ERKAN KARACA
(ÇORUM) - Çorum Kadın Kolları Olağan Genel Kuruluna katılan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, "Gün geçmiyor ki, bir kız kardeşimiz katledilmesin, gün geçmiyor ki bir hak ihlali yaşanılmasın. Geçtiğimiz üç gün içerisinde sekiz ilde dokuz kız kardeşimiz katledildi. Sekiz ilde yani günde üç kız kardeşimiz hayattan koparılıyor. Diğer taraftan AKP ne yapıyor, İstanbul Sözleşmesi`ni feshediyor. AKP ne yapıyor, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Yasası`nı budamaya kalkıyor" dedi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP Kadın Kolları Olağan Genel Kuruluna katılmak üzere Çorum`a geldi. Nazlıaka, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Eşit temsil bir haktır. Onun için yüzde 50 temsilin olduğu fermuar sistemi dediğimiz listelerin bir kadın bir erkek şeklinde olduğu kanun teklifimizi hazırladık. Meclise verdik. Ancak bildiğiniz gibi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Ancak biz bunun peşini bırakmıyoruz ve 4 Eylül`de yapılacak olan tüzük kurultayında da hep birlikte bunun peşine düşeceğiz ve umut ediyorum ki hem eşit temsil hem de fermuar sistemini hayata geçireceğiz.
"Medeni Kanunu sil baştan yazmak isteyenleri tozlu raflara kaldıracağız"
Özellikle kadın hakları konusunda gün geçmiyor ki, bir kız kardeşimiz katledilmesin, gün geçmiyor ki bir hak ihlali yaşanılmasın. Bakın geçtiğimiz üç gün içeresinde 8sekizilde dokuz kız kardeşimiz katledildi. Sekiz ilde yani günde üç kız kardeşimiz hayattan koparılıyor. Diğer taraftan AKP ne yapıyor İstanbul Sözleşmesini feshediyor. AKP ne yapıyor; 6284 nolu Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Yasası`nı budamaya kalkıyor. AKP ne yapıyor; bizim eşit yurttaşlık hakkımızı sağlayan Medeni Kanunu sil baştan yazmaya kalkacağını söyleyebiliyor. Buradan onlara seslenelim. Medeni Kanunu sil baştan yazmak isteyenleri hepimiz bu ülkenin tarihinden sileceğiz. Siyasetin tozlu raflarına kaldıracağız.
"AKP iktidarı döneminde kadınlar ikinci cinsiyet gibi görülüyor"
Şimdi AKP iktidarı döneminde de kadınlar, iki cinsiyetten biri değil, ikinci cinsiyet gibi görülüyor. Her türlü ayrımcılığa maruz kalıyor ve sadece ve sadece anne kimliği üzerinden tariflendiriliyor. Sürekli olarak daha fazla çocuk doğurması dayatılıyor. Ancak daha fazla çocuk doğurduğu taktirde o çocuklara kreş imkanı sağlanacak mı? O çocukların eğitime, sağlığa, adalete erişim imkanı olacak mı? O çocuklar iyi bir eğitim görüp, iyi bir meslek sahibi olduğunda bir işe girebilecek mi? Buna dair en ufak bir çalışma, buna dair en ufak bir proje, plan görmüyoruz. Samimi olarak görmüyoruz. Sözde çok şey söyleniyor ama gerçekte bunların hiç birisi yapılmıyor."