(İSTANBUL) - İstanbul’da Mısır Çarşısı’na alışverişe gelen Şenay Yılmaz isimli yurttaş, “Herkes Eminönü’ne geliyor, 9-10 bin TL’yi verip gidiyor. Emekli ne yapsın? Su bile alamıyoruz. 10 TL olmuş bir su” diye tepki gösterdi. Çarşı esnafı da yurt dışından gelenlerin bile fiyatları pahalı bulduğunu, yurt içinden gelenlerin de alışveriş yapmadığını dile getirdi.
Kurban Bayramı’nın sona ermesiyle İstanbul’un en işlek yerlerinden biri olan Eminönü’ndeki Mısır Çarşısı esnafı da kepenk açtı. Esnaf ve yurttaşlar, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Lokum, baharat, kuruyemiş satan Ali isimli esnaf, “Türkiye’yi dünyaya tanıtan lezzetlerden satıyoruz” dedi. Esnaf, şöyle konuştu:
“Bütün Latin ülkelerinden, Brezilya’dan, Amerika’dan, Meksika’dan, Araplardan özellikle gelenler var. Beğeniyorlar ama fiyatlar maksimum yüksek olduğu için onlar da şikayet ediyor yani fiyatlardan artık. Yurt içinden gelen müşteriler de artık kafalarında hep pahalı olduğu için alışveriş yapmıyorlar. Yani kendi vatandaşımız daha çok kendi semtlerinden almaya çalışıyorlar. Çünkü şöyle bir şey. Kalite, Mısır Çarşısı’nda en üst seviyede. Buradaki Antep fıstığıyla dışarıdaki Antep fıstığı arasında fark var. Buradaki lokumla dışarıda satılan lokumların arasında fark var. Bunların yüzde yüzü Antep fıstığı, badem. Diğer taraflardan krem şanti falan basılıp fiyatlar ucuz oluyor. Ne oluyor, müşterinin gözünde burası pahalı gelmiş oluyor. Zaten gelen müşteri de genel anlamda bütün lokumların tadına baktığı için, kaliteyi bildiği için onlar da alıyor zaten. Bayramda biraz düşüktü. Herkes, yani Müslüman olan ülkelerde bayram tatili diye kendi ülkelerinde geçirdiler. Bir de 4 gün kapalı olduğu için, Türkiye’nin her tarafı kapalı olduğu için gelen turistler de gelmedi. Mısır Çarşısı da 4 gün kapalıydı zaten. Sakin bir bayram öncesiydi.”
“Hiçbir şeyin yanına varılmıyor”
Şenay Yılmaz isimli yurttaş, 9 bin lira dul maaşı aldığını dile getirdi. Mısır Çarşısı’ndan hiçbir şey alamadığını belirten Yılmaz, şunları söyledi:
“Hiçbir şeyin yanına varılmıyor. Çok kötü durumdayız. Allah yardımcımız olsun. 9 bin TL alıyoruz. Su bile alamıyoruz. 10 TL olmuş bir su. Ne yapabiliriz ki? Çok kötü durum. Aşırı pahalı. Bağcılar buradan daha uygun. Bura daha çok pahalı. İç çamaşırı alacaktık, vallahi alamadık. İnan ki alamadık. Boş dönüyoruz. 500 lira anca ayırdık, alamadık yani. Bir küçük iç çamaşırı 120-130 TL. Ne alabilirsin ki? Ne kurbanı... Kurban kesebilir miyiz? Bir de kimse kimseye bir lokma kurban vermiyor. O bitti artık. Bir de bayramda evde oturduk. Para nerede ki nereye gidelim? Torunuma çok az harçlık verebildim. 10 bin kime yetsin ya? 10 bin lira da almıyorum. Dulum ben. 9 bin TL alıyorum. Bayramda 2 bin 250 TL verdiler. Onla ne yapabiliriz ki? 3-4 tane torunum var. Biri okuyor, polisliği kazandı ama çocuğa 200’lüğü vallahi utanarak verdim ben. O parayla ne yapabilirler? Herkes Eminönü’ne geliyor, 9-10 bin TL’yi verip gidiyor. Emekli ne yapsın, ne yapabiliriz? Biz kıyma, et hayatımızda alamıyoruz. Kötü bir tavuk alıyorduk, onu da alamıyoruz.”
“Hizmet sektörlerinde pahalılık var”
Yurt dışında çalışan Mustafa Erim de şunları dile getirdi:
“Dünya çapında pahalı, her tarafta pahalılık var. Bizde biraz daha değişik, farklı yani. Bugün bayramdan sonra gezeyim, kalabalık dedim ama yerliden çok yabancı var. Fiyatlara baktım. Şöyle bir dolaştım. Hava güzel ama biraz ekonomi de düzgün olsa iyi olur. Dünyada var bu sıkıntı. Pandemiden sonra, ekonomik şeylerden sonra bütün toplum hayatına alttan yukarı yansıdı. Hayatta, yemede, içmede, bütün her şeyde yüzde 300 zam var. Bizde ekonomik bazı son gelişmelerden dolayı sıkıntılar var. İnşallah aşarız diyelim, iyi düşünelim. Vallahi gıdada büyük farklılık var. Bir de hizmet sektörlerinde pahalılık var. Şimdi devamlı geziyorum, işim icabı da geziyorum ama inşallah iyi olur diyelim.”