Hakan KAYA
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD Olağan Genel Kurulu`nda; "Yüksek enflasyon ve refah üretmeyen büyüme geçim sıkıntısı getirir. Büyümenin kaynağını tüketime, kentsel ranta, verimliğe katkısı sınırlı projelere dayandırmak doğru değildir. Oysa kaynakları verimli kullansak, toplanan vergilerde israfı önleyip, eğitim ve diğer sosyal harcamaların payını artırabilsek durum farklı olabilirdi...Kalkınma her şeyden önce insan içindir. Her türlü farklıklarıyla tüm etnik ve dini inançtan insanımız ülkemizin gücüne güç katar. Bunun için sivil toplumun önünün açılması, ifade özgürlüğü, özgür medya, akademik özgürlükler konuları da sık sık gündemimizde oldu" dedi.
TÜSİAD Olağan Genel Kurulu bugün toplandı. 2015 yılında geldiği görevini devredecek olan TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, toplantının açılış konuşmasını yaptı. 9 yıllık görev süresini değerlendiren Özilhan, şunları söyledi:
"AVRUPA BİRLİĞİ, TÜRKİYE İÇİN VAZGEÇİLMEZ ÖNEME SAHİPTİR"
"Geçtiğimiz 9 yılda ülkemizde baş döndürücü bir gündem vardı. Bu derin değişimler, dönüşümler karşısında siyasi, ekonomik ve sosyal temellerimizi sağlamlaştırmak gerekiyordu. Dış politikada pazarlıkçı yaklaşım yerine ilkeler bazında bir politikanın olmasından yana olduğumuzu defalarca vurguladım. Batı`nın bir parçası olduğumuzu unutmamamız gerektiğine, Türkiye`nin Batı ve Doğu arasında bir köprü olduğuna ve Avrupa Birliği üyelik sürecinin önemine işaret ettim. Küresel riskler, bölgesel tehditler, ekonomik çıkarlar dikkate alındığında Avrupa Birliği, Türkiye için vazgeçilmez öneme sahiptir. Bunu sürekli ifade ettim. 2024 yılında Türkiye halen AB üyelik sürecine devam ediyor."
"İKTİDAR YAPISI DEĞİŞMEDİ AMA SİYASİ GERİLİM DE HİÇ DÜŞMEDİ"
2016 yılında yaşanan darbe girişimine ve son 9 yılda 8 kere sandık kurulduğuna dikkat çeken Özilhan, "2 Cumhurbaşkanlığı, 4 Meclis, bir halk oylaması, birisi gelecek ay olmak üzere iki yerel seçim, gündemimizi doldurdu. Parlamenter sistemden, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi`ne geçtik. İktidar yapısı değişmedi ama siyasi gerilim de hiç düşmedi. Hatta sürekli olarak da tırmandı. 2024 yılında Türkiye hala siyasi istikrar arayışına devam ediyor. Terör de yakamızı hiç bırakmadı. 2024 yılında Türkiye hala terörle mücadeleye devam ediyor" diye konuştu.
Özilhan, yaşanan deprem felaketine de değinerek, "Göreve geldiğimde 1999 Gölcük depreminin üzerinden 6 yıl geçmişti. Geçen sene yaşadığımız korkunç depremin yaralarını hala tam olarak saramadık. 2024 yılında Türkiye hala Marmara depremine nasıl hazır olunacağını tartışmaya devam ediyor" dedi.
"GELECEĞİ KAYBETMEMEK İÇİN UZUN VADELİ DÜŞÜNMEK, YAPISAL SORUNLARA ERTELEMEDEN ÇÖZMEK GEREKİR"
Ekonomik sıkıntılara da vurgu yapan Özilhan, şöyle devam etti:
"Ekonomik durum tüm konuşmaların temel başlıklarından birisi oldu. Yüksek enflasyon, Türk lirasının değerindeki istikrarsızlık, düşük tasarruf oranı, cari açık, düşük verimlilik, düşük katma değerli üretim, orta gelir tuzağı, teknolojide geri kalma endişesi, yeşil ekonomiye uyum ihtiyacı, nitelikli eleman sorunu, ekonomik durumun vazgeçilmez başlıklarıydı. Bu sorunlar orta yerde duruyorken palyatif çözümler sadece vakit kaybına yol açar. Konjoktür ne kadar elverişsiz olursa olsun geleceği kaybetmemek için uzun vadeli düşünmek, yapısal sorunlara ertelemeden çözmek gerekir."
