(ANKARA) - TBMM, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 104. açılış yıl dönümü dolayısıyla özel gündemle toplandı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, yeni bir anayasa çağrısı yaparak, “Gelin yamalı 12 eylül darbe anayasasını hep birlikte değiştirelim ve demokratik bir anayasayı hep beraber inşa edelim. Gelin başta parlamento olmak üzere siyaset kurumunu her türlü vesayetten kurtaralım” dedi.
TBMM`de konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları savaşlarda hayatını kaybeden Filistinli ve Kürt çocukları andı. Hatimoğulları, "Mücadelemiz çocuk işçiliğinin son bulması erken yaşta evliliklerin sonlandırılması, çocuk istismarının olmaması çocukların öldürülmemesi ve aydınlık yarınlar da yaşayabilmesi içindir" dedi.
Hatimoğulları, Kürt sorununun demokratik müzakere, özgür siyaset ve evrensel hukuk dışında bir pusula ile çözülemeyeceğini kaydederek, “Burada Meclis kurucu bir iradeyle Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye`nin demokratik bir yüzyıla adım atmasının tarihi bir sorumluluğu ile karşı karşıyadır. DEM Parti olarak bizler bu noktadaki çözüm konusunda elimizi taşın altına dün koyduğumuz gibi bugün de elimizi taşın altına koymaya ve çözümün odağında hazır olduğumuzun altını bir kez daha buradan çiziyoruz" diye konuştu.
Demokratik yeni bir anayasa yapma çağrısında bulunan Hatimoğlu şunları söyledi:
"Cumhuriyetinin ikinci yüzyılında krizlerden çıkış yolunun 1920 ruhuyla 1921 yılında yapılan toplumsal mutabakatın güncellenmesinden geçmektedir. Cumhuriyet ikinci yüzyılında geçmişle yüzleşme, geleceğin demokratik inşası, siyaset kurumunun temel görevleridir. Bu görev elbette önclikle bu Meclis`indir. Meclis geçmişle yüzleşme başta olmak üzere demokratikleşme konusunda sorumluluk almalıdır. Zira, 31 Mart seçimlerinde bu sorumluluklar halk tarafından bütün siyasete hatırlatılmıştır. Kürt halkının verdiği ortak yaşam mesajı bu parlamento tarafından en iyi şekilde anlaşılmalıdır. Kürt halkı seçim döneminde oy için akla gelen ama hakları ve barış talepleri söz konusu olunca kriminalize edilen bir halk olmayı kabul etmedi etmiyor. İktidar, Kürt meselesinde güvenlikçi anlayışa çakılı kaldıkça geçmişteki diğer partiler gibi kaybetmeye mahkumdur. Oysa Kürt sorunu bir tanınma ve statü sorunudur. Bugün Kürt sorunu demokratik müzakere, özgür siyaset ve evrensel hukuk dışında bir pusula ile çözülemez. Shakespare`in dediği gibi; çözümü güvenlikçi politikalarda aramak, bir taştan çiçek açmasını beklemek gibidir. Çiçeklerin açması ve gerçek baharın gelmesinin tek yolu müzakereye dayalı demokratik çözümün ta kendisidir. Burada Meclis kurucu bir iradeyle Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye`nin demokratik bir yüzyıla adım atmasının tarihi bir sorumluluğu ile karşı karşıyadır. DEM Parti olarak bizler bu noktadaki çözüm konusunda elimizi taşın altına dün koyduğumuz gibi bugün de elimizi taşın altına koymaya ve çözümün odağında hazır olduğumuzun altını bir kez daha buradan çiziyoruz.
İkinci yüzyılda siyasetin görevi yaşanan sorunlara kalıcı çözümler bulacak halkların demokratik yönetimini kurmaktır. Bunun en önemli adımlarından birisi demokratik anayasa yapım sürecine girmektir. Bunun için de yapılması gereken acil şeyler; çatışma ve kutuplaştırıcı iklime son vermek, toplumsal barışı tesis etmek, en geniş toplumsal mutabakatı aramak üzere yol ve yöntemler üzerine çalışmaktır. Türkiye`nin katı merkeziyetçi anayasalara değil, demokratik, özgürlükçü, emekten yana olan halkların inançlarına ve özgürlüklerine eşit şekilde yaklaşabilen bir anayasaya ihtiyacımız vardır. Bu anayasa için hep birlikte çalışabilir.
Bu ülkeye kalıcı ve barışın gelmesinin yolu Kürt sorunun çözülmesiyle mümkündür. Ortak bir yaşam ve demokratik bir toplum için tüm kesimlerle konuşmayı ve yol almayı isteriz elbette. Bu sebeple, gelin yamalı 12 eylül darbe anayasasını hep birlikte değiştirelim ve demokratik bir anayasayı hep beraber inşa edelim. Gelin başta parlamento olmak üzere siyaset kurumunu her türlü vesayetten kurtaralım. Gelin dünyada tohumu ekilen, Orta Doğu`da fidelenen savaş ve kargaşaya karşı Türkiye ve bölge halklarını korumak için büyük bir iç barış mutabakatı yapalım."