(PARİS) - CHP Paris Birliği Başkanı Nazım Ergin, “Aşırı sağın özellikle de Fransa gibi Nazi barbarlığını tüm vahşetiyle yaşamış, işgal altında yakılmış yıkılmış bir ülkede hortlaması, ikinci tur sonuçları ne olursa olsun faşizmin fiziksel bir kavgaya girişeceğinin işareti. Bu dalganın karşısında direnebilmek için örgütlenmek şarttır. Boyumuzu aşıyormuş gibi gördüğümüz dalgayı ancak örgütlenerek atlatabilir, sönümlendirebiliriz” dedi.
Sosyalist Enternasyonel Başkan Yardımcısı olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün Sosyalist Enternasyonel’in Romanya’nın başkenti Bükreş’teki toplantısında Fransa seçimlerinin ilk tur tablosuna dikkati çekerek, Fransa vatandaşı Türkiye göçmenlerine seçimlerde aşırı sağa karşı oy verme çağrısı yaptı.
Özgür Özel’in çağrısının ardından bir açıklama da yaklaşık 400 bin Türk vatandaşının yaşadığı Paris’ten, CHP Paris Birliği Başkanı Nazım Ergin’den geldi. CHP Paris Birliği Başkanı Nazım Ergin, Avrupa’da aşırı sağ partilerin oy yükseltmelerinin Fransa’ya da yoğun bir etkisinin olduğunu belirterek, gidişatın Avrupa’da yaşayan Türklere olumsuz etkilerinin olacağını dile getirdi.
Avrupa’da bir domino etkisi yaşandığına vurgu yapan Ergin, şunları söyledi:
“Sosyal demokrat partilerin yeni bir programı ele alması gerekiyor”
“Aşırı sağın özellikle de Fransa gibi Nazi barbarlığını tüm vahşetiyle yaşamış, işgal altında yakılmış yıkılmış bir ülkede hortlaması, ikinci tur sonuçları ne olursa olsun faşizmin fiziksel bir kavgaya girişeceğinin işareti. Bu dalganın karşısında direnebilmek için örgütlenmek şarttır. Boyumuzu aşıyormuş gibi gördüğümüz dalgayı ancak örgütlenerek atlatabilir, sönümlendirebiliriz. Bu aslında onlarca yıllık bir birikimin sonucu. Avrupa’da Nazi barbarlığından sonra oluşan normalleşme ortamında başat aktör olarak öne çıkan sosyal demokrasi, on yıllar içinde hantallaştı. Özellikle soğuk savaşın bitmesiyle birlikte artık ihtiyaç olarak görülmekten çıkan sosyal devlet anlayışına, birçok ülkede doğrudan doğruya sosyal demokrat partiler eliyle darbeler indirildi. Bu da Avrupa’da sosyal demokrasiye inancın zayıflamasına, paralelinde ise sağcı partilerin yükselişe geçmesine olanak tanıdı. Aslında sosyal demokrasi, Avrupa’da kendi altını oymuş oldu, üstünde durduğu halıyı kaydırmış oldu böylelikle. Hepsinin üstüne göçleri, göçmenlerin entegrasyon problemlerini de eklediğimizde, gelinen noktada onlarca yıllık bir hesabın kapatılması gerçeğini yaşıyoruz bugün. Sönümlenen, halkta karşılığı azalan sosyal demokrat partilerin yeni bir programı ele alması, önüne rehber olarak koyması gerekiyor. Bu tam da zarar gören sosyal devlet anlayışını onarıp yeniden itibar görür hale getirmekten geçiyor.”
Türk vatandaşlarını bugün Fransa genel seçimlerinde oy vermeye çağıran CHP Paris Birliği Başkanı Ergin, şöyle devam etti:
“Oy kullanalım ve ikinci vatanımızın kaderine etki edelim”
“Çok fazla seçim bölgesinde birçok sol aday seçim yarışından çekildi, bölgelerde ortak adaylar, faşizme karşı birlikte seçime girecek bugün. Dolayısıyla ikinci tur sonuçları, birinci tur gibi olmayacak ama aşırı sağ bir partinin ilk turda yüzde 34 gibi sonuç bile harekete geçmek için geçerli sebeptir. Yurttaşlarımızdan çağrımızdır, oy kullanalım ve ikinci vatanımızın kaderine etki edelim. Bizi Türkiye’deki seçimler kadar, Fransa’daki, hatta Avrupa’daki tüm seçimler de yakından ilgilendiriyor.”
Avrupa’da tarihinin Nazizim sonrası tarihin en yüksek oy oranlarını bulan aşırı sağ bloka karşı sosyal demokrasinin gerilemesini, aynı zamanda “CHP için tarihi bir sorumluluk alanı” olarak değerlendirdiklerini belirten Ergin, şunları kaydetti:
“CHP’yi Türkiye’mizde iktidar, Avrupa’da rehber yapacağız”
“Bu alan Türkiye’de iktidara yürüyen partimiz için sonuna kadar açılmıştır. Avrupa sosyal demokrasisinin eskimiş kılavuzunun yerine iktidara yürüyen bir yanıyla köklü, diğer yanıyla genç CHP’nin iktidar rehberi ve sosyal devlet anlayışı önderlik edecek pozisyona geldi artık. Bu sorumluluk alanı olmanın yanında aynı zamanda bir fırsattır. CHP’yi Türkiye’mizde iktidar, Avrupa’da rehber yapacağız. Örgütlenerek Avrupa’ya da rengimizi vereceğiz, bu kötü gidişi durdurmak için vermek de zorundayız.”