Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi`nin görevden alınması talebiyle ilgili açılan davanın karar duruşması bugün Dışkapı Adliyesi`ndeki 31. Asliye Hukuk Mahkemesi`nde başladı. TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, duruşma öncesi yaptığı açıklamada; "Seçilmişleri yargıyı kullanarak görevden almaya çalışmak, meslek örgütleri ve demokratik kamuoyu temsilcilerini susturmak iktidarın siyasi ajandasında önemli bir yer tutuyor. Bunu biliyoruz. Anayasa`yı tanımayan ve hukukun üstünlüğü ilkesini rafa kaldırmış olan iktidar hukuksuzlaştırmayı anayasasızlaştırma ile taçlandırmakta, her bir kurum ve birey için hayati olan anayasal hakların ilga edilmesine uğraşmaktadır. Bizi hak öznesi yurttaşlar olmaktan çıkaran aynı zihniyet, bugün yine benzer yollarla TTB Merkez Konseyi`ni `amaç dışı faaliyet gösterme` gerekçesiyle görevden almaya çalışmaktadır. Amaç dışı faaliyet gösteren TTB değil, Anayasa`yı ve adaleti korumakla görevli olan ama korumamakta, yok etmekte kararlı olan kurumlardır. Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi`nin görevden alınması talebiyle ilgili yargılamanın karar duruşması bugün Dışkapı Adliyesi`ndeki 31. Asliye Hukuk Mahkemesi`nde başladı. TTB duruşma öncesinde, Dışkapı Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklama öncesinde “ TTB`ye dokunma, mesleğimize ve örgütümüze sahip çıkıyoruz” pankartı açılırken, “susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz” “susma sustukça sıra sana gelecek” “sağlık hakkı satılamaz” sloganları atıldı.
CHP Sağlık Bakanlığı`ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, CHP Adalet Bakanlığı`ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, CHP Parti Meclisi Üyesi Nazan Güneysu ve CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, HEDEP Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, HEDEP Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar ile sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları da TTB`ye destek için Dışkapı Adliyesi`ne geldi.
FİNCANCI: TTB`NİN AMACI YIKILAN BİR KENTİN ÇOCUKLARININ SAĞLIKLI BÜYÜMELERİNİ SAĞLAMAKTIR
TTB Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı adliye önünde yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
“Biz TTB`yiz görevimizin başındayız. Hukuki dayanaktan yoksun bir davanın hukuki duruşması için tekrar Dışkapı Adliyesi önündeyiz. Seçilmişleri yargıyı kullanarak görevden almaya çalışmak, meslek örgütleri ve demokratik kamuoyu temsilcilerini susturmak iktidarın siyasi ajandasında önemli bir yer tutuyor. Bunu biliyoruz. Anayasa`yı tanımayan ve hukukun üstünlüğü ilkesini rafa kaldırmış olan iktidar hukuksuzlaştırmayı anayasasızlaştırma ile taçlandırmakta, her bir kurum ve birey için hayati olan anayasal hakların ilga edilmesine uğraşmaktadır. Bizi hak öznesi yurttaşlar olmaktan çıkaran aynı zihniyet, bugün yine benzer yollarla TTB Merkez Konseyi`ni `amaç dışı faaliyet gösterme` gerekçesiyle görevden almaya çalışmaktadır. Amaç dışı faaliyet gösteren TTB değil, Anayasa`yı ve adaleti korumakla görevli olan ama korumamakta ama yok etmekte kararlı olan kurumlardır.
TTB`nin amacı; meslektaşlarının güvenli çalışma ortamlarında çalışmasını sağlamaktır. TTB`nin amacı; koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesidir. TTB`nin amacı; akademik özgürlüklerin tesisi ve nitelikli tıp eğitimi için mücadele etmektir. TTB`nin amacı; deprem bölgesinde dayanışmayı örgütlemek, yıkılan bir kentin çocuklarının sağlıklı büyümelerini sağlamaktır. TTB`nin amacı; toplum sağlığını bütüncül olarak ele almak ve geliştirmektir. TTB`nin amacı; hekimlerin mesleki bağımsızlığını korumaktır. Topluma kendi söylediğini tekrarlamak dışında bir amaç biçmeyenler için Türk Tabipleri Birliği`nin faaliyetleri amaç dışı gibi görünebilir. Aldırmıyoruz. Biz görevimizin başındayız.”
TTB`ye destek olmak için CHP, TİP ve HEDEP ve STK temsilcileri de yaptıkları konuşmalarda şunları söyledi:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz: Bugün burada yaşam hakkını, toplumu demokrasiyi insan haklarını savunduğu için siyasi bir davayla yargılanmaya susturulmaya çalışılan Tabipler Birliği`nin yanındayız. TTB, Türkiye`de demokrasi mücadelesinin bir yuvasıdır. Bizler hekimler olarak meslek ilkelerimizi, toplumun yaşam hakkını Tabipler Birliği`nde öğrendik. Tabipler Birliği`yle hekimlerimizin onurlu örgütüyle birlikte olmaya yol yürümeye ve toplumun sağlık hakkını, yaşam hakkını savunmaya, demokrasiyi savunmaya, savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı ve sağlığı savunmaya devam ediyoruz. Bugün burada açılan bu dava hukuki değil, Türkiye`de muhalif duruşu, gerçekleri ifade eden sivil toplum örgütlerini, meslek örgütlerini ve toplumsal muhalefeti susturmaya yönelik siyasi bir davadır.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık: Bu siyasi davanın tek bir nedeni var. Mesleki kariyerlerine ve birikimlerine kefil olduğumuz hekim arkadaşlarımızın ve TTB`ni doğru bir siyasal tespit yapması ile ilgiliydi. Saray rejiminin gerçekten bir halk sağlığı sorunu olduğu teşhisi yerinde olduğu için o sorunu yaratanlar da bunun intikamını almaya çalışıyor."
HEDEP Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar: Tam da TTB amaçlarına uygun faaliyet gösterdiği için açılmıştır bu dava. TTB ve bütün hekimlerin ana görevi yaşam hakkını savunmaktır. Toplumsal ve siyasal tahribatları önlemek için mücadele etmektir. Barışı insan haklarını ve demokrasiyi savunmaktır. TTB`de işte bunu yapmıştır.
“DİSK Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender: AKP iktidarının bilinçli tercih ettiği yanlış politikalarının yanında meslek örgütlerine yönelik hukuksuzca yapılan saldırılara karşı direncimizi göstermek için mücadele ve dayanışmayı örmemiz kaçınılmazdır. TTB yöneticilerinin görevden alınması için 10 aydır sürdürülen dava Türkiye`deki adaletsizliğin, hukuksuzluğun göstergesidir.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Sekreteri Şenol Köksal: Bu dava bizim için ne ilk ne de sondur her zaman bunları söyleyeceğiz ama onların asla memuru asla emir verdiği kurum ve kuruluşları olmayacağız direneceğiz.
TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül: Bugün TTB ile dayanışmamızı göstermek için buradayız. Kentsel dönüşüm adı altında kamusal dönüşümlerimiz heba edilirken deprem gerçeği karşısında yurttaşlarımız korumasız, savunmasız bırakılırken sağlık sistemi çökertilirken isteniyor ki bütün bu yağmaya yıkım sürecine kimse ses çıkarmasın.