(ANKARA) - ABD`nin ev sahipliğinde düzenlenen, NATO`nun 75. yıl zirvesi sonuç bildirgesindeki sert mesajlar dünyanın gündeminde. Bildirge, Rus basınında ABD`nin hegemonyasını devam ettirme çabası olarak yorumlanırken, Çin basınında NATO`nun Çin`e yönelik suçlamaların yersiz olduğu yorumları yapıldı. Ukrayna medyası NATO`nun Ukrayna`ya taahhüt ettiği yardımları başlığa taşırken, Avrupa medyasında sonuç bildirgesi savaş öncesi hazırlığın ilanı olarak görüldü. Bazı haberlerde, yaklaşan ABD seçimleri ile ilişkilendirilen sert mesajlar, `Donald Trump`ın başkanlığa seçilmesi durumunda gerilimin sönümleneceği` yorumları ile yer aldı.
Le Monde: ``NATO`nun doğu kanadı ve Rus sınırlarında savaş öncesi dönemi başladı``
Fransız Le Monde Gazetesi NATO`nun sonuç bildirgesinin yansımalarını ``savaş öncesi dönemi`` başlığıyla manşetine taşıdı. Le Monde, çok sayıda ABD askerinin Doğu Avrupa sınırlarına sessizce konuşlandırıldığını yazdığı haberinde ``Rusya`nın Şubat 2022`de Ukrayna`yı işgali, NATO`nun doğu cephesinin yeniden askerileştirilmesini hızlandırdı. Askeri birlik takviyelerinden ağır silahların konuşlandırılmasına kadar, Washington`da 75. yıl dönümünü kutlayan Atlantik İttifakı, olası bir Rus saldırısına karşı hazırlanıyor`` dedi.
Macaristan: ``Trump, Ukrayna`da barış şansını temsil ediyor``
Reuters, NATO`nun 75. yıl toplantısının zamanlamasına dikkat çekerken, ABD Başkan`ı Joe Biden`ın kendi ülkesinde Trump`a karşı zayıf münazara performasından sonra büyük bir baskı altında olduğuna dikkat çekti. Reuters, haberinin devammında Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto`nun görüşüne yer verdi. Szijjarto Reuters`a Ukrayna savaşı ile ilgili tarafların "en azından müzakere etmelerini sağlamak için çok güçlü bir dış etki olmalı, önümüzdeki dönemde buna şansı kim var? Eğer seçilirse, bu sadece Başkan Trump olabilir`` dedi.
Global Times: ``Çin NATO`nun ithamlarını kabul etmiyor``
Çin`in Global Times Gazetesi Çinli yetkililere dayandırdığı yorumlarda, "NATO Washington Zirve Bildirisi Soğuk Savaş mantalitesi ve savaşçı retorikle dolu, Çin ile ilgili bölümler açıkça yalan ve karalamalarla provokatif" dedi. Çinli yetkililerin, Çin`e yönelik suçlamaları kesin bir şekilde reddettiği ve kınadığını ifade edildi.
Çin`in savaşta Rusya lehine ``kolaylaştıcı`` bir rol oynadığı ithamlarına Çin Avrupa Misyonu, ``NATO başkalarını suçlayacağına çözüme odaklanmalı ve Ukrayna savaşında kendi adımlarını gözden geçirmeli`` dedi.
Sputnik, ``Sonuç bildirgesi, ABD hegemonyasını sürdürmeyi amaçlayan neo-muhafazakar bir yeni taahhüt``
Rus basınında da geniş yankı bulan NATO sonuç bildirgesine Sputnik`te ABD`li ekonomist Jeffrey Sachs`in yorumları ile yer verildi. Sachs, Sputnik`e "NATO Bildirgesi, ABD`nin hegemonyasına keskin bir neo-muhafazakar yeniden bağlılıktır. Bu aslında BM Şartı`na doğrudan aykırı olan ABD merkezli düzendir, bildiri, Rusya`yı daha da izole etme çabalarını yansıtıyor" dedi.
