Ankara Halkevleri üyeleri bugün yoksulluk ve hayat pahalılığını protesto etti. Açlık ve Yoksulluğa Karşı Dayanışma Platformu`dan Serdar Kibar, "2024 bütçesine baktığımızda, tıpkı geçmiş yılların bütçeleri gibi halktan alınan vergilerle oluşuyor, oluşan bütçe sermayeye aktarılıyor. Her gün, ekmek alırken, su alırken, giyinirken, beslenirken vergi ödüyoruz. 2024 yılı için ücretlerimizin hedeflenen enflasyona göre arttırılacağı söyleniyor ama ödeyeceğimiz vergiler bu hedefin dört beş katı arttırılıyor. Peki, oluşan bütçeden halka ne düşüyor. Kocaman bir hiç" dedi.
Halkevleri Ankara üyeleri, yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı bugün Kızılay Sakarya Meydanı`nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptı.
“Barınma sorununa çözüm”, “Kentlerde insanca yaşamak”, “Kentsel dönüşüm adı altında yağmaya son”, dövizleri taşıyan üyeler “Vergide adalet istiyoruz”, “patrona değil halka bütçe”, Bu zamlarla yaşanmaz zamlar geri alınsın" sloganları attı.
“AÇLIĞI YOKSULLUĞU, PAHALILIĞI GİDERECEK EKONOMİK VE SOSYAL POLİTİKALAR DEVREYE KONULSUN”
Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar, vatandaşların açlık ve yoksulluk yaşadığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Nüfusumuzun yüzde 90`dan fazlası açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Açlık, yoksulluk ve halkın çaresizliği her geçen gün artmaktadır. İktidara sesleniyoruz. Açlığı yoksulluğu pahalılığı ve çaresizliği giderecek ekonomik ve sosyal politikalar devreye konulsun. Halk için yoksullar için açlar için her konuda kamu girişimciliği ve planlı kalkınma devreye konulsun. Devlet tarafından yatırım ve üretim planları uygulamaya konulsun. Tarımsal ürünler ve gıda başta olmak üzere dolaylı vergiler indirilsin özellikle gıdadakiler kaldırılsın. Açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan kirada kalan vatandaşlara kira yardımı yapsın. Neoliberal politikalar terkedilsin.”
ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONUNDA YOKSUL HALK, EMEKÇİLER TEMSİL EDİLMİYOR
Açlık ve Yoksulluğa Karşı Dayanışma Platformu adına basın açıklamasını Serdar Kibar yaprak bütçe vatandaşa düşen miktarı eleştirerek şunları söyledi:
“2024 bütçesi 11 Aralık`ta TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başladı. Bizler bu eylem için bir aradayken TBMM genel kurulunda görüşmeler devam ediyor. Her ne kadar bütçe meclis gündeminde olsa da halkın bütçe yapma hakkının elinden alındığı, yasal değişikliklerle sarayın sermaye çıkarları doğrultusunda bütçeyi belirlediği, TBMM aşamasının göstermelik olduğu bir süreçten geçiyoruz. Yine 11 Aralık`ta asgari ücret tespit komisyonu da ilk toplantısını gerçekleştirdi. Asgari ücret toplumun tümünü ilgilendirirken bu görüşmelerde yoksul halk, emekçiler temsil edilmiyor.
“OLUŞAN BÜTÇEDEN HALKA NE DÜŞÜYOR, KOCAMAN BİR HİÇ”
2024 bütçesine baktığımızda, tıpkı geçmiş yılların bütçeleri gibi halktan alınan vergilerle oluşuyor, oluşan bütçe sermayeye aktarılıyor. Bütçenin vergi gelirlerine baktığımızda verginin 100 de 68`i dolaylı vergilerden oluşuyor. Her gün, ekmek alırken, su alırken, giyinirken, beslenirken vergi ödüyoruz. Geriye kalan yüzde 32 verginin yüzde 21`i çalışanların maaşlarından kesilen gelir vergisi. Geriye kalan toplam verginin sadece yüzde 11`i üretim yapanlardan, para kazananlardan, ihracatçılardan alınıyor. Bu vergi de alınıyor sanmayın. Yoksuldan ekmek alırken alınan vergiden devlet sermayeye verdiği teşvikler ile vazgeçiyor. 2024 yılı için ücretlerimizin hedeflenen enflasyona göre arttırılacağı söyleniyor ama ödeyeceğimiz vergiler bu hedefin dört beş katı arttırılıyor. Peki, oluşan bütçeden halka ne düşüyor. Kocaman bir hiç.
“ÇALIŞANLARIN YARISI ASGARİ ÜCRETE MAHKUM EDİLMİŞ DURUMDA”
Halkın vergileriyle oluşturulan bütçeden halka kaynak aktarılmazken sefalet ücretleriyle yaşamaya mahkum ediliyoruz. Ücrete bağımlıyız ancak ücretler düşük. Asgari ücret ortalama ücret haline geldi. Çalışanların yarısı 11 bin 402 TL`lik asgari ücrete mahkum edilmiş durumda. Kayıt dışı çalışan işçilerin ücretleri çok daha düşük. Kayıt dışı çalışanların yarısına yakını 2 bin 500 TL bile alamıyor. Asgari ücret altında çalışanların oranı kayıt dışı çalışanlarda yüzde 83,5. Tahmini 7 milyon kadın çalışanın yüzde 41`i ise asgari ücret dahi alamıyor. Milyonlarca emekli 7 bin 500 TL ile yaşamaya çalışıyor. Sonuç olarak 85 milyonluk nüfusun 50 milyonu açlık sınırı altında, 80 milyonu yoksulluk sınırının altında bir yaşam savaşı veriyor.”