğiz. Ama bu maddeleri -özellikle hayvan yasasının 4 ve 5`inci maddelerini- Meclis Genel Kurulu`na getirmeye kalkarlarsa Meclis`i onlara dar edeceğiz. Bu hafta ben nöbetçiyim. Ülkeme ve sizlere söz veriyorum; iş tüzüğünün bize vermiş olduğu tüm hakları kullanacağız. Son 22 yılda görmedikleri bir direnci Meclis`te görecekler. Son olarak da ülkeme sesleniyorum; biz milletvekilleri Meclis`te bir mücadele vereceğiz. Bir kelime geçiyor `sahipsiz köpekler` diye. Köpeklerin hiçbiri sahipsiz değil. Köpeklerin sahibi Türkiye, 85 milyon. O yüzden biz Meclis`teyken 85 milyon yurttaşımız da mahallelerinde, sokaklarında dirensin."
Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu ise şöyle konuştu:
"5199 Sayılı Kanun`da yapılması öngörülen değişiklik teklifi, geçtiğimiz hafta Tarım Komisyonu`nda görüşülmeye başlanmış, tasarının ilk 3 maddesi komisyon üyesi tüm muhalefet partisi vekillerinin olumsuz oyuna rağmen AKP ve MHP`li vekiller tarafından onaylanmıştır. Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi olarak, sokak hayvanlarının popülasyon kontrolüyle ilgili, TVHB, Türk Veterinerleri Derneği, akademisyenler ve tüm il bürolarının önerileri doğrultusunda hazırlanan bilimsel çözüm önerilerini içeren raporumuzu, Tarım Komisyonu vekillerine bizzat illettik. Ancak, yasa teklifinin içeriğine bakıldığında, kedi ve köpeklerin doğal yaşam alanı olan sokaklardan toplanarak barınaklara kapatılması ve `ötanazi` adı altında öldürülmesiyle sonuçlanacak olan, etik ve vicdani değerlere, kültürümüze, bilimsel verilere aykırı bir düzenlemenin getirildiği görülmüştür.
"Bakanlıklann sorumsuzluğunun bedelinin sokak hayvanlarının canıyla ödemesini kabul etmiyoruz"
Bu noktada, yapılması gereken, ülkemiz koşulları içerisinde her yönden en doğru ve kesin çözüm yöntemi olduğu yurt dışındaki uygulamalarla da sabit ve tartışmasız ‘Kısırlaştır-Aşıla-Alındığı Yere Bırak` yönteminin, ciddi denetim ve yaptırım mekanizmalarıyla desteklenerek hayata geçirilmesi olmalıdır. Yürürlüğe girdiği 2004 yılından bu yana, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların toplanarak, kısırlaştırılıp aşılama ve rehabilite edilerek alındığı bölgeye bırakma görevini yerine getirmeyen belediyelerin, denetim görevini yapmayan bakanlıkların ihmal ve sorumsuzluğunun bedelinin sokak hayvanlarının canıyla ödemesi asla kabul edilemez.
Genel gerekçelerdeki bir diğer çarpıklık da, yasa değişikliğine dayanak yapılan, kuduz ve zoonoz hastalıkların, trafik kazalarının ve saldırganlıkla ilgili rakam ve velilerin kamuoyuna yanlış aktarılmasıdır. Yasa teklifinde kasıtlı olarak, kuduz riskli temas sayısı olan 470 bin rakamı kuduz yakası olarak zikredilerek, toplumda sokak hayvanlarına karşı olumsuz algı yaratılmakta ve öldürülmeleri için meşru zemin hazırlanmaya çalışılmaktadır. Yasa teklifinde, köpeklere çarpma dolayısıyla 3 bin 534 trafik kazası meydana geldiği ve 55 kişinin ölümüyle sonuçlandığı bildirilmiştir. Resmi verilerde, aşırı hız, alkollü araç kullanımı, trafik kurallarına uymama gibi nedenlerle meydana gelen ölümlere oranla binde 2 gibi bir rakama tekabül eden verilerin, sokak hayvanlarının öldürülmesini meşrulaştırmak için kullanılması mümkün değildir.
"Kendilerine kurban olarak sokak hayvanlarını seçmişlerdir"
Bilime ve hukuka aykırı bir kanun teklifi ile bugüne dek kanunun uygulanmamış olmasının sorumluluğunu üstünden atmak isteyenler, sorunun mevcut kanundaki yetersizlikten kaynakladığı algısı yaratarak, kendilerine kurban olarak sokak hayvanlarını seçmişlerdir. Yasayı uygulayarak herkesin sahip olduğu yaşam hakkını korumak mümkünken, öldürmeyi seçmek; yalnızca zalim bir tercihin sonucudur. Bu zulmü kabul etmiyoruz.
"Ölümün ve katliamın tartışıldığı hiçbir akıl dişi teklifi kabul etmiyoruz"
Kamu kurumlarının hatırlaması gereken tek şey, kamu hizmeti kavramının, sokak hayvanlarının sağlıklı ve refah içinde yaşamlarını sürdürmelerini de kapsadığını, çevrenin ve hayvanların korunması için akla, hukuka ve bilime uygun biçimde yasaları uygulamakla sağlamakla yükümlü olduklarıdır. Çözüm, öldürmenin yasallaştırılması değil, mevcut yasanın etkin biçimde uygulanması iradesinin gösterilmesidir. Ölümün ve katliamın tartışıldığı hiçbir akıl dişi teklifi kabul etmiyor, daima yaşam hakkını savunacağımızı ve katliam teklifleriyle mücadele edeceğimizi saygıyla kamuoyuna duyuruyoruz.”