(İSTANBUL) Müfredatı Geri Çekin Platformu Kadıköy`de açıklama yaptı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ne tepkilerini dile getiren eğitimciler, "Tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı dini esaslara dayalı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz" dedi.
Eğitim sendikaları adına hazırlanmış ortak açıklamayı Eğitim-Sen 2 no`lu Şube Başkanı Bengi Şahin okudu. Şahin, son dönemdeki dini ağırlıklı uygulamaları anımsatarak, "MEB`in ÇEDES ve benzeri projeler üzerinden eğitim sistemi, içine faaliyet alanı açtığı Diyanet İşleri Başkanlığı`nın yanı sıra iktidarla iç içe olan dini vakıf ve cemaatler tarafından okullar, yurtlar, kurslar vb. kurumlar tıpkı bir örümcek ağı gibi çepeçevre kuşatılmış durumdadır. Yeni müfredat değişiklikleri eğitim kurumları başta olmak üzere, eğitim sisteminde yaşanan dinselleşme kuşatmasının en son ve en tehlikeli aşamasını oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.
"Siyasi iktidarın ideolojisi öğrencilere aktarılıyor"
Milli Eğitim Bakanlığı`nın (MEB) müfredatı hazırlarken yangından mal kaçırır gibi davrandığını belirten Şahin şunları söyledi:
"MEB`in müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler` merkeze alınmıştır. MEB`in öncelikli hedefi eğitimin bilimsel esaslara dayanmasından çok, iktidarın siyasal ideolojisinin eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden açık ve gizli olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağı başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu nedenle tesadüf değildir.
Sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirilmek isteniyor
MEB`in müfredat değişiklikleri ile asıl hedefi, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen itaatkâr nesiller yetiştirmektir. Bunun için öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme` ya da ‘ayıklamaya` tabi tutulmuş, tek adam rejiminin siyasal ve ideolojik hedefleri eğitim müfredatına yerleştirilmiştir. Eğitim müfredatında yapıldığı söylenen ‘sadeleştirme` ile doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat derslerinin hedef alınmıştır. Bazı derslerde ünite ve kazanım sayıları azaltılmış, 12 Eylül darbecilerinin ‘tek ırk, tek din, tek mezhep` anlayışı üzerinden ‘Türk-İslam sentezi` yaklaşımını merkeze alan değişiklikler yapılmıştır.
"Çocuklarımıza verebileceği hiçbir şey yoktur"
Eğitim sistemi açısından öğrencilere verilecek bilginin belirlenmesi, seçilmesi, müfredat ve ders kitapları üzerinden öğrencilere aktarılması süreci pedagojik olduğu kadar, siyasal bir nitelik de taşımaktadır. Bu durumun somut bir sonucu olarak yeni eğitim müfredatı, farklı yaş gruplarındaki çocuk ve gençlerin gerçek ihtiyaçlarından çok, iktidarın siyasal çizgisine paralel şekilde hazırlanmıştır. Bu durum, yapılan değişikliklerin başta eğitim alanı olmak üzere, toplumun farklı kesimleri tarafından haklı olarak tepkiyle karşılanmasına neden olmaktadır. Bireycilikle, milliyetçilikle, dini-milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik yönden zayıf, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı bir eğitim müfredatının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur"
Açıklama, "Eğitim müfredatı olmaktan çok uzak olan ve tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı dini esaslara dayalı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz. Eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimiz, velilerimiz ve tüm kamuoyu ile birlikte bilime ve laik eğitime açıkça meydan okumak anlamına gelen müfredat değişikliklerine karşı birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz" sözleriyle sona erdi.