Russia Today: ``NATO genişlemesini durdurmuyor``
Soğuk Savaş`ın sonladığı 90`lı yılların başında NATO`nun doğu sınırlarına doğru genişlemeyeceği taahhütünde bulunduğunu hatırlatan Russia Today, NATO`nun ``açık kapı politikasını sürdürmeye kararlı olduğunu`` söyledi. Russia Today, örgütün 1999 yılından bu yana Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan`la başlayan doğu sınırlarında genişleme politikasının tarihçesine yer verdi. NATO zirvesinin sonuç bildirgesinde yer alan ``Batı Balkanlar ve Karadeniz birlik için stratejik önemdedir`` ifadesine dikkati çekerek, NATO`nun bölgede etkisini artırma girişimlerinin devam edeceğini söyledi.
The Kyiv Independent, ``NATO, Ukrayna üyelik için ‘dönülmez yolda` dedi``
Ukrayna basınında NATO`nun Kiev`e verdiği taahhütlerin öne çıkarıldığı haberler yer aldı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg`in Ukrayna`nın NATO`ya üye olmak için ‘geri dönülemez` yolda olduğunu ifade etmesini manşetten veren The Kyiv Independent, ``NATO müttefikleri Ukrayna`ya 40 milyar euro (43 milyar dolar) minimum temel finansman sağlama, Ukrayna askerlerini eğitmek ve donatmak için Almanya`da yeni bir askeri komuta merkezi kurma ve daha ileri hava savunma taahhütleri açıklamıştır`` bilgilerin eyer verdi.
Stoltenberg`in "Ukrayna ile sahip olduğumuz tam paket, uzun vadeli taahhüt, daha fazla silah teslimatı arasında F-16`lar da dahil olmak üzere, ikili güvenlik anlaşmaları ve uyumluluk paketi. Tüm bunlar, üyelik için bir köprü oluşturduğumuzu ifade ettiğimiz şeydir. Bu, Ukrayna`yı üyelik yolunda daha da yaklaştıracak somut adımlardır" sözlerine yer verildi.
Washington Post, ``Gazze`nin konuşulmamasına dikkati çekerek Erdoğan`ın pozisyonunu övdü``
Washington Post`un Ishaan Tharor imzalı analizinin başlığı ``NATO Zirvesinde Gazze odadaki fil,`` ``odadaki fil`` herkesçe görülen ancak varlığı yoksayılan problem anlamında kullanılan bir deyim. Washington Post, ``Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın Gazze konusunda diğer üye ülkelerin liderlerinden ayrılan pozisyonunu``nu övdü. Washington Post`un bu konudaki analizi şöyle:
``7 Ekim`den beri İsrail`in Gazze`deki yıkıcı kampanyası, küresel dikkati Rus işgalinden uzaklaştırdı ve Batı`nın algılanan ikiyüzlülüğü konusunda yorumları alevlendirdi. ABD ve Avrupa`nın, Rusya`nın Ukrayna`daki hastaneleri bombalamasına karşı öfkesi ile İsrail`in tekrarlayan saldırıları karşısında göreceli sessizliği arasındaki fark eleştirilere maruz kalıyor.
Bu haftaki zirvede, Gazze`nin çok önemli bir yorum dikkat çekmeyecek gibi. Ancak en azından bir üye devletin bunu bir konu haline getirmeyi amaçladığı belirtiliyor. Washington`a varmadan önce, savaş başladığından beri İsrail`e sert eleştiriler yönelten Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze`deki felaketi ‘zirvede dikkat çekici hale getirmek istediğini` söyledi. Bir açıklamada, ‘uluslararası toplumun İsrail`i bu vahim durumda durduramadığını` ve ‘Filistin`de adil ve kalıcı bir barışın sağlanmadan küresel vicdanın rahatlamasının mümkün olmadığını` vurguladı... İsrail`in sivillere yönelik saldırılarını kınayan ciddi bir Batı baskısının olmayışını ve NATO`nun Ukrayna`ya duyduğu tutkulu sevgiyi Türk delegesi daha da görünür hale getiriyor.``