"2024 YILINDA TÜRKİYE HALA MAKRO EKONOMİK İSTİKRAR ARAYIŞINA DEVAM EDİYOR"
Özilhan, "2015 yılında enflasyon yüzde 9, kişi başı gelir 11 bin dolar, cari açığın gayrı safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 3 idi. Son verilere göre enflasyon yüzde 65, kişi başına düşen gelir 10 bin 659 dolar, cari açığın gayrı safi yurt içi hasılaya oranı ise yüzde 3.6 oldu. 2024 yılında Türkiye hala makro ekonomik istikrar arayışına devam ediyor. 2015 yılında Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisindeki payı yüzde 1.15, küresel mal ve hizmet ihracatındaki payı ise yüzde 4.1 idi. Bu oranlar 2022 yılında da değişmedi. 2024 yılında Türkiye hala küresel ekonomideki payını arttırma arayışına devam ediyor" şeklinde konuştu.
Üretim artışı sağlamadan makroekonomik sorunlarda kalıcı bir iyileşmenin mümkün olmayacağını söyleyen Özilhan, "Küresel konjonktür durumu daha da önemli hale getirdi. Gelişkin bir üretim kapasitesi hem sanayide hem tarımda stratejik önemde. Bu da öngörülebilirlik, iyi bir planlama ve yatırım ortamının iyileştirilmesini, yani hukuk devletinin, yargı tarafsızlığının hiçbir istisnaya müsemma göstermeden tam anlamıyla uygulanmasına bağlı" ifadelerini kullandı.
"YÜKSEK ENFLASYON VE ÜRETMEYEN BÜYÜME GEÇİM SIKINTISINI GETİRİR"
"Yüksek enflasyon ve refah üretmeyen büyüme geçim sıkıntısını getirir" diyen Özilhan şöyle devam etti:
"Büyümenin kaynağını tüketime, kentsel ranta, verimliğe katkısı sınırlı projelere dayandırmak doğru değildir. Oysa kaynakları verimli kullansak, toplanan vergilerde israfı önleyip, eğitim ve diğer sosyal harcamaların payını artırabilsek durum farklı olabilirdi. 2024 yılında Türkiye hala gelir adaletsizliğiyle mücadele devam ediyor. Refahı arttırmak için istihdam yaratmak gerekiyor. 2015 yılında işsizlik oranı 10.3`tü, geçen yılın kasım ayında yüzde 9 oldu. 2024 yılında Türkiye hala vatandaşlarına iyi işler yaratma mücadelesine devam ediyor. İşsizlik sorunu yaşanırken, bir de nitelikli insan kaynağı sorunu yaşıyoruz. Bunun nedeni eğitim sisteminin yeni mesleklere yönelik yeni becerileri kazandırma konusundaki yetersizliğidir."
"EĞİTİMDE NİTELİK VE FIRSAT EŞİTLİĞİ SORUNLARINI ÇÖZMEK YERİNE HALA AFAKİ TARTIŞMALAR YAPILIYOR"
Eğitimde yaşanan sorunlara da dikkat çeken Özilhan konuşmasını şöyle tamamladı:
"Son 20 yılda eğitimle ilgili 17 kez değişiklik yapılmış. 2024 yılında Türkiye eğitimde nitelik ve fırsat eşitliği sorunlarını çözmek yerine hala afaki tartışmalar yapmaya devam ediyor.
"2024 YILINDA TÜRKİYE`DE HALA FIRSAT EŞİTLİĞİ MÜCADELESİ DEVAM EDİYOR"
Kalkınma her şeyden önce insan içindir. Her türlü farklıklarıyla tüm etnik ve dini inançtan insanımız ülkemizin gücüne güç katar. Bunun için sivil toplumun önünün açılması, ifade özgürlüğü, özgür medya, akademik özgürlükler konuları da sık sık gündemimizde oldu. Kadınlar için ekonomik, toplumsal ve siyasi hayatta fırsat eşitliği sağlanması, kadına şiddetin önüne geçilmesi ve İstanbul Sözleşmesi`ne dönülmesi de dikkat çektiğimiz konulardandı. 2015 yılında Meclis`te kadınların sayısı yüzde 15 idi, 2023`te bu oran yüzde 17 oldu. 2024 yılında Türkiye`de hala fırsat eşitliği mücadelesi devam ediyor.
Tüzüğümüz açık ve nettir. Amacımız insan hakları evrensel ilkelerinin düşünce, inanç ve girişim özgürlüklerinin, laik hukuk devletinin, katılımcı demokrasi anlayışının, liberal ekonominin, rekabetçi piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarının ve sürdürülebilir çevre dengesinin benimsediği bir toplumsal düzenin oluşması olarak belirtilmiştir. Şimdiye kadar her yönetim bu amaçları gerçekleştirmek için çalıştı. Gün oldu bu amaçlara yaklaştık, gün oldu uzaklaştık. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlık Divanı adına ben bu kürsüde bu temel ilkeleri hiç bıkıp usanmadan vurguladım. Siz de desteğinizi göstermeye devam ettiniz. Bundan sonra da doğru bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